Linkin Park ve Bilimkurgu

Linkin Park, ilkin 1996’da California’da faaliyetlerine başlamış ve Ekim 2000’de piyasaya çıkmış ilk albümleri Hybrid Theory ile deprem etkisi yaratmış bir nu metal/rapcore grubudur. 2004’de piyasaya çıkan ikinci albümleri grubun ününü perçinlemiş ve grup 2 kez Grammy ödülü kazanıp toplamda 66 milyondan fazla albüm satışına imza atarak, tüm zamanların en bilinen grupları arasına girmeyi başarmıştır.

Linkin Park aslen 1996’da 3 lise arkadaşı Mike Shinoda, Rob Bourdon ve Brad Delson tarafından Xero adıyla kuruldu. Liseden sonra aralarına Joe Hahn, Dave Farrell ve solist olarak Mark Wakefield‘i de eklediler ve Shinoda’nın garajında kısıtlı kaynaklarla ilk demolarını yapmaya giriştiler. 4 demo kaydı çıkartmayı başarmalarına rağmen bir yayıncı bulamayışları ve aralarında yükselen gerginlik sonucu Wakefield ve Farrell gruptan ayrıldı. Solist boşluklarını doldurmak için uzun süre çabalayan grup, Arizona’lı vokalist Chester Bennington‘u aralarına kattı. Yeniden organizasyon çabalarından ötürü eski isimlerini bırakan grup, Hybrid Theory adında zaten bir grubun olmasından ötürü ilk sokak konserlerini verdikleri Santa Monica’daki Abraham Lincoln parkına ithafen, adını Linkin Park olarak belirledi.

Warner Bros Records ile sonuç alınamayan 3 görüşmenin ardından bir kez daha şanslarını deneyen gruba, şans bu kez güldü ve 1999’da ilk kontratlarını imzaladılar. İlk albümleri Hybrid Theory ertesi yıl yayınlandı ve müzik piyasasını sarsan bir etki yaratıp, alternatif rock akımında patlama yaptı. İkinci albümleri Meteora ile ünlerini sağlamlaştıran grup, aralarında Jay Z’den Xzibit’e dek birçok ortak çalışma yaptı. Dahası Metallica’dan Iron Maiden’e kadar birbirinden efsane gruplarla aynı sahnede konser verdi.

Zaman içinde hayatlarını belli bir düzene oturtan grup üyeleri, sonraki albümlerinde tarz değişikliğine gitme yolunu seçmişler ve bu da birçok hayranını hayal kırıklığına uğratmıştır. Buna rağmen çeşitli türleri harmanlamaya çalışan, müzik kadar söz serinliğini öne çıkartan, çaresizlik, hayata karşı duyulan öfke ve yalnızlık gibi temalara yaslanan lirikleri, grubu benzerlerinden ayıran en önemli özellikleri arasındadır.

Büyük California yangınından Sandy, Sidr, Haiyan, Rita ve Katrina Kasırgası’na, Haiti, Hint Okyanusu ve Büyük Tohoku Depremi’ne kadar çeşitli felaketler için bağış konserleri gerçekleştiren grup, 2007’de başlayan Transformers film serisinin bitiş şarkılarını yapmasıyla da bilinir. İlk Transformers filmine verdikleri What I’ve Done şarkısı, Dünya’nın içinde bulunduğu durumu özetleyen çarpıcı klibiyle insanları sarsmayı başarmıştır. Grup, kaynakların tükenmesi, çevre kirliliği gibi konularda açık sözlü bir söyleme sahiptir.

Grubun bilimkurguya olan duruşu ilgi çekicidir. Remix albümleri Reanimation‘un kapağına bir Mecha‘yı taşıyan grup, aynı şekilde ilk klipleri Points of Authority‘de Mecha CGI ile hazırlanmış Mecha savaşları kullanmış, Somewhere I Belong klibinde birçok kez kadraja Shinoda’nın evindeki Gundam maketlerini sokmuş ve Philip K. Dick romanlarını hatırlatan bir kurguya sahip Breaking the Habit klipleri için Blue Submarine No.6 ve Full Metal Panic gibi animelerle hatırlanabilecek GONZO stüdyosuyla çalışmıştır.

Bunun yanı sıra Thousand Suns albümünün Japonya’da sınırlı sayıda piyasaya sürülen Catalyst Single’ının kapağında, grup üyeleri Mobile Suit Gundam 0083’ün Federasyon üniformalarını giydikleri bir tasarımla yer almış ve bu single’ın yanında geri dönüşümle elde edilmiş bir Gundam GP01 Full Vernian maketi de verilmiştir. Ayrıca Catalyst parçası PS3 oyunu Gundam vs Gundam: Extreme Versus‘un açılış müziği olarak kullanılmıştır.

Son olarak sizleri, grubun yukarıda da sözü edilen Breaking the Habit şarkısının klibiyle baş başa bırakıyoruz.

Hazırlayan: Hamit Gökalp