Kuşkusuz Rus bilimkurgu sineması, Sovyetler döneminde en ihtişamlı günlerini yaşadı. Elbette bu gelişiminin ardındaki en büyük etken, ABD ile girişilen rekabetti. Tahmin edilebileceği gibi, bu rekabet sinema alanında da kendini gösterdi. Bir zamanların iki kutuplu dünyası, bilimkurgu sinemasında da iki kutuplu bir anlatım ortaya çıkardı. Zaten Sovyet bilimkurgu sinemasına kendi karakteristiğini veren de bu karşıtlıktı.
Çoğu zaman “klişeyle yaratıcılığın harmanlanması” olarak tanımlanan Sovyet bilimkurgusu, günümüzde çoğu kişinin varlığından bile haberdar olmadığı bir sektör. Bu yazıda sizlere, Sovyet bilimkurgu sinemasının öne çıkan bazı eserlerini tanıtmaya ve sektör hakkında genel bir fikir edinmenizi sağlamaya çalıştık. Şimdiden keyifli seyirler.
Aelita (1924)
Yönetmen: Yakov Protazanov
Tolstoy’un aynı isimli romanından uyarlanan Aelita, yalnızca Sovyet sineması için değil, dünya sineması için de bir klasiktir. Film, Mars’a gidecek bir uzay aracı inşa eden mühendis Los’un hikayesini anlatır. Los, Kızıl Ordu mensubu Gustov ve detektif Kravtsov’la birlikte kızıl gezegene doğru yola koyulur. Mars’a ulaştıklarında insansı bir uzaylı medeniyetiyle karşılaşırlar. Gusev yabancı gezegende ihtilal planları yapadursun, Mars medeniyeti liderinin kızı Aelita ile Los arasında aşk tohumları çoktan ekilmiştir.
Roman, döneminde uyandırdığı büyük yankıyla özgün bir kurgu eseri olarak kabul edilir. Kitapta aynı zamanda Konstantin Tsiolkovsky’nin trans-humanist öğretilerini de görmek mümkün.
Cosmic Voyage / Uzay Yolu (1935)
Yönetmen : Vasily Zhuravlev
Ay’a ayak basma denemeleri başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Gönderilmeye çalışılan tavşan yolda helak olmuş, kedi ise ardında iz bırakmadan ortadan kaybolmuştur. Olan biteni anlamak isteyen bir grup bilim adamı, üçüncü denemeye bizzat katılırlar ve bu kez başarı sağlanır. Hemen ardından Ay, Sovyetlerce kolonize edilir. Bilim insanları dönüş yolculuklarında, öldüğü düşünülen kediyi sapasağlam bulurlar.
Sovyet popüler bilimkurgusunun son derece sade bir örneği olan bu eser, izlenebilirliğini günümüzde bile korumaktadır. Bugün bilim insanlarının, Interstellar gibi dizi ve film setlerinde danışman olarak bulunmasına alışmış olabiliriz ancak bu film, bu uygulamanın ilk örneğini sergilemiştir. Cosmic Voyage’ın bilimsel gerçeklik kısmına en büyük katkıyı filmdeki uzay aracı için 30 farklı teknik çizim yapan roket uzmanı Konstantin Tsiolkovsky yapmıştır.
Meteorites / Meteorlar, The Universe / Evren, Road to the Stars / Yıldızlara Doğru, Planet of Tempests / Fırtına Gezegeni, The Moon / Ay ve Diğerleri (1947 – 1970)
Yönetmen: Pavel Klushantsev
Belgesel ve bilimkurgu harmanlanırsa nasıl olur? Sorunun cevabı filmde saklı. Yönetmen Pavel Klushantsev’in öncüsü olduğu bu akımda belgeselcilik, aksiyon ve fantastik gibi türlerle harmanlanır. Klushantsev’in Planet of Tempests filmi Amerikalı yapımcıların üzerinde o kadar büyük bir etki bırakır ki, filmin iki farklı Hollywood uyarlaması yapılır. Bunlardan ilki Roger Corman imzasını taşıyan 1965 yapımı Voyage to the Prehistoric Planet; diğeri de yönetmenliğini Peter Bogdanovich’in yaptığı ve yine Corman imzası taşıyan Voyage to the Planet of the Prehistoric Women(1968)’dır.
Bir söylentiye göre, Star Wars’un babası olarak kabul eden George Lucas ünlü Sovyet yönetmenle tanışmak istemiş, ancak bilimkurgu sinemasının öncülüğünü yapan bu iki yapımcının yolları asla kesişmemiştir.
Solaris (1972)
Yönetmen : Tarkovsky
Psikolog Kris Kelvin, Solaris’teki görevi denetlemek üzere uzay istasyona ulaşır; vereceği karara göre görev devam edecek veya sonlandırılacaktır. Gördüğü manzara tuhaftır, bilim adamları akıllarını kaçırmıştır. Kelvin de kendi benliği tarafından esir alınır ve birtakım esrarengiz deneyimler yaşamaya başlar.
Genel olarak baktığımızda, Tarkovsky’siz bir Sovyet bilimkurgu sineması düşünülemez. Tarkovsky’nin diğer filmleri gibi Solaris ve Stalker da kapsamlı şekilde analiz edilmiştir. Yayınlanması Sovyet yönetimi tarafından uzun yıllar engellenen Solaris, unutulmaz bir bilimkurgu lezzeti sunmayı garanti eder.
Solaris, 2002 yılında Amerikalı yönetmen Steven Soderbergh tarafından tekrar beyaz perdeye aktarıldı. Ancak sanatsal ve kavramsal güçten yoksun olan bu versiyon, George Clooney’nin Kelvin rolündeki başarısına ve teknoloji avantajına rağmen Tarkovsky eserinin yanında sönük kalmıştır.
Pilot Pirx’s Inquest / Pilot Pix’in Gizemli Ölümü (1978)
Yönetmen: Marek Piestrak
Sovyetler-Polonya ortak yapımı olan film, bir Satürn görevini konu alır. Büyük bir teknoloji şirketi, insansı robotlar geliştirmeyi başarır ve olabilecekleri aldırmadan seri üretime başlar. Kaptan Pirx yönetimindeki bir grup robot ve insan, iki uyduyu Satürn’ün halkasına yerleştirmeleri için uzaya gönderilir. Tahmin edileceği üzere işler yolunda gitmez.
Film, günümüzde bile geçerliliğini koruyabilmesini yönetmen Marek Piestrak’in aşırı gerçekçi film anlayışına borçludur. Kostümler ve modeller, NASA ve Sovyet Uzay Ajansının kullandığı astronot kıyafetleri temel alınarak tasarlanmıştır. Filmin müzikleri Estonyalı besteci Arvo Pärt’a aittir.
Per Astra ad Aspera / Dikenlerden Yıldızlara Doğru (1981)
Yönetmen: Richard Viktorov/Nikolai Viktorov
Uzay boşluğunda geçen bu filmin senaryosunu Sovyet bilimkurgu yazarı Kir Bulychev yazmıştır. Rönasans döneminde yaşayan Puşkin adlı zanaatkar bir uzay gemisiyle karşılaşır. Gemide sıradan bir insan gibi görünen ancak ışınlanma ve telekinizi yeneteklerine sahip bir kadın vardır. Puşkin adının aynı zamanda Rusya’nın en büyük şairinin de ismi olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Orijinal versiyonunu yöneten Richard Viktorov, film yayınlandıktan 2 sene sonra vefat etmiştir. Bayrağı devralan oğlu Nikolai, sesi ve özel efektleri yeniden düzenleyip bazı ideolojik sahneleri keserek 2001 yılında filmin yeni versiyonunu yayınlamıştır.
Hard to Be God / Tanrı Olmak Zor İş (2013)
Yönetmen: Aleksei German Sr
Orta Çağını yaşamakta olan bilinmeyen bir gezegende kaos, karanlık ve yozlaşma hüküm sürmektedir. Yeryüzünden dikkatlice izlenmekte olan gezegende rönasansın başlaması an meselesi olduğunda Don Rumata Estorski, inceleme yapması için buraya gönderilir. Don, gittiği gezegende olaylara müdahil olmadan, sadece bir gözlemci olarak görevini sürdürmelidir. Fakat gezegenin yerel sakinleri arasındaki karışıklığa ve kuralsızlığa tanık olduğunda, tarafsızlık ilkesinden vazgeçip sürece müdahil olur.
Strugatsky kardeşlerin romanından uyarlanan filmin senaryosu, 1968 yılında Sovyet tanklarının Çekoslovakya’ya girişini de içerecek şekilde, Sovyet karşıtı göndermelerle 90’ların sonlarına doğru German Sr tarafından yeniden ele alındı. Ancak German Sr, bu çalışmasını ömrünün sonuna kadar tekrar tekrar düzenledi. Ölümünden sonra nihayet oğlu Aleksei German Jr filmi 2013 yılında yayınlandı.
Hazırlayan: Emre İnanır | Kaynak: The Calvert Journal