Kısa Öykü

İnsanlara Ulaşmak | Zeki Doruk Erden (Öykü)

“Sizler, Aeg’imizin koruyucuları. Sizler ki, on beş sene sonra dünyamızın önderliğini üstlenecek liderlersiniz. “Sizler, dışarıdan bakınca sadece birer çocuk olabilirsiniz. Ancak içinizde, çok daha fazlası olduğunuzu biliyoruz. Siz, Aeg’in, falkan türünün en iyilerinin en iyisisiniz. Bu yüzden buradasınız. Bu yüzden ailelerinizden koparıldınız. Bu yüzden bu antik insanaryada, yüzey adlı cehennemin içindeki bu eşsiz cennette yaşayacaksınız. “Sizler, falkanların geleceğini şekillendireceksiniz. Türümüzün …

Devamını gör »
Predestination

Siz Zombiler! (All You Zombies!) | Robert A. Heinlein (Kısa Öykü)

22.17-5. Zaman Dilimi-7 Kasım 1970-New York, “Baba’nın Yeri”: Evlenmemiş Anne içeri girdiğinde bir kanyak kadehini temizliyordum. Zamanı not ettim: 7 Kasım 1970, beşinci – veya batı – zaman diliminde saat akşam 10.17. Zaman Ajanları tarih ve zamana hep dikkat eder; mecburiyetten. Evlenmemiş Anne 25 yaşındaydı. Boyu benden uzun değildi. Çocukça yanları olan alıngan bir adamdı. Tipi hoşuma gitmedi, hiç de …

Devamını gör »

Kılıç, Rom, Senfoni | Zeki Doruk Erden (Kısa Öykü)

Uzay bağımlılık yapıyordu. Bu, normal insanların, bir yıldızgemisinin arka kamaralarında gidip gelenlerin, kafalarına göre kararlar veren politikacıların, koltuklarında oturup uzay ticaretinden kazandıkları paranın hesabını yapan kodamanların anlayabileceği bir şey değildi. Bunu, Kaptan Wesley Travis’ten başka pek kimse anlayamazdı. Uzay bağımlılık yapıyor, diye düşündü Travis. Peki, Karaje ile saçma bir savaş sebebiyle, askeri araçlar dışındaki hiçbir uzay gemisinin gezegeni terk etmesine …

Devamını gör »

Güney Treni | Yusuf Evrim Kılıç (Kısa Öykü)

Yıl 2100… Genç bir kadın, içinde sadece birkaç parça kıyafet bulunan bavuluyla yürüyordu. İçinde öfke ve nefretten oluşan zehirli bir karışım vardı, bu karışım kalbindeki ateşle kaynıyordu sanki. Sağ gözünün üzerindeki akıllı vizörden şehir haritasını bir kez daha kontrol etti; tren istasyonuna yürüyerek ulaşabilmesi için tam dört caddeden geçmesi gerekiyordu. Bu caddeler, birbirinin içine geçmiş bir sokaklar karmaşası ile bağlanıyordu. …

Devamını gör »

Tanrıların Günbatımı | Serdar Kazak (Kısa Öykü)

Uyandı Lotus. “Bilgi talebi… Saat,” dedi. “Sıfırdörtoniki,” bilgisinin gelmesi yarım saniye sürdü. Etrafına bakındı. Saydam duvarlardan gelen soluk mavi ay ışığında karanlıktı evi. Orta zeka kategorisine dahil, yalnız yaşayan, orta yaşlı bir kadının sahip olabileceği türden küçük bir mekandı burası. Uykusu vardı, biraz daha uyumayı düşündü ama yapmadı bunu, kalktı yataktan. Mutfağa gitti, kahve makinesine bir fincan yerleştirdi. “Kahve,” dedi. …

Devamını gör »

Uygulama: Sen | Aşkın Güngör (Kısa Öykü)

Ey okur, söylemeliyim ki, narsist değilsen kendinle yaşamak istemezsin. Tüm zaaflarından haberdar olan, dışarıya yansıttığın “güçlü kişi” görüntüsünün maskeden ibaret olduğunu bilen biri yarattığın yanılsamayı kolayca yıkabilir çünkü. Göğüslerin bir erkeğe yakışmayacak denli büyüdüğünden başkalarının yanında soyunmak istememen, penisin ortalamadan kısa diye halka açık tuvaletlere gitmekten kaçınman, aptallığın tescillenmesin diye IQ testlerinden uzak durman gizli kalsın istersin. Yeryüzünü paylaşan milyarlarca …

Devamını gör »

Penguen | Anıl Efkan Sakallıoğlu (Kısa Öykü)

“Evet, 1 Ocak 2100 devrim için güzel bir tarih.” Elleri kelepçeli Miller Blanch, beyaz masanın bir ucunda oturmuş içeri giren yapılı adama, altmışlı yaşlarına gelmiş çene altı yağlarını oynatarak sataştı. “Haklısınız. Yarın büyük ve güzel bir gün olacak.” dedi Lewis. Vakitsizlikten kesemediği tırnaklarını masaya vurarak bekledi ve boş sandalyeye oturdu.  “Bunu sizin tam olarak hissedemeyecek olmanız çok kötü Bay Blanch.” …

Devamını gör »

İz | Ebru Güventürk (Kısa Öykü)

En iyi yolculuklar aşağıya doğru yapılanlardır. Cennet’te de böyle olmuştu. İnsanlık yüzyıllarca gözünü yukarı dikmişti. Ne büyük aptallık! Yerçekimli bir dünyanın canlısıysan, en iyisi, yerin seni çekmesine izin vermektir. Gökyüzünü düşlemek hastalıktır. Cennet, kural ve cezanın olmadığı, eşit hak ve özgürlüklerin sunulduğu bir medeniyet. Burada herkes mutlu. Belki de şimdiye kadar tüm insanlığın hayallerini süsleyen ütopik dünya bu topraklarda. Daha …

Devamını gör »

Tuğla | Nur İpek Önder Mert (Kısa Öykü)

Kuş cıvıltısı neşesinde bir başka sabah. Eflatun-mavi gökyüzüne yükselen elmas geometrisindeki binaların ışıltısı. Sıcak oval spa taşları gibi üst üste dizilmiş, katları birbirinden bağımsız, 360o dönen düşdelenlerin şaşaalı görüntüsü. Ve bu muhteşem hayata şükretmek için beyaz birer el gibi açılmış hanımeli çiçeklerinin kokusu. Hayatta, alıştıkça cazibesini yitirmeyen tek şey “mutlak güzellik” olmalıydı; doğanın, dostu teknolojiyle birleştiği, kusursuzluğun limitlerini zorlayan o uzamsal ruh. Ülke …

Devamını gör »

Seninle İki Dakika | Nevin Yeni (Kısa Öykü)

Sonbaharın son demleri, rüzgârları koynunda getirmişti. Deniz huysuzlanıyor, kışa girmek istemiyor gibiydi. Küçük barakasında çayını demlemiş, penceresinden denize bakıyordu Rıza Efendi. Saçı sakalına karışmış, yılların dokunuşları dalgaların kıyıya vurdukça köpürmesi misali ağartmıştı saçlarını. Karısının ölümünden sonra şehri terk etmiş, bir deniz kıyısında artık inzivaya çekilmişti. Zaten ömrü boyunca hep balıkçılıkla uğraşmak istemiş ama çocuklar, işler derken hiçbir zaman çekip gitmeye …

Devamını gör »