Ruhşen Doğan Nar ile Röportaj

Öncelikle bizi kırmayıp röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Ben teşekkür ederim bu fırsatı verdiğiniz için. Sonuçta, her gün röportaj teklifi gelmiyor insana. Bu fırsatla yeni okurlara ulaşmayı ümit ediyorum.

İlk olarak sizi okur yönünüzle tanımak isteriz. Kitaplarla nasıl tanıştınız acaba?

Kitaplarla tanışmamda babamın çok büyük bir etkisi var. Babam bir öğretmen, kitap okumayı seven, evinde kendine ait bir kütüphanesi olan aydın bir öğretmen. Bu yüzden gerçekten çok şanslı bir çocuktum. Okumayı söker sökmez elimin altında bir sürü kitap vardı. Çocukluk dönemlerimde Türkiye’de çocuk edebiyatı şimdiki kadar gelişkin değildi. Bu sebeple belki de erken bir yaşta Dünya Klasikleri’ni okumaya başladım. Kitaplara olan sevdam, düşkünlüğüm böyle ortaya çıktı.

Sizi en çok etkileyen yazarlar kimlerdir?

O kadar çok yazar var ki bahsedilmesi gereken. Bu soruyu cevaplamakta her seferinde zorlanıyorum. Ama örnek vermek gerekirse Anton Çehov’dan bahsedebilirim. Öykülerini, tiyatro eserlerini okumaktan büyük keyif alırım. Döne döne okuduğum bir yazardır. Diline, kurgusuna, mizahına, hayata bakışına hayranım.

Bilimkurgu alanında beni en çok etkileyen yazarlar ise şöyle: Stanislaw Lem, Philip K Dick ve Ursula K Le Guin. Felsefeyi bilimkurguyla harmanlamayı başaran Lem, inanılmaz sürükleyici kurgularıyla Dick ve yeni dünyalar ve uygarlıklar yaratmakta usta Le Guin. Ancak Türkiye’de ne yazık ki Stanislaw Lem hak ettiği ilgiyi görmüyor. Daha çok okuru ve ilgiyi hak ettiğini düşünüyorum.

Okur kimliğiniz size hayata dair neler kattı?

Sadece bir hayat değil, binlerce hayat yaşadım diyebilirim. Her bir kitapla farklı bir veya birden fazla karakterin yaşamına ortak oluyorsun çünkü. Bu yaşamlara ortaklık ise hayata çeşitli açılardan bakmanı sağlıyor. Bence okurluk insanda ister istemez empati yeteneği oluşturuyor.

Şimdi de müsaadenizle yazarlık yönünüzü tanıyalım istiyoruz. Yazarlığa başlama sürecinizden biraz bahseder misiniz?

Üniversiteye başladığımdan beri yazıyorum. Her zaman iyi bir okurdum. Ama üniversite sıralarında yazmaya koyuldum. Başka söyleşilerde de bahsettiğim gibi bizim kuşak yazmayı, çizmeyi internet sayesinde öğrendi. Okuma pratiğini kitaplarla gerçekleştirdik ancak yazma pratiğini forumlar, internet siteleri sayesinde geliştirdik. Xasiork, Kayıp Rıhtım, Bilimkurgu Kulübü gibi siteler yazarlık hayatımda önemli kilometre taşlarıdır.

Sizce “iyi yazar”ın tanımı nedir?

İyi yazar işini yani yazma eylemini iyi yapan kişidir. Örneğin, iyi bir pastacı müşterilerine kaliteli, lezzetli pastalar yedirir. İyi bir yazarın da okura kaliteli eserler sunması gerekir. Okur okuma eylemini gerçekleştirdiğinde beklentisi karşılanmalı.

Bence beklentinin karşılanması konusu çok önemli. Çünkü bir okur olarak arada sırada hayal kırıklığına uğruyorum. Yazar vaat ettiklerini eserinde sunamıyorsa burada büyük bir yanlış vardır. Bu tür yanlışlar kötü eserleri doğurur.

Yazmakla ilgili herhangi bir metodunuz var mı? (Belirli saatlerde yazma ya da gündelik kelime hedefleri v.b.)

Belirli bir metodum yok. Düzenli bir yazar olduğumu söyleyemem. Ama yavaş yazan biriyim, bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Oturup onlarca sayfa yazamam. Daha yavaş, daha temkinli yazmayı seviyorum. Bu yüzden çok uzun eserler şu ana dek yazamadım. Yazdıklarımı sürekli geri döne döne kontrol etme alışkanlığım yavaşlatıyor beni.

Hız çağındayız malum. Bilgi sürekli form değiştiriyor. Edebiyatın bu bağlamda dönüşümü hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Hız çağı odaklanma sorunu yaşatıyor hepimizde. Çok fazla çeldirici var hayatımızda. Sürekli bilgi bombardımanı altındayız. Bu sebeple eskisi gibi oturup saatlerce kitap okumak ne yazık ki benim için çok zor. Sanırım birçoğumuz aynı dertten muzdaribiz.

Son yıllarda bu sebeple kısa klasikler, kısa romanlar, kısa öyküler çok daha görünür ve popüler. Kişisel olarak benim de çok dikkatimi çekiyor kısa romanlar, novellalar. Günümüze en uygun edebiyat formu olduğunu düşünüyorum.

Bilimkurgu yazarı olarak, bilimkurgu edebiyatının çağa dair söylemleri hakkında düşünceleriniz nelerdir? Sizce “İyi Bilimkurgu İyi Edebiyattır” sözü ne anlam ifade ediyor?

Bilimkurgu edebiyatı bir zamanların aksine ana akım edebiyata yavaştan yavaştan dahil oluyor. Teknolojinin hayatımızın her alanına girmesi, yaşamlarımızı baştan aşağı değiştirmesi bilimkurguyu gittikçe bize daha yakın hale getiriyor. Bilimkurgu artık hiç kimse için yabancı bir şey değil. Mutlaka bilimkurgu filmi veya dizisi izlemiştir herkes.

Bilimkurgu filmleri, dizileri buzkıran özelliği taşıdı. Bilimkurguyu herkesin hayatının bir parçası haline getirdi. Ancak Bilimkurgu Edebiyatının henüz aynı seviyede etkili olduğunu düşünmüyorum. Yine de Çok Satanlarda son yıllarda hep bilimkurgu klasikleri yer alıyor. Örneğin Cesur Yeni Dünya, 1984 gibi. Herkesin bildiği, okuduğu eserler bunlar artık.

Türk Bilimkurgusunun durumu ise ne yazık ki henüz istenilen seviyelerde değil. Bunun iki yönü olduğunu düşünüyorum: Birinci yön, Türk yazarların bilimkurgu eserlerinin yeterli seviyede olmaması; ikinci yön ise bilimkurgu okurlarının Türk yazarlara yeterli seviyede güvenmemesi, okumaması. Bunun dışında, yayıncıların da yazarlara yeterince şans tanımamaları sonucunda Türk Bilimkurgusunda istenilen gelişim yaşanmıyor.

Eserlerinizde mizah önemli yer tutuyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz? Mizah anlayışınızın kaynağı nedir mesela?

Uzun yıllar mizah dergilerini düzenli olarak okumamın etkisi mutlaka vardır. Leman, Lemanyak, Lombak, Kemik, Penguen, Uykusuz… O kadar sıkı bir okurdum ki, tüm çizerleri eserlerinden tanıyabiliyordum. Hatta ortaokulda hayalim karikatürist olmaktı. Ama çizim yeteneğim ne yazık ki yok.

Yeni dosya çalışmaları var mı? Varsa bahsetmek ister misiniz?

Birkaç yıl önce yazıp bitirdiğim bir kısa roman var. Şu ana dek yazdığım en uzun eser olabilir. Bir yayıneviyle anlaşabilirsem okurlarla buluşacak. Onun dışında yeni öyküler yazıyorum. Yeterli sayıda sağlam bilimkurgu öyküm biriktiğinde ikinci bilimkurgu öykü kitabımın çıkmasını istiyorum. İçimdeki Robot‘tan sonra daha sert, daha zor öykülerden oluşan bir bilimkurgu öykü kitabı dosyası hazırlama amacım var.

Son olarak okurlarımıza söylemek yahut eklemek istediğiniz şey var mı?

Türk bilimkurgu yazarlarına daha fazla şans vermelerini rica edebilirim. Çünkü okurlar çoğaldıkça, talep arttıkça daha çok ve daha kaliteli eserler ortaya çıkacaktır. Türk Bilimkurgusunun daha hızlı gelişmesi için desteğe ihtiyacı var. Bir bilimkurgu dergimiz, bir bilimkurgu festivalimiz dahi yok. Neden olmasın, değil mi?

Yazar: Emre Bozkuş

ben bir şarkıyım/atlas denizlerinden geldim/önümde dalgalar vardı/arkamda dalgalar/dalgalar bitince/ben de biterim

İlginizi Çekebilir

bilimkurgu dev sirket

Bilimkurguda Dev Şirketler

Okurken bunu, bunu, bunu veya bunu dinleyebilirsiniz. “Ve sonunda dev şirketler gezegenlerin hükümeti, iş adamları imparatorlar haline geldiğinde stratejimizin arkasındaki …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin