Kai Hansen için “Power Metalin Büyükbabası” derler. Bu sadece tarihin ilk power metal grubu olarak sayılan Helloween’in kurucusu, öncül vokalisti ve gitaristi olmasından kaynaklı değildir. Kai, 1989’da Helloween’den ayrıldıktan sonra bir başka power metal grubu olan Gamma Ray’i kurmuştur. Power metalin en bilinen gruplarından Blind Guardian’a ilham olmuş, hatta onların ilk albümlerinde misafir sanatçı olarak bulunmuştur (Valhalla ve Lost in the Twilight Hall parçalarına ikinci vokal olarak katkı sunmuştur). Bununla da yetinmemiş, Iron Savior adında başka bir power metal grubuna destek vermiştir. Angra, Hammerfall gibi gruplarla ortak projelerde yer almıştır. Gitar ve vokaldeki tarzını örnek alan diğer gruplar da düşünüldüğünde, kendisi bu tarzın mimarı olarak görülmektedir.
Kai, özellikle Keeper of the Seven Keys adlı Helloween albümüyle başarı yakalasa da Gamma Ray ile çalkantılı bir döneme girmiştir. Grup tam oturmak üzereyken 1995’te solist Ralf Scheepers, Judas Priest’in vokal seçmeleri yüzünden kadrodan ayrılmıştır. Kai de uzun yıllar sonra yeniden vokale geçmiş ve Land of the Free albümü yayımlanmıştır. Albüm her ne kadar beğenilse de, bunun tek seferlik bir başarı olup olmadığı soru işaretidir. Zira grup hemen her albümde pek çok üyesini değiştirmiş ve asıl vokalistini de kaybetmiştir. Manzara böyleyken, grup yeni kadrosuyla 1997 yılında Somewhere Out In Space albümünü çıkarır. Bu albümün en önemli özelliği, grubun sonunda kalıcı bir kadroya kavuşmuş olmasıdır. Bu kadro uzun yıllar hiç bozulmadan istikrarını koruyacaktır. Söz konusu uyum, kadronun imza attığı ilk albümde kendini belli etmiştir. Bilimkurgu temalı Somewhere Out In Space beğenilmekle kalmamış, pek çok hayranı tarafından Land of the Free albümüyle kıyaslanmış, hatta grubun en başarılı albümü olarak anılmaya başlanmıştır.
Power metal daha çok fantastik temalarla ilişkilendirilse de, Kai Hansen için bilimkurgu vazgeçilmezdir. Zaten öncesinde Helloween’de de Future World gibi bir parçaya imza atmıştır. Power metaldeki bu yaygın kanı, Helloween’in Keepers of the Seven Keys albümüne ismini veren parçasına ve onun etkilediği gruplara dayanmaktadır. Keza Stratovarious, Blind Guardian, Rhapsody, Iced Earth gibi türün diğer öncü gruplarında hep bu tarz fantastik temalar ön plandadır. Oysa Helloween grubunun diğer gitaristi Michael Weikath olsun, Kai Hansen olsun, fantazya gibi tek bir türe saplanıp kalmayan ve çok geniş bir yelpazede müzik yapan müzisyenlerdir.
Power metalde bilimkurgu temalı ilk konsept albüm olarak sayılabilecek Somewhere Out In Space, gerek müzikleri gerek sözleri gerekse de vokalleriyle dolu dolu bir albümdür. Dilerseniz albümdeki bazı parçaların temalarına kısaca bir göz atalım:
- “Beyond the Black Hole“, kara delikleri keşfetmek için bilinmeyen uzaya seyahat etmeyi konu almaktadır.
- “Somewhere Out in Space“, en popüler bilimkurgu serilerinden Star Trek’i konu almaktadır.
- “Men, Martians and Machines“, İngiliz bilimkurgu yazarı Frank Russel’ın aynı isimli öyküsüne bir göndermedir. Aynı zamanda bu parçanın girişi, 1977 tarihli Close Encounters of the Third Kind filminde geçen beş nota ile başlamaktadır.
- “The Landing” ve “Valley of the Kings“, milyonlarca yıl önce uzaylıların Dünya’ya gelişini konu almaktadır.
- “Pray“, insan ırkının yok olmaktan kurtulma umudunun tükenmesini konu almaktadır.
- “Watcher in the Sky“, daha önce Iron Savior için Kai Hansen tarafından kaydedilmiş bir parçadır. Konusu ise uzaydan insanları izleyen bir yapay zekanın geniş zaman dönemi içinde çıldırmanın eşiğine gelmesidir.
- “Shine On” ise dünya dışı yaşamın çok daha önce Dünya’yı ziyaret edip insanlığın tohumlarını ektiği bir konuya değinmektedir.
Somewhere Out In Space o kadar dolu bir albümdür ki, Gamma Ray’in 1999’da yayımladığı bir sonraki albümü Power Plant, büyük oranda bu albüme alınmayan parçalardan derlenerek hazırlanmıştır. Buna rağmen Power Plant albümü de son derece başarılı olmuştur. Ve grubun çalkantılı dönemi böylece tamamen sona ermiş, grup da istikrarlı bir yapıya kavuşmuştur.
Uzun lafın kısası, bilimkurgu ve müzik tutkunları için Somewhere Out In Space kesinlikle kaçırılmaması gereken bir albüm. Özellikle de müzikte uzay temasından hoşlananlar için tam bir başyapıt niteliğinde.
Kaynaklar: