Kısa Öykü

Arayış | Gökhan Cılam (Kısa Öykü)

”Acil kurtarma konsolu devreye girdi… Sıcaklık tehlikeli düzeyin üzerinde… Ana sistemin kullanılmaz hale gelmesine 10 dakika… Sıcaklık tehlikeli düzeyin üzerinde…” Acil durum uyarısıyla yeniden açıldı robot. Küçük kamera gözleriyle etrafa sorar şekilde baktı. Issız olduğu kadar kurak da bir yerdeydi. Nerede olduğunu bilmiyordu. Üzerindeki irili ufaklı taşların arasında sıkışmıştı. Kendini kurtarmak için mekanik kollarını kullanmaya çalıştığında sağ kolunun artık yerinde …

Devamını gör »

Saykodelik Mikro Öyküler | Tuğrul Sultanzade

Örümcekler muhteşem bir dansçıydı. Absente boyanmış bir gecede karar verdi buna. Karanlığın yeşil ıstırabı. Ürkütücü şimşekler. Bir kulede hapis, yalnızlığa uzanan. Kimselerin pek uğramadığı bir gözlem dünyasında, örümcekler ile baş başa ve astroloji çalışmaları ile bunalmış haldeydi. Örümcekler için kapkara ve kıllı bir vals besteledi. Yıldızlar söndü. Gölgeler kıpırdadı. Örümcekler muhteşem bir dansçıydı. *** Ekolojik kırımın yaşandığı topraklar bize uzaktı. …

Devamını gör »

Ren | Vahit Emre Güneş (Kısa Öykü)

Sergey sedyede gergin bedeniyle yatıyor, ama kurtulmaya çalışmıyordu. Faydası olmadığının farkındaydı. En zinde olduğu gençlik günlerinde bu tiplerin bir ya da ikisini alt edebilirdi belki de, bugün üzerine çullanan, bir nefes alımlık süre geçmeden onu sedyeye yatırıp bağlayan dört üniformalı izbandut vardı. Bunlardan biri göz kapaklarını araladı, Ren’in uzattığı şırıngadan ceset gibi kokan bir sıvıyı gözlerine boşalttı. Buna her iki …

Devamını gör »

Bir Yaz Günü Kır Gezisi | Mikail Boz (Kısa Öykü)

Her şeyin kullanılmadan eskidiği bir çağda bir çocuğu ne mutlu edebilir ki? Tabii ki sınır yolculukları! Garip döngüleri, labirentvari sokakları, bitmek bilmez ritüelleriyle kent kurulmuş bir saat gibi işleyedursun, evin biraz ilerisinde, altgeçitten biraz ötede farklı bir dünya vardı. Oraya gitmeli, karıncaların dünyasında eğlenmeliydi. Çocuk koşar adımlarla mutfakta egzotik bir salata hazırlamakta olan babasının yanına vardı. Sağlıklı beslenmek, uzak diyarlardan …

Devamını gör »

Cehennem | Tevfik Uyar (Kısa Öykü)

Tanıdığı bir his geldi önce sadece… Ama sadece bir his. Elindeki tek somut olan soyut buydu. Algılıyordu. Demek ki vardı… Ama aralarda bir yerde var olması gereken bir yokluğun eksikliği eşlik ediyordu bu hisse. Işık veya sesin yardımcı olmadığı bu varlık hissini daha önce yaşadığı bir şok haline benzetecekti biraz sonra… Ama biraz sonra… O an gelene dek şu an …

Devamını gör »

Vasiyet | Varlık Ergen (Kısa Öykü)

Profesör Pierre Bergson, duygu yüklü bir anlatı ile başladı dersine. Amfi tıka basa doluydu. “Büyük Göç” adı verilen mülteci akınıyla başladı bu kıyamet. Yurtları yakılıp yıkılmış milyonlarca insan kısa sürede Avrupa’nın kalbine doğru önlenemez bir akın başlattılar. Burası son umuttu. Savaştan kaçanların çığlıkları yüreklere saplandı. Başkentlerin büyük meydanlarında cihada çağırdığı söylenen bombaların patlaması ise sonun başlangıcı olmuştu. Çok kısa sürede …

Devamını gör »

Fraktal | Murat Yıldırım (Kısa Öykü)

Dilimde babamdan duyduğum, sadece nakaratını ezbere bildiğim hüzünlü bir şarkı: Gülpembe… İçinde kayboldugum düşüncelerimin ne olduğunu ben bile bilmezken melankolimi sezen minik prensesim seslendi: “Babacığım, beni hayvanları görmeye getirdiğin için çok teşekkür ederim.” Artık içinde siyahtan çok beyaz olan sakalımla oynadım bir an. Nasıl oluyordu da annesini neredeyse hiç görmemiş bu minik serçe sadece ona benzemekle kalmıyor, aynen onun gibi …

Devamını gör »

Gölgeler ve Renkler | Faruk Korkmaz (Kısa Öykü)

“Kırmızı hapla mı başlasam, yoksa koyu pembeyle mi? Hımm, sarı olanı daha güzel, en iyisi önce onu yutayım.” İlaçlarını, pardon, daha doğrusu; doktorunun çift tırnak içinde sarf ettiği, “Fetüsün gelişimini destekleyici preparatlar” şeklindeki sihirli cümleyle müsemma zamazingolarını hangi sırayla içeceğini şaşırmıştı. Mutfak penceresinin önünde durmuş, iki eliyle soğuk tezgâhı sıkıca kavramıştı, içinden gelen derin bulantı, başından aşağı yayılan ateşe galebe …

Devamını gör »

Ah Yalan Dünya | Ruhşen Doğan Nar (Kısa Öykü)

1 Okuldan çıkar çıkmaz, “Hele şükür, ” dedi, “bir hafta daha bitti.” Kravatını çıkarıp, elindeki çantaya tıkıştırdı. Eve gidene kadar, ders kitaplarının arasında kırış kırış olacaktı kravat. Ama bir pranga gibi taşıdığı boyunbağından nihayet kurtulmuştu. Okulun kapsama alanından uzaklaştıkça, kendini çok daha iyi hissediyordu. Uzun zaman sonra özgürlüğüne kavuşan, kafesinden kurtulmuş bir kuştu sanki. Genellikle öğrenciler sadece kendilerinin, okulda sinir …

Devamını gör »

İki İşgal | Murat K. Beşiroğlu (Kısa Öykü)

Denizin üstü silme savaş gemisi doluydu. Kruvazörler, torpidolar, destekçi ikmal gemileri limanda bombardıman öncesi son manevralarını yapıyordu. Şehir ahalisi hükümetin talimatıyla yaylalara çekilmiş olduğundan sokaklarda kimse yoktu. Siperlerle nefesimizi tutmuş Rus donanmasının bombardımanını bekliyorduk. Ufukta, Karadeniz’in üzerinde güneş batarken bombardıman başladı. Gemilerin topları hep birlikte öyle büyük bir gümbürtüyle patladı ki kulaklarımız sağır olacak sandık. Denizden üzerimize bir ateş seli …

Devamını gör »