selda uygur

Selda Uygur ile Röportaj

Öncelikle bizi kırmayıp röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. İlk olarak sizi okur yönünüzle tanımak isteriz. Kitaplarla nasıl tanıştınız acaba?

Benim için Bilimkurgu Kulübü’nün sorularını yanıtlamak ayrıca bir mutluluk. Kitap okumaya “asıl” ne zaman başladığım sorusunu on dört yaşındayken okuduğum “Çalıkuşu” romanıyla diye yanıtlayabilirim. Farkındalığım o zaman oluştu. “Çalıkuşu”nu okuduktan sonra dikkat ederek ve düşünerek yeni kitaplar aramaya ve bulmaya başladım. Oturduğumuz semtin halk kütüphanesindeki Reşat Nuri Güntekin kitaplarını bitirdikten sonra Baudelaire “Kötülük Çiçekleri”ni keşfettim… Sonra yeni kitaplar ve yolculuklar.

Sizi en çok etkileyen yazarlar kimlerdi?

Bir yazarın iyi bir okuru etkileme biçimlerinin ve dahası etkileme dönemlerinin farklı olduğunu düşünürüm. Bazı yazarlar dünyanıza erken girer. Birikimleriniz, kişisel tecrübeleriniz, hayata bakışınız onu anlamaya hazır değildir. Bunu o yazarı yıllar sonra yeniden okuduğunuzda fark edersiniz. Bazıları gecikir. Neden daha önce tanışmadım diye hayıflanırsınız. Bu nedenle soruya bir okur olarak kendi değişim serüvenimi gözden geçirerek cevap vermem gerekir. Reşat Nuri Güntekin, Dostoyevski, Oğuz Atay, Ahmet Hamdi Tanpınar, Julio Cortazar… Bu serüvende hep iyi hatırladıklarımdır. Bilimkurgu alanında ise Stanislaw Lem ve Ursula K. Le Guin en sevdiklerim.

Okur kimliğiniz size hayata dair neler kattı?

Okuyarak hissettim, okuyarak büyüdüm, okuyarak anladım, okuyarak direndim…

Türk Dili ve Edebiyatı alanında kıymetli çalışmalar yapıyorsunuz. Bir akademisyen olarak bilimkurgu edebiyatını nasıl yorumlarsınız?

Bilimkurgu, edebiyatın özgün alanlarından biri. Sorunuza bilimkurgu yazarları ve okurları diye iki farklı açıdan bakıyorum. Yazarlar, hayal gücünün gerçekle bu denli ilişkili ve bir o kadar da gerçeğe uzak bir alanında duruyorlar. Bu mesafeyi korurken de bugünün insanı için hakikat perdelerini aralamaya çalışıyorlar. Bilimkurgu yazarlığının özel bir meziyet gerektirdiği kesin. Bilimkurgu okurlarının da farklı bir konumu var bence. Bir okur olarak farklı bir dünya tasavvurunun içine girmek, bugüne bilimkurgunun penceresinden bakarak anlam katmak özgün tercih.

Şimdi de müsaadenizle yazar yönünüzü tanıyalım istiyoruz. Yazarlığa başlama sürecinizden biraz bahseder misiniz?

Çocukluğumdan beri biriktirdiğim defterlere yazarım, o defterleri saklarım. Böylece oluşan bir yazma alışkanlığım var. Öyküler yazdım ve bazıları edebiyat dergilerinde yayımlandı. Bunun dışında akademik çalışmalarım ve yazılarım var. Asıl isteğimin roman yazmak olduğunu derinden hissedince Babalar ve Kızları’nı yazdım… Dostlarımla paylaştım ve onların da teşvikleriyle yarışmaya gönderdim. Süreç böyle başladı diyebilirim.

Sizce “iyi yazar”ın tanımı nedir?

Zamana yenik düşmeyen yazardır. Kendine ait bir dünyası ve üslubu vardır, adı bilinmeden yazdıklarından tanınır. Tekrar okunmak istenir. Okur kendi büyüme serüveninde ona da yer verir. İkinci okumada bunu nasıl fark etmemişim dedirtir.  İyi yazarın kitapları okunduktan sonra özellikle ilk birkaç gün akıldan çıkmayan ve belli zaman dilimlerinde durup dururken hatırlanandır.

Yazmakla ilgili herhangi bir metodunuz var mı? (Belirli saatlerde yazma ya da gündelik kelime hedefleri v.b.)

Trans hâline geçmek ve aralıksız yorulana kadar durmadan yazmak… Yorulmak, sonra durmadan yeniden yazmak. Yıllar boyunca yazacaklarımı zihnimde tasarlamak ve yazma anında tasarıların dizilişini izlemek. Yazma metodum budur. Aralıklarla çalışabilen biri değilim.

Geçtiğimiz günlerde ‘Babalar ve Kızları’ adlı romanınız Bilgi Yayınevi etiketiyle yayımlandı. 2020 yılında Turgut Özakman İlk Roman Armağanı’nı kazanan eserinizde zaman yolculuğu teması olay örgüsünde kilit noktada yer alıyor. Bundan söz etmek ister misiniz?

Zamanda yolculuk yapılabileceğine ve insan zihnine ait bilinemeyenlerin buna izin verdiğine inanıyorum. Biz farkında olmasak da tüm zamanların toplamının içindeyiz. Algı kapılarımızı açtığımız zamanda ve rüyalar yoluyla zamanlar arasında geçişler sağlayabileceğimize inanıyorum. Karakterlerim de buna inanıyor. Bu onların gerçekliği. Gerisini okurlara bırakalım. Yolculuğu onlar tamamlasınlar.

Yeni çalışmalar var mı? Varsa bahsetmek ister misiniz?

Babalar ve Kızları’nı nehir roman olarak tasarladım. Okurlardan gelen ilk tepkiler “romanın devamı olacak mı?” şeklinde. Olacak ancak ikinci kitap olmayabilir. Romanın ve karakterin yolculuğu benim için de ayrı bir serüven.

Son olarak okurlarımıza söylemek yahut eklemek istediğiniz şey var mı?

Bilimkurgu Kulübü okur ve yazarlarına sevgilerimi iletiyorum. Hayal gücü, mucizeler ve rüyalar diyorum.

Yazar: Emre Bozkuş

ben bir şarkıyım/atlas denizlerinden geldim/önümde dalgalar vardı/arkamda dalgalar/dalgalar bitince/ben de biterim

İlginizi Çekebilir

bilimkurgu kulubu acikbeyin video

Çocuk Edebiyatında Bilimkurgu

AçıkBeyin ile Bilimkurgu Kulübü‘nün ortaklaşa düzenlediği “Geleceği Görenler Bilimkurgu Öykü Yarışması” kapsamında hayata geçirilen bilimkurgu video serisinin …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin