Edebiyatta Alternatif Türlerin Yükselişi Üzerine

Türkiye’de 1999’dan beri var olan ve bilimkurguseverlerin birbirleriyle buluşup güncel gelişmelerden haberdar olmasını sağlayan platformlardan birisi de Bilimkurgu Kulübü. 1999 öncesindeki dağınık hareketleri bir merkezde olabildiğince toplamaya çalışan Bilimkurgu Kulübü, üretimlerini de sürdürüyor. Kulübün kurucusu İsmail Yamanol’la hem kulübün dününü ve yarınını, hem de bilimkurgu ve alternatif türlerin durumunu konuştuk.  

Bilimkurgu Kulübü nasıl ortaya çıktı? Sizi bir bilimkurgu topluluğu kurmaya iten şey neydi?

Bilimkurgu Kulübü, kökeni 1999 yılının sonlarına uzanan bir öğrenci topluluğu olarak hayat buldu. O sıralar türü seven az sayıda insanla, bilimkurgu için bir şeyler yapıp yapamayacağımız üzerine kafa yormaya başlamıştık. Üniversitelerdeki çeşitli kulüplerin yanı sıra, hali hazırda bazı dergi kadroları ve birkaç sivil topluluk da vardı. Bu çabalara biz de omuz vermek, destek olmak istedik. Bilimkurgunun marjinal bir uğraş alanı olmaktan çıkıp, geniş kitlelere hitap eden kapsamlı bir sanat dalı haline gelmesi en büyük amacımızdı. İnternetin yavaş yavaş yaygınlaştığı bir dönemde ortaya çıkmamız, yayın politikalarımızı da doğrudan etkileyip dönüştürdü. Çünkü bilimkurgunun yaygınlaştırılması adına internetin önemli olanaklar sunduğunu fark etmiştik. Haklı da çıktık.

Sanal âlemdeki hareketlilik ve etkileşim, ister istemez ülkemizdeki bilimkurgu ve benzeri alt kültür gruplarının kendilerine varlık alanı bulabilmesini ve kitle edinebilmesini kolaylaştırdı. Yerli bilimkurgu hayranları, eskiden arada sırada ve belirli etkinliklerde bir araya gelip etkileşme şansı bulurken, internetin yaygınlaşmasıyla beraber çok daha geniş imkânlara kavuştu. Kuşkusuz bu durum, bilimkurgu alanındaki yerli üretimi de ivmelendirdi. İnternet siteleri, forumlar, bloglar, sayfalar, gruplar oluşturuldu; fikir alışverişleri hiç olmadığı kadar hızlandı ve üretilenlerin okuyucuya ulaştırılması bir tuşla mümkün hale geldi. Bir nevi internet, ocağı harlayarak öteden beri kısık ateşte pişen yerli bilimkurgunun kaynayıp fokurdamasını sağladı.

Websitenizde, kuruluş aşamasında “Bilimkurguya olan ilginin azlığı nedeniyle,” gibi bir ifade var. Bugün aynı şeyi söyler misiniz?

2000’lerden önce manzara buydu. Her şeyden önce, bu topraklarda yaşayıp da türe gönül vermiş insanlar için kaynaklar son derece yetersizdi. Fazla kitap basılmıyor, hatta bilimkurgu ciddi bir edebiyat türü olarak bile görülmüyordu. Eğer iyi derecede yabancı diliniz yoksa okuyacak kitap bulmakta zorlanıyordunuz. Yerli üretimse tek tük çıkan kitaplar dışında neredeyse hiç yoktu. Atatürk’ün dediği gibi, “İşte bu ahval ve şerâit içinde,” sıkışıp kalmıştık. Derken internet yaygınlaştı, bilimkurguya ağırlık veren yayınevleri kuruldu ve manzara yavaş yavaş değişmeye başladı.

Tabii geldiğimiz noktayı hala yetersiz gördüğümüzü söylemeliyim. Bu alanda çok daha fazlasına gereksinim var. Ama en azından o eski kurak topraklarda dans etmediğimiz de aşikâr. Artık yerli bilimkurgu, toprağından fışkırmaya kararlı bir fidan gibi kıpraşıyor. Bir şeyler değişiyor ve bu değişimde payımız olduğu için son derece mutluyuz. Eğer bir kişiye bile bilimkurguyu sevdirebilmişsek başarılı olmuşuz demektir.

Okurun ilgisinden ziyade yazarların bilimkurguya ilgisine dair neler söylersin?

Türkiye Bilişim Derneği, FABİSAD gibi resmi organizasyonların düzenli olarak yaptığı bilimkurgu öykü yarışmaları var ve bu yarışmalara her yıl yüzlerce başvuru gerçekleşiyor. Bu da sadece tüketim bazında değil, aynı zamanda üretim bazında da heyecanlı olduğumuzun bir göstergesi. Türk bilimkurgu edebiyatı için çocukluk döneminden çıkıp gençlik dönemine ayak bastığı söylenebilir. Üretim arttığı gibi, bu üretimlere olan talep de artıyor. Eskiye nazaran kitap raflarının zenginleşmeye başladığı bir gerçek. Öykü antolojileri, orada burada sıkça görülmeye başlanan romanlar bunun en güzel ispatı. Ayrıca bilimkurgunun 21. yüzyılın kültürünü diğer türlerden daha iyi temsil ettiğini ve günümüzün karmaşık dünyasında bu temsilin daha da kuvvetlendiğini görüyoruz. Bilimkurgu, ana akım edebiyatın içine yuvalanmaya başladı bile. Bu da beklenen bir gelişmeydi açıkçası.

Bilimin ve teknolojinin son hızla ilerlediği bir çağda, tüm insanlık olarak başımızı kaldırıp uzaya ve geleceğe bakmamız şaşırtıcı değil. Düşünen, soran, sorgulayan ve en önemlisi de üreten kesim, bilimkurguyu çocukça bir hayalperestlik olarak görmüyor artık. Bilimkurgunun öngörüleri, geleceğimizin kaçınılmaz gerçekleri haline dönüştü. Bu gerçekliğe kayıtsız kalmak mümkün değil. Daha önce bilimkurguya bulaşmamış büyük yazarların bile bu yönde girişimlerde bulunduğunu görüyoruz. Çünkü bilimkurgudan hareketle insanı ve uygarlığımızı çözümlemek çok daha tutarlı ve isabetli olmaya başladı. Yazarların bu bereketli topraklara burun kıvırması düşünülemez.

Dünyada ve Türkiye’de bilimkurgu da dâhil olmak üzere alternatif türlere artan ilgiyi nasıl yorumlarsın?

Ana akımın en büyük handikabı zaman içinde tek tipleşmesidir. Bu, önünüze her gün aynı yemeğin konulması gibi bir şey. Bir yerden sonra kendinizi farklı tatlara yönelmekten alıkoyamazsınız. Elbette bu tek tipleşme tehlikesi alternatif türler için de geçerli. Ancak bilimkurgunun bu tehlikeyi bertaraf etmek adına elinde muazzam malzemeler var. Modern bilime ve teknolojiye verebildiği anlık tepkiler, türü kendi içinde devingen olmaya mecbur bırakıyor. Bu yüzden bilimkurgu her zaman sıra dışı, farklı ve lezzetli kalmayı başarıyor.

Sence bu, kalıcı bir ilgi mi yoksa pazarlama trendleri itibariyle yaratılan bir moda mı?

Bazı gelişmeler sonucu ilgi odağı haline geldiği dönemler bulunsa da, bilimkurgu hiçbir zaman moda olmamıştır. Daima ayrıksı ve alternatif bir tür olarak algılanıp kabul görmüştür. Bu durum günümüzde de değişmedi. Eğer bugün bilimkurguya olan ilgi artıyorsa, bu bilimkurgunun popülerleştirilme çabalarından değil, toplumun gerçekliğe verdiği tepkiden ötürüdür.

Dosya kapsamında hemen herkese sorduğumuz bir soru var: Bilimkurgu ve diğer alternatif türler vaktiyle kaçış edebiyatı gibi değerlendirilirken bugün ana akıma yerleşmesi nasıl oldu sence? Artık “kaçış”tan başka bir işleve mi sahip oluyor?

Şahsen bilimkurguya bir kaçış edebiyatı gözüyle hiç bakmadım. Örneğin cinsiyet adaletsizliklerden kaçan biri niye Karanlığın Sol Eli’ni okumak istesin? Ya da politikadan kaçmak isteyen bir lümpenin Mülksüzler’le ne işi olur? İnsanlığın geleceğine karşı kayıtsız kalmak isteyen ya da bu konular üzerine düşünmekten imtina eden biri için bilimkurgudan daha tehlikeli başka bir tür var mı bilemiyorum. Birileri gündelik romantizmin yağını çıkarıp yüz binler satarken, bilimkurgu yapay zekâdan ve endüstriyel robotlaşmanın toplumsal etkilerinden bahsediyordu. Hayır, buna kaçış denemez. Bu olsa olsa gerçeklerle yüzleşmektir.

Önceki soruya bağlı olarak bilimkurgu, “olmayacak şeyler”den ziyade “olmakta olan ve olabilecek” şeyleri anlatan bir tür olarak mı görülmeye başladı bugünün dünyasında?

Bilimkurgu, bilimin hayal gücüdür. Bilim ve teknolojinin hayatlarımızı çepeçevre sarmayıp dönüştürdüğü bir çağda yaşıyoruz. Dolayısıyla bilimkurgu topluma değil, toplum bilimkurguya yakınlaştı. Aradaki farkı iyi analiz etmek lazım.

Yeryüzü Müzesi

Bilimkurgu Kulübü’nün yakın vadeli planları projeleri arasında neler var?

2018’in hemen başında Yeryüzü Müzesi adlı bir öykü antolojisi yayımladık. İthaki etiketiyle piyasaya sürülen ve arka kapağında kısa süre önce yitirdiğimiz edebiyat ustası Ursula K. Le Guin’den bir destek ve tebrik mesajı taşıyan kitabımız üçüncü baskısını yaptı. Okurların geneli tarafından övgüyle karşılanan bu girişimlerimizi sürdürmek niyetindeyiz. Kısa vadeli planlarımız arasında tamamen kadın yazarlardan oluşan bir kısa öykü derlemesine imza atmak var. Bu yönüyle de ülkemizde bir ilk kitap olma özelliği taşıyor. Yıl sonuna kadar raflarla buluşacağını umut ediyoruz.

Kısacası üzerinde çalıştığımız birçok proje var. Bunlar arasında basılı yayınlar, kısa öykü yarışmaları, sunumlar ve atölyeler de bulunuyor. Zamanı geldiğinde her birini takipçilerimizle paylaşıyoruz. Bizi takip edin.

Kulüpten habersiz olup katılmak isteyenler nasıl bir yol izlesin?

Bilimkurgu Kulübü herkese açık bir platform. İnternet sitemizden ya da sosyal medya hesaplarımız üzerinden bizimle iletişime geçebilirler. Hatta dilerlerse üretimin bir parçası bile olabilirler. Uzay gemimizde herkese yetecek kadar yer var. Siz yeter ki mürettebatımız olmak isteyin, gerisi kolay.

KalemKahveKlavye, 2 Mayıs 2018

Yazar: İsmail Yamanol

Amatör bir düş gezgini, saplantılı bir bilimkurgu hayranı. Kuruculuğunu ve genel yayın yönetmenliğini üstelendiği Bilimkurgu Kulübü'nde at koşturmayı sürdürüyor.

İlginizi Çekebilir

bilimkurgu uzayli yaratik ahtapot

Erken Dönem Bilimkurgusunun Garip Uzaylıları

İnsanlığın uzaylılar hakkındaki fikirleri bin yıllar boyunca evrim geçirdi, ancak televizyon çağından önce bu fikirler …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et