Uzak Geleceğin Kabileleri

İlk memeliler bundan yaklaşık 200 milyon yıl önce evrimleşmeye başladı, yani bundan 2 milyar yıl önce Dünya’da insana benzeyen hiçbir şey yoktu. Peki ya 2 milyar yıl sonra? Bir yıl sonrasını bile tahmin etmek bu kadar zorken, 2 milyar yıl sonrası için kesin bir şey söylemek? Belki de zaman mesafesi ne kadar uzunsa, tahminde bulunmak o kadar kolaylaşıyor…

Gelgelelim, bundan 2 milyar yıl sonra neler olacağına dair az da olsa bir fikrimiz var şimdiden. Güneş, büyümeye başlayacak. Dünya’da yaşam azar azar sona erecek. Peki ya bu esnada insanlara ne olacak? Aslında insanlar o zamana kadar hayatta kalır mı orası meçhul. Yine de eğer insanlar o vakte kadar hayatta kalırsa, acaba başlarından ne gibi senaryolar geçecek?

Kozmik Bakteriler

Güneş’in büyümeye başlayıp yakın çevresini küle çevirdiği bir kıyamet sonrası Dünya’da, hayatta kalan tek canlılar bakteriler olacak. İnsanlar, iki milyar yıl boyunca elde ettikleri tüm teknolojiyi varlıklarını koruyabilmek için kullanacak; yaşamlarına ve medeniyetlerine dair bütün bilgileri devasa ölçekteki bakterilere aktaracaktır.

Bu bakteriler illa bir şekilde uzaya da saçılıp insanlığa ve medeniyete dair bilgileri yavaş yavaş öteki gezegenlere götürecek. Güneş’in büyümeye başlaması demek illa her şey sona erecek demek değil. Güneş ışıkları artık uzun zamandır donmuş halde bekleyen cüce gezegenlere de ulaşıp onları yaşama el verişli minik dünyalara dönüştürecek. Dünya’dan uzaya saçılan bakteri parçaları da kozmik yolculuğu atlatarak oralara sıçrayıp yaşamı yeniden başlatacak.

Siborglar

cyborg

Tam bir klişe. Eğer gelecekte bu senaryo vuku bulacaksa, belki de hiç uzatmadan Güneş’e teslim olmak en iyisi. Lakin bu kadar da kötümser olmamak gerek. Hem sentetik maddelerle kaplı muazzam bir vücut hiç de fena olmazdı aslında. İnsanlar iki milyar yıl boyunca elde ettikleri teknolojiler sayesinde bütün vücutlarını bir “uzay-aracına” dönüştürüyorlar. Yani her insan başlı başına bir roket oluyor.

Hayır; bütün dünya nüfusunu uzay gemilerine ya da nesil gemilerine bindirip o narin karanlığa açılmak yerine, herkes roket oluyor. Bu herhalde gelecekteki insanlara daha mantıklı ve karlı görünmüş olmalı. Artık tüm insanlar güneş panellerinden kanatları olan, sentetik roket perileri…

Nesil Gemisi Göçebeleri

nesil gemileri

İnsanlar bir türlü Güneş Sistemi’nin dışına çıkamamış ama yine de hatırı sayılır uzay kolonizasyonu projeleri başlatmışlar. Mesela Ceres’te araştırma istasyonları kalıcı üsler, Ay’da tıkır tıkır işleyen madenler, Mars’ta nükleer bomba geliştiren haydut koloniler… Ancak Güneş’in büyümeye başlaması ile birlikte insanlık her şeyi bir kenara bırakıp yaklaşmakta olan cehennemden kaçmak için nesil gemileri inşa etmeye koyuluyor.

Bu telaş bir nevi bugünkü koronavirüs tedbirlerinin çok daha büyük ve çok daha mahşeri bir boyutu gibi olacak. Kimisi nesil gemilerinin falan zırvalık olduğunu, Güneş’in de aslında büyümüyor olduğunu, yalnızca her zamanki fırtınalardan birinin azıcık uzun sürdüğünü söyleyip olduğu yerde kalacak, diğerleri de insanlığın sahip olduğu bütün kaynakların neredeyse tamamını tüketerek nesil gemileri inşa edip o narin karanlığa açılacak.

Mutant İblisler

Geride kalan insanlar cehenneme dönüşen, bütün radyasyon korumasını kaybeden yaşam alanlarında hızlı mutasyonlar geçirebilir ve korkunç yaratıklara dönüşebilir. Bunlar o kadar şiddetli olacak ki çoğu insan radyasyondan ya da yakıp kavuran Güneş’ten dolayı değil, mutasyonlardan dolayı ölecek.

Nüfusun büyük bölümü yok olsa da, hayatta kalmayı başaran insanlar yer altına kaçacaklar ve orada çoğalmaya başlayacaklar. Güneş rüzgarlarının savurduğu gezegen parçaları sığındıkları gezegene isabet edip bunu uzayın derinliklerine püskürtecek ve bir zaman sonra mutant iblislerle dolu, kül kaplanmış bir kaya parçası sağlıkla insanların yeniden toparlanmaya çalıştığı bir bölgeye doğru yanaşacak…

Tekillik Devleri

GTA San Andreas’taki radyolarda dönen bir güneş kremi reklamı “Mayalar da Güneş’e tapıyordu, ne oldu? Yok oldular!” gibisinden muazzam bir mantık yürütüyor. Hakikaten de haklı olabilirler. Mayalar belki de Güneş’e çok fazla taptıkları için kafalarına Güneş geçmiş ve en nihayetine yok olmuşlardır. Ama uzak gelecekteki insanların sorunu, güneş kremi ile falan çözülecek şey değil.

Devasa hale gelen Güneş karşısında her şey küle dönüşüp kaybolacak, Dünya da öyle. İnsanlar bunun ne denli kaçınılmaz olduğunu fark edince kitlesel bir histeriye kapılıp ölüm tapınımına başlıyor. Vücutlarını Güneş’e kurban edip, insanlığa dair tüm bilgileri “yaşam tohumları” ile birlikte uzaya fırlatıyorlar “tekillik devi” dedikleri roketlerle. Güneş iyice büyüyüp Dünya’yı da yutacak hale gelince, bütün insanlık Güneş’in korkunç alevleri ile birlikte en nihai tekilliğe kavuşuyor; ölüme.

Yazar: Tuğrul Sultanzade

2000 yılında Bakü'de doğdu. Uzun bir süredir Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyor.

İlginizi Çekebilir

Astronomi ve Mitoloji #1: Güneş

Orta ölçekli bir yıldız olan Güneş, pek çok mitolojinin merkezinde yer aldı. Bazı kültürlerde tanrıça …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et