Usta yönetmen James Cameron’un 1984’te kotardığı ilk Terminator eseri, küresel anlamda beklenmedik bir başarı getirmişti. Sınırlı bütçesine rağmen yaratıcı senaryosu, karakter derinliği ve yönetmenlik başarısıyla kısa sürede sevilen bir yapım olmuştu. İnsanlar ve makineler arasındaki savaşın anlatıldığı öyküde, savaşı bitirme aracı zaman yolculuğuydu. Makineler 2029 yılında, insan tarafında olan, asilerin lideri John Connor’un yok edilmesi için 1984 yılına yok edicilerini …
Devamını gör »Film İncelemeleri
Avatar’da İşgal ve Direniş Politikaları
Avatar diğer James Cameron filmlerinde olduğu gibi çekilmesi için büyük paralar harcanan bir film. Cameron filmi aslında 90’ların sonunda çekmek istemiş, ama teknolojinin yetersiz olduğu gerekçesiyle on yıllık bir gecikmeye uğramıştır. Filmin gösterime girmeden önce (her ne kadar üç boyutlu filmler nerdeyse 50 yıldır yaşamımıza ağır ağır girmeye başlamış olsa da) özellikle üç boyut konusunda bir devrim yaratacağı konusunda bolca …
Devamını gör »Makinelerin Yükselişi: The Terminator
Günümüzde devasa bir evrene dönüşmüş olan The Terminator, beyaz perde arenasına ilk kez 1984 yılında çıktı. Çağımızın ikonik yönetmenlerinden James Cameron imzalı yapımın, düşük bütçeli B sınıfı bir aksiyon filmi olacağı düşünülüyordu. Ancak sinema sanatının sağ gösterip sol vurma huyundan mütevellit, işler sanılanın ötesinde gelişti ve film gişede hatırı sayılır bir başarı elde etti. Zira izleyicilerin filmi sahiplenmesi ve yarattığı …
Devamını gör »Karanlığın Ortasında: Pitch Black
Her ne kadar ülkemizdeki popülaritesi, ardından çekilen şatafatlı devam filmlerinin gösterime girmesi sayesinde artmış olsa da, Pitch Black (Derin Karanlık) kısıtlı oyuncu kadrosu ve bütçesine rağmen başarı sağlayabilmiş nadir filmlerden biridir. Birbirinden çok farklı karakterdeki yolcuları ile seyahat etmekte olan bir ticari uzay gemisi, güçlü bir meteor yağmuru ile karşılaşır ve üç güneşi bulunan bir gezegene zorunlu iniş yapar. Gemi …
Devamını gör »Elysium ve Sahte Cennetin Mültecileri
Sinema yarından bahsettiğinde sıklıkla bugünü anlatır. Çünkü “yarının” düşleri bugünün korkularıyla ya da umutlarıyla örülüdür. Bir kaçınma ile anlam bulan düşlem, ister istemez bu kaçınmanın karşıt kutbunda yer alan arzu nesnesini de ima eder ve izleyici gösterilmeyeni ve arzulananı dolayımlı bir şekilde sezerek geleceğin şimdiden yaratılmasına yardımcı olur. Disrict 9’dan da tanıdığımız Neill Blomkamp, Elysium’da geleceği distopik bir karamsarlıkla ele …
Devamını gör »Stalker Üzerine Bir Değerlendirme
Tarkovski’nin Stalker adlı filminin bilimkurgu kapsamına girip girmediği konusunda anlaşmazlık söz konusu. Bana kalırsa Stalker, bilimle maneviyat ilişkisini ele almak bakımından ucundan kıyısından da olsa bilimkurguya dâhil. Yine de daha çok felsefî bir eser. Tren istasyonuna yakın bir evde yaşayan çift büyüsü bozulmuş bir Dünya’da, Sovyet kahverengisi diyebileceğim tonlarda, sıkıcı, rutin, donuk bir yaşam sürdürmektedir. Ailenin erkeği, herhangi bir maddi …
Devamını gör »Distopik Bir Rus Bilimkurgu Komedisi: Kin-Dza-Dza!
Kişisel olarak sürrealist sanatla aram pek iyi değil… Hele iş bilimkurguya gelince daha da tutuculaşıyorum. Sırf konusu uzayda geçiyor ve içinde zaman yolculuğu (ya da garip makineler) var diye yazılan her kitaba ya da çekilen her filme bilimkurgu denmesine karşıyım. Bilimkurgunun biraz ciddi olması gerektiğine inanırım. Yine de öyle eserler var ki, apaçık biçimde parodi ya da alegori olmasına ve …
Devamını gör »Bir James Cameron Bilimkurgusu: The Abyss
Kanadalı yönetmen James Cameron, okyanusların derinliklerine tutku ile bağlı olan bir isim. Terminator, Ailens, Titanic, Avatar gibi önemli yapımlara imza atan Cameron, 2012’de bu tutkusunu cesareti ile birleştirir ve Avustralyalı mühendisler tarafından yaratılan Deepsea Challenger adlı denizaltıya atlayıp dünyanın tabanı olarak adlandırılan Mariana Çukuru’na dalar. Cameron, Pasifik Okyanusu’nda bulunan ve yaklaşık on bir kilometre derinliğe sahip bu noktaya, son elli …
Devamını gör »Tanrılar ve İnsanlar Arasındaki Sınır: Prometheus’un Ateşi
Prometeus‘un hikâyesini hepimiz biliriz. Yunan Mitoloji‘sinde insanı yaratan ve tanrılardan ateşi çalıp insanlara bilimi, yaratıcılığı ve uygarlığı veren titandır. Prometeus’un bu yaptığı cezasız kalmaz ve Kafkas Dağı‘nda zincire vurulur. Her gün bir kartal gelip Prometeus’un karaciğerini yer, geceleyin ise karaciğer yeniden oluşur. Böylece her gün katlanılmaz bir acıya maruz kalır. Prometeus, insanlık tarihinde cesaretin, bilgeliğin, yeniye yönelik arayışın bir simgesine …
Devamını gör »Irkçılıkla Karşılaşan Uzaylılar: District 9
1982 yılında Güney Afrika’nın Johannesburg şehrinin üzerinde ansızın bir uzay gemisi belirir. Boyut olarak neredeyse bir şehir büyüklüğündedir ve şehrin üzerinde sabit bir halde durmaktadır. İnsanlar uzay gemisiyle herhangi bir iletişim kuramaz ve sonunda devlet yetkilileri uzay gemisine çıkıp araştırmak ister. İçeriye girdiklerinde, neredeyse açlıktan ölmek üzere olan, sefil bir haldeki uzaylılar ile karşılaşırlar. Uzaylılar, görünüm olarak dev karidesleri andırmaktadır. …
Devamını gör »