Bilimkurgu, video oyun dünyasında her zaman özel bir yere sahip. Oyunculara sadece eğlence sunmakla kalmıyor, aynı zamanda onları farklı dünyalara götürerek hayal güçlerini de genişletiyor. Zamanı kontrol etme fikri de bilimkurgunun en sevilen temalarından biri. “TimeShift”, bilimkurgu oyunları arasında zaman kontrolü gibi yenilikçi bir mekanikle öne çıkmayı ve bu özelliğiyle oyunseverlerin dikkatini çekmeyi başarıyor. Böylesi heyecan verici bir konsepti merkezine alarak oyunculara zamanda yolculuk yapma gücü veriyor. 2007 yılında piyasaya sürülen oyun, FPS (First Person Shooter) türüne dâhil ediliyor.
TimeShift, 30 zorlu görev içeriyor ve her bir bölüm oyuncunun olağanüstü yeteneklerini ve savaş tekniklerini kullanmasını gerektiriyor. Oyunda 10 çeşit silah ve bunların alternatif modları bulunuyor. Bu silahlar, oyuncuların çeşitli zaman dilimlerinde karşılaştıkları düşmanlara karşı etkili olacak şekilde tasarlanmış durumda. Oyunun grafikleri ve fizik motoru, dönemine göre gayet yeterli kalitede. Başarılı grafikler ve kesintisiz aksiyon ile oyuncuları kendine çekmekte zorlanmıyor. Ancak çoğu FPS oyununda olan bir eksiklik bu oyunda da görülüyor: Oyun boyunca yapılan şeylerin çoğunlukla aynı olması, bir süre sonra oyuncuları sıkabiliyor. Half Life örneğinde olduğu gibi başarılı ve değişken bir olay örgüsü yok, getirdiği yenilikçi fikri maalesef vasat üzeri bir senaryoda harcıyor.
TimeShift’teki zaman manipülasyonu özelliği, bilimkurgu türünde yenilikçi olsa da oyun dünyasında bir ilk değil. İlk kez “Prince of Persia: Sands of Time” oyununda görülen zamanı geri sararak yapılan hatayı düzeltme seçeneği, bu oyunda zamanı geri sarma, yavaşlatma ya da durdurma şeklinde karşımıza çıkıyor. Örneğin, size isabet eden bir merminin ardından zamanı geri aldığınızda, sağlığınıza hemen kavuşamıyorsunuz. Bu, oyuna gerçekçilik katıyor ve oyuncuları daha dikkatli olmaya teşvik ediyor. Ayrıca Timeshift’te zaman manipülasyonu, türlü görevlerin yapılması için zorunlu olarak kullanılıyor. Kısacası zaman kontrolü, oyundaki görevlerin bir parçası. Ancak birbirine benzeyen görevler dolayısıyla bu yenilikçi fikir de yine getirdiği yeniliğe yakışır bir verimlilikte kullanılamıyor.
Oyun, yakın gelecekte geçiyor ve araştırmacıların zaman makinesi projesi üzerinde çalıştıkları bir dönemi konu alıyor. Ayrıca sonradan diktatörlük kuracak olan araştırmacı Dr. Aiden Krone’a isyan eden devrimcilerin mücadelesini de anlatıyor. Yakın gelecekte bilim insanları, uygulanabilir bir zaman makinesi yaratmak için çalışmaya başlıyor. Proje iki cihazın yaratılmasıyla sonuçlanıyor: Prototip bir model olan Alpha Suit ve Strategic Systems for Adaptable Metacognition (S.S.A.M.) adlı entegre bir yapay zekâ özelliğine de sahip Beta Suit. Projenin yöneticisi Dr. Aiden Krone ekibe ihanet ediyor, laboratuvarı patlatıyor ve Alfa giysisini alıp geçmişe gidiyor. Oraya vardığında, bilgisini zaman çizgisini değiştirmek için kullanıyor ve kendisini distopik bir dünyayı kontrol eden Krone Magistrate’in yöneticisi konumuna getiriyor.
Adı açıklanmayan bir bilim insanı olan başkahraman da (adı başlangıçta Michael Swift olarak düşünülmüştür) Beta Suit’i alıyor ve Dr. Krone’yi alternatif bir zaman akışında 1939 yılına, Alfa Bölgesi adlı bir yere kadar takip ediyor. Kahramanımız, savaşın yıkıma uğrattığı şehirde yolculuğa çıkıyor ve isyancı güçlerin Krone’nin ordusu tarafından şiddetle bastırılmasına tanık oluyor. Sonunda kahramanımız, yürüyen dev bir kale olan Sentinel ile karşı karşıya geliyor. Kesin bir ölümle burun buruna gelen S.S.A.M., “otomatik geri dönüşü” etkinleştirerek kahramanı zamanda geriye, güvenli bir yere taşıyor. Ancak nakil sırasında Beta kostümünün parçaları hasar görüyor ve kahramanın orijinal zaman çizgisine geri dönememesine neden oluyor. Kahraman, Alfa giysisinden parçalar kurtarmak umuduyla Dr. Krone’ye karşı İşgalci İsyanı’na yardım etmek zorunda kalıyor. Kahramanımız Alfa Bölgesi’nde İşgalcilerle birlikte savaşıyor, onların birçok üyesini kurtarıyor ve baskınlarını destekliyor.
İşgalcilerin lideri Komutan Cooke ile tanışıyor ve savaş esirlerini kurtarmak, Krone’nin mühimmat fabrikasını yok etmek de dâhil olmak üzere çeşitli operasyonları yürütmekle görevlendiriliyor. Askeri kayıplarla karşı karşıya kalan Krone, Alfa Bölgesi’ne çekiliyor. İşgalciler bir Zeplin fabrikasını basıyor ve bu diktatör bilim adamının peşine düşmek için bir zeplin kaçırıyor. Kahramanımız, Alfa Bölgesi’ne ilk geldiği zamanın değiştirilmiş bir versiyonuyla geri dönüyor, ancak bu sefer isyancılar savaşı kazanmak üzere. Krone, kahramanımızın karşısına az önce de sözünü ettiğimiz Sentinel adlı dev savaş makinesiyle çıkıyor ve kahramanımız sonunda onu yok etmeyi başarıyor ve Beta giysisini onarmak için gereken parçayı alıyor. Komutan Cooke kendisine teşekkür ediyor ve Krone’nin neden olduğu patlamada ölen kız arkadaşı Dr. Marissa Foster’ı kurtarmak için orijinal zaman çizgisine geri dönüyor. Bombayı kapatıyor ve uyanmaya başlayan Foster’ın yanına gidiyor. Maskesini çıkarmaya başladığında, S.S.A.M. onu yaklaşan bir paradoks konusunda uyarıyor ve onu bilinmeyen bir yere götürüyor.
Oyunun çeşitli yerlerinde gösterilen kısa geri dönüş sekansları, kahramanın bilinmeyen bir üçüncü tarafla temas hâlinde olduğunu, Dr. Krone’nin yoldan çıkması ihtimaline karşı onu izlediğini ve Dr. Foster’ı özellikle Beta giysisine erişmek için kullandığını ortaya koyuyor. Dr. Krone’un yozlaşmamış bir alternatif versiyonun bulunduğu ve kötü olan versiyonuna karşı savaş açtığı bir ek paket de düşünülmüş ancak piyasaya sürülmemiş. Yani kahramanımızın iyi Dr. Krone’un yardımıyla kötü Dr. Krone’a karşı savaşması planlanmış.
TimeShift, zaman manipülasyonu özelliği ile FPS türüne yeni bir bakış açısı getiriyor. Oyun, sıradan bir FPS olmanın ötesine geçerek oyunculara zamanda yolculuk yapma fırsatı sunuyor ve onları zamana karşı mücadele etmeye çağırıyor. Ancak FPS türüne bunun dışında bir yenilik getirdiğini söylemek zor. Yine de güçlü aksiyonu ve ilgi çekici öyküsü ile oyunculara hoşça vakit geçirttiği su götürmez.