Kısa süre önce dizisi de yayın hayatına başlayan Halo evreni, oyun tarihindeki en kapsamlı hikâyelerden birine sahip. Bu yazıda Halo Evreni’nin bütün tarihini anlatmaya çalışacağız.
Halo Evreni’ni kapsayan tüm hikâye, 15,000,000 yıl önceye dayanır. Müjdeciler (Precursors) isimli kadim bir uzaylı türü galaksiye yaşamı dağıtır. Bu yaşam Öncüler (Forerunners) ve insanlar gibi türleri içermektedir. Müjdeciler, ileride bir gün bu türlerden birinin çok gelişmiş bir seviyeye ulaşıp Sorumluluk Pelerini’ni (Mantle of Responsibility) taşıyacağını umut eder. Bu seviyeye varmış bir tür, galaksideki tüm yaşamın müşfik koruyucusu olacaktır. 5 milyon yıl kadar sonra Müjdeciler, pelerini insanlığa sunar ve bu Öncüler’in gazabına sebep olur. Öncüler, yaratıcıları olan Müjdeciler’e karşı ayaklanır ve Müjdeciler’i Samanyolu Galaksisi’nden sürmeyi başarır. Müjdeciler, Büyük Macellan Bulutu’na çekilip kendilerini toza dönüştürür. Bu sayede zaten kısıtlı olan kaynaklarını tüketmeyecek, ileride bir gün tekrar yaşama dönecekleri ana kadar bu şekilde var olmayı sürdürebileceklerdir.
Samanyolu Galaksisi’nde ise Öncüler pelerini ele geçirmiş ve öteki türleri bastırmak için harekete geçmiştir. İnsanlar ve Öncüler, birbirinden uzakta, galaksisinin iki ayrı ucunda yaşamlarını sürdürdükleri için çatışmaya girmezler… Ta ki 100,000 yıl önce insanlık, Öncü dünyalarını yok etmeye başlayana kadar. Bu durum, insanlar ve Öncüler arasında bin yıl sürecek bir savaşın başlangıcı olur. San’Shyuum (oyuncular tarafından Prophets yani Kahinler olarak bilinen tür), bu savaşta insanlığın tarafında yer alır. Bu savaş kaçınılmaz bir yıkım dalgası yüzünden tetiklenmiştir aslında. İnsanlar, kendi dünyalarını yok eden Sel (Flood) isimli dev bir sürü organizmasından kaçarken, karşılarına çıkan Öncü dünyalarını da yok etmek zorunda kalır. Sel, temas ettiği her şeyi tüketip sindiren ve kendi bünyesine katan şeytani bir varlıktır. Fakat, Öncüler buna bir türlü inanmaz ve bu varlığın insanlık tarafından kendilerine karşı sürdürülen savaşı meşrulaştırmak için uydurulmuş bir hikâye olduğunu düşünür.
Savaş sırasında insanlar, İlkel (The Primordial) ismi verilen bir Müjdeci’yi bulur. İlkel, yaşayan son Müjdeci’dir ve Sel’in kökenlerine bağlı karanlık gerçeği açıklar. Müjdeciler kendi kendilerini toza dönüştürdükten sonra bozulmuş ve Sel diye bilinen o korkunç organizmaya dönüşmüştür. Bu organizma Gravemind adlı bir ortak aklın kontrolü altındadır. Gravemind, bütün yaşama karşı bir intikam hırsıyla harekete geçer, özgür iradeyi yok ederek tüm canlıları kendi kontrolü altına toplama arzusundadır.
İnsanlık, hem Öncüler’e hem de Sel’e karşı iki cepheli bir savaşa girmiş ve neredeyse iki cephede de galip gelmeye yaklaşmıştır. Nihayetinde Öncüler’e yenilseler de, insanlığın sergilediği çaba sayesinde Sel geri çekilmek zorunda kalır. Fakat yenik duruma düşmüş insanlar, Öncüler tarafından avcı toplayıcı seviyesine mahkum edilir ve Dünya olarak bildiğimiz rastgele bir gezegene gönderilir. İnsanlığı destekleyen San’Shyuum da kendi dünyasına hapsedilir. Fakat bin yıllık savaş Öncüler’i de tüketmiştir. İnsanlığın aradan kalkmasıyla Sel, bu sefer Öncü dünyalarını istilaya başlar. Öncüler, Sel denen bu tehdidin gerçek olduğunu fark ettiğinde artık her şey için çok geçtir. Bu umutsuzluk hâli Öncüler’in içinde iki büyük politik fraksiyonun oluşmasına sebep olur. The Didact, kalkan gezegenler yaratma fikrini ortaya koyar. Yani gezegenleri metal ile çevreleyerek onları Sel tehdidine karşı savunmak. Fakat bu fikrin karşısında Master Builder çok daha etkili ve dehşet verici bir fikir sunar: Halo Array… Galaksideki tüm yaşamı yok edecek dev halkalar… Galaksideki yaşam yok olduktan sonra pek tabii Sel de yok olup gidecektir ve ardından yaşamın yapı taşları galaksiye yeniden dağıtılacaktır.
Kabul gören Hallo Array fikri olur ve Didact, kesin yıkıma karşı The Composer teknolojisi sayesinde ayaklanır. Promethean ismi verilen bir yapay zekâ ordusu yaratırlar. Fakat Didact’ın sonu yenilgi olur ve Ağıt (Requiem) isimli bir kalkan dünyasına hapsedilerek uyutulurlar. Geri kalan Öncüler, Mendicant Bias ismini verdikleri bir yapay zekâ inşa ederek Sel’e karşı savaşmaya koyulur. Fakat Sel, yalnızca yaşamı değil mantık vebası isimli bir özellik sayesinde yapay zekâyı da tüketip sindirebiliyordur. Çok geçmeden Mendicant Bias da Sel’in safına geçer. Artık işlerin iyice umutsuzlaştığı son anlarda Öncüler, Chakas ismi verilen bir insan sayesinde Hallo Array’i aktif hâle getirerek galaksideki bütün yaşamı, Sel de dâhil olmak üzere yok eder. Geride bir tek yaşam örnekleri kalmıştır ve The Ark yaşamı galaksiye yeniden dağıtmaya başlar. İnsanlar da tekrar Dünya’ya yollanır.
Tüm bunların üzerinden binlerce yıl geçer. San’Shyuum artık Öncüler ile olan kanlı geçmişlerini unutmuş bir hâlde, tekrar bir zamanlar sahip oldukları teknolojinin arayışına çıkar. Bu esnada Sangheili (Elitler) ismi verilen bir uzaylı türüyle karşılaşırlar. Bu iki uzaylı tür arasında Covenant denen bir ittifak kurulur. San’Shyuum kendilerini kahin olarak görür. Hallo çemberlerini bulup aktivite ettikleri taktirde Büyük Yolculuk’a çıkabileceklerini düşünürler. Böylece Covenant İttifakı’nı Halo çemberlerini bulmak için yönlendirmeye başlarlar. Oysa bu çemberlerin son umutsuzluk anında bütün yaşamı ortadan kaldırmak için tasarlanmış bir kitlesel intihar aracı olduğunun farkında değillerdir. Bu esnada insanlar da tekrardan ileri bir konuma ulaşmış, hatta 26. yüzyılda artık pek çok gezegeni kolonileştirmiştir. Fakat dış dünyalardaki koloniler, kaynakları uğruna istismar edildiklerini öne sürerek United Nations Space Command’a karşı ayaklanırlar. Bu da insanlıkiçin bir iç savaş anlamına gelir. Savaşı UNSC lehine bitirmek adına Dr. Catherine Halsey zalim bir projeye girişir. Genetik anlamda seçkin bir grup çocuğu kaçırır. Bu çocukların yerine bir süre sonra hastalanıp ölecek klonlar koyar. Böylece aileler çocuklarının kaçırıldığından hiçbir şekilde haberdar olmayacaktır…
Kaçırılan çocuklara UNSC tarafından ilaçlar enjekte edilir. Bu ilaçlar yüzünden çocukların yarısı ölür, diğer yarısı da Spartalılar olarak bilinen süper askerlere dönüşür. Kaçırılan çocuklardan biri ortalamanın oldukça üstünde bir iriliğe sahip John-117’dir. Bu karakter ilerleyen zamanlarda Master Chief rütbesine ulaşacaktır. Nihayetinde Covenant, insanlık ile de karşılaşacak ve insanları “kafir” olarak niteleyip bir topyekün yıkım savaşı başlatacaktır. Serinin ilk oyunu Halo Wars işte burada başlar.
Covenant, insanlığın dıştaki kolonilerini yıkmaya başlar. UNSC çaresizce karşı koyarken bir yandan da Dünya’nın konumunu gizlemeye çalışır. Covenant, Harvest isimli bir koloni dünyasında Öncüler’den kalma bir artefakt keşfeder. Bu, diğer Öncü teknolojisinin yerini detaylıca göstermektedir. James Cutter kumandasındaki The Spirit of Fire isimli gemi, Covenant’ı Arcadia gezegenine kadar takip eder. Oraya vardığı zaman Dr. Ellen Anders, Covenant’a bağlı bir Arbiter tarafından kaçırılır. Arbiter, aforoz edilmiş ve onurunu ancak ölüm aracılığıyla geri kazanabilecek olanlara verilen isimdir. Anders, Arbiter’a yardım etmek zorunda bırakılır. Çünkü Öncü teknolojilerini ancak insanlar aktif hâle getirebilir ve kayıp bir kalkan dünyasında, bir Öncü filosu beklemektedir. İşte Arbiter, Dr. Anders’i bu iş için kullanırken, Anders kaçmayı başarır ve Sel ile ilgili karanlık gerçeği de öğrenmiş olur. Sel hâlâ yaşamaktadır.
Her ne kadar Master Chief gibi Spartan-2 birlikleri, Covenant ile mücadele etse de insanlar her geçen an daha da geriler, Covenant ise insan kolonilerini tuzla buz ederek Dünya’ya doğru ilerler. Bu noktada UNSC daha gelişmiş SPARTAN-3’leri yaratır. Bu birlikleri yaratmak için artık çocuk kaçırmaya da gerek kalmaz. Asal Ekip (Noble Team) denen bir grup Spartan-3 askeri Reach dünyasındaki asileri etkisiz hâle getirmekle görevlendirilir. Fakat Covenant da aynı anda Reach dünyasını istilaya başlar. Asal Ekip tüm gücüyle istilaya karşı koymaya çalışsa da çabalarının boşa olduğunu fark eder. Teslim olmak yerine Dr. Halsey’i tahliye etmeye karar verir. Halsey, Pillar of Autumn gemisine binerk Master Chief ve Cortana isimli bir yapay zekâ ile oradan ayrılır. Asal Ekip tamamen yok olur ve Reach dünyası harap hâle gelir.
Jacob Keyes komutasındaki Pillar of Autumn gemisi insanlığın karşılaştığı ilk Halo Array olan Installation 04’e ulaşır. Autumn gemisi saldırıya uğrayınca mürettebat Halo halkasının yüzeyini tahliye etmek zorunda kalır. Kaptan Keyes olaylar esnasında ortadan kaybolur. Böylece Master Chief, kaptanı aramaya koyulur fakat bulduğu tek şey Sel’in halkayı tamamen ele geçirmiş, insan askerlerini de etkisi altına almış olduğudur. Master Chief tüm bunlara bir cevap ararken, 343 Guilty Spark isimli robotik bir küreye denk gelir. Küre, Sel tehdidini Halo çemberi sayesinde çözebileceğini söyler. Master Chief, Halo’nun hem Covenant’ı hem de Sel’i ortadan kaldıracağına inanır fakat bunun aynı zamanda galaksideki tüm akıllı yaşamın da sonunu getireceğinden habersizdir. Cortana, Master Chief ile bağlantı kurmayı başarır ve Autumn gemisini imha ederek Halo’yu da ortadan kaldırmaya karar verir. Master Chief, Halo’nun infilakından önce bir gemiye binerek oradan kaçar.
Master Chief, Dünya’ya gelir ve sergilediği başarı kısa bir kutlama ile karşılanır. Covenant artık Dünya’nın yerini öğrenmiştir ve büyük çaplı bir saldırıya başlar. Fakat Master Chief, Avery Johnson ve Miranda Keyes (Jacob Keyes’in kızı) ile birlikte Covenant saldırısını durdurmayı başarır, hatta Covenant gemilerinden birine sızar. Bu gemi ile ikinci bir Halo çemberine, Installation 05’e doğru yola çıkar ve Esef Kahini (Prophet of Regret) denen önemli bir ismi ele geçirir. Bu isim, Covenant’ın başındaki üç liderden biridir. Master Chief, Esef Kahini’ni yumruklayarak öldürür ve Halo çemberini kullanmasını önler. Bu esnada beklenmedik bir başka kahraman da görevdedir. İntihar görevine çıkmış yeni bir Arbiter. Fakat bu kahraman, Halo çemberleri ile ilgili gerçeği keşfeder ve kahinlerin bütün Covenant’a yalan söylediğini anlar. Esef Kahini’nin ölümü ile bütün Sangheili korumalarını azleden diğer Kahinler, şahsi korumaları olarak Brute denilen varlıkları alır. Arbiter, Tartarus isimli bir Brute tarafından ihanete uğrayarak ölüme terk edilir. Master Chief ve Arbiter, Gravemind tarafından ele geçirilir. Gravemind, Halo Çemberleri’ni bir an önce durdurmak için uğraşmaktadır. Arbiter, Çember’i aktif hâle getirmeden önce Tartarus’u öldürmeyi başarır. Master Chief ise Hakikat Kahini’nin peşine düşer. Fakat Cortana, Gravemind ile baş başa bırakılmıştır ve Ark geri kalan bütün Çemberleri aktif hale getirme yetkisine ulaşmıştır.
İki hafta sonra, Master Chief, Dünya’ya geri gelir ve Ark’a ulaşmak için kullanılabilecek bir aracın Afrika’da gömülü hâlde olduğunu keşfeder. Hakikat Kahini bu aracı kullanarak Ark’a ulaşıp bütün Çemberler’i etkinleştirmeyi deneyecektir. Master Chief, Hakikat Kahini’nin peşine düşmüşken, Sel tarafından ele geçirilen bir gemi de Dünya’ya gelir. Fakat Sel ve Arbiter-Master Chief ikilisi arasında kısa süreli bir barış anlaşması yapılır. Nihayetinde tarafların amacı benzerdir: Halo Çemberleri’nin aktif hâle gelmesini önlemek. Arbiter, Kahin’i öldürdükten sonra Sel ile yapılan anlaşma sona erer ve Sel saldırıya geçer. İki taraf da Ark’a ulaşır ve yeni bir Halo Çemberi’nin inşa hâlinde olduğu ortaya çıkar. Eğer bu Çember erkenden ateşlenirse galaksideki tüm yaşamı yok etmek yerine daha kısıtlı bir alanda tahribat yaratacaktır. Arbiter ve Master Chief bu Çember’i etkinleştirmeye karar verir. Bu hadise, 343 Guilty Spark isimli robotun gazabını çeker, çünkü Çember’in ateşlenmesi Ark’ı da tahrip edecektir ve robot, Avery Johnson’u öldürür. Nihayetinde 343 Guilty Spark, Master Chief tarafından imha edilecektir.
Master Chief ve Arbiter, Forword Unto Dawn gemisine binerek uzayda bir kayma yaşarlar. Bu kayma esnasında gemi ikiye bölünür. Arbiter’ın bulunduğu kısım Dünya’ya ulaşır, diğer kısım ise yıllarca uzayda, Requiem gezegenine doğru sürüklenir. İnşa hâlindeki o Halo Çemberi’nin erkenden ateşlenmesi, Sel ve Gravemind tehlikesini ortadan kaldırmıştır. Covenant ve insanlar da kısa süreceği belli olan bir barış dönemine girmiştir. İnsanlık, yaklaşmakta olan savaş için Spartan-IV programına başlar.
Forward Unto Dawn, metal ile çevrelenmiş Requiem gezegenine doğru yaklaşırken Master Chief, Cortana tarafından uyandırılır. Requiem yani Yas isimli bu gezegen, Didact tarafından binlerce yıl önce inşa edilen o gezegenin ta kendisidir. Bu noktada, Cortana artık çıldırmaya yakın bir seviyededir. Çünkü bir yapay zekâyı kat be kat aşacak türden bir bilgi akışına maruz kalmıştır. Master Chief, Requiem gezegeninde dağınık hâldeki Covenant ayrılıkçılarıyla karşılaşır. Ayrılıkçılar, Covenant’tan dışlanan Sangheili türünün mensuplarıdır. Master Chief gizemli bir sinyal aracılığıyla bilinmez bir konuma doğru çekilir. Tıpkı UNSC’nin Infinity mürettebatı gibi. UNSC, bu sinyalin bir çeşit yardımcı tarafından gönderildiğine inanmaktaydı. Fakat aslında bütün bu sinyal Master Chief’i Didact’ın kapatıldığı hücreyi açması için kullanılan bir düzmeceden ibaretti. Didact kapatıldığı yerden kurtulunca insanlıktan intikam almak üzere harekete geçer ve onları yapay zekâ tarafından kontrol edilen bir Promethean ordusuna dönüştürmeye başlar.
İnsanlığı kurtarmak adına Master Chief ve Cortana, UNSC’den Kaptan Thomas Lasky’nin yardımı aracılığıyla bir nükleer bomba kullanmaya karar verir. Bu bomba sayesinde Composer teknolojisi yok edilecektir. Fakat patlama Master Chief’i öldüreceği için Cortana kendini feda ederek bir koruma kalkanı yaratır. Cortana’nın ölmesiyle, Master Chief’in ahlaki merkezi de kaybolur. Bu esnada Infinity mürettebatı hâlâ Requiem’dedir ve Covenant ayrılıkçı hücrelerinin bir köprü başı kazanmalarını önlemek adına çarpışırlar. Dr. Halsey ise Covenant ayrılıkçılarının safına geçer. İnsanlığın ona gösterdiği muameleden hoşnutsuzdur, üstelik Covenant tarafından daha fazla Öncü teknolojisini inceleyebilme vaadi sunulmuştur. 343 Guilty Spark’ın kalıntıları da aynı dönemde keşfedilir.
Halo 4’deki olayların ardından Catherine Halsey, dış kolonilere yapılan saldırılarda kullanılan Öncü teknolojileri ile alakalı olarak UNSC ile irtibata geçer. Spartan Locke komutasındaki Fireteam Osiris isminde yeni bir Spartan-IV takımı, Halsey’i almak için görevlendirilir ve Jul ‘Mdama komutasındaki ayrılıkçıları yener. Bu esnada Master Chief, Cortana’ya ait bir hayal görür ve Cortana’yı bulmak için UNSC’nin emirlerine karşı çıkarak yola koyulur. Fireteam Osiris ise onu bulmak ve geri getirmekle görevlendirilir fakat başarısız olurlar. Master Chief, Cortana’ya kavuşmak için Genesis gezegenine gider. Cortana, artık deliliğinden arındığını, Öncüler’in ilmine ulaştığını söyler. Hatta galaksiyi korumakla görevli devasa yapılara bile ulaşmıştır. Sorumluluk Pelerini’nin kendisine geçtiğine inanır ve Master Chief’i hapsederek kederli bir biçimde oradan ayrılır. Galaksideki neredeyse tüm yapay zekâyı ele geçirir. UNSC’nin Infinity gemisindeki Roland da dâhil olmak üzere çok az sayıdaki yapay zekâ hâlâ serbesttir. Geri kalan kahramanlar, Cortana’yı durdurmak için The Weapon isimli bir teknolojiyi aramaya koyulur.
Halo 5’deki olaylardan bir yıl sonra, The Spirit of Fire gemisi hâlâ uzayda süzülmektedir. Fakat mürettebat uyandığında artık Ark’a ulaşmış olduklarını görür. Ark, Covenant’tan kopmuş bir paralı asker grubu olan Sürgünler’in eline geçmiş durumdadır. Atriox’un yönetimindeki bu grup yeni bir halka yaratma peşindedir. Spirit of Fire gemisinin mürettebatı ise bu halkayı kullanarak eve dönebileceklerini düşünür. Yalnızca Dr. Anders halkaya binebilir ve geride kalanlar Sürgünlerle savaşmaya koyulur. Bu esnada Ark’ın derinlerinde yeni bir Gravemind’ın oluşmaya başladığı tespit edilir ve Atriox bu tehdidi ortadan kaldırır. Yine de tüm bu şeyler Sel’in hâlâ mevcut olduğuna ve ileride yine büyük bir tehlikeye dönüşebileceğine işarettir.
Hazırlayan: Tuğrul Sultanzade | Kaynak