sanayi retro zeplin bilimkurgu teknoloji alternatif

Sanayi Devrimi’nde Bilimkurgu

Sanayi Devrimi, 18. yüzyılın sonlarına doğru İngiltere’de başlayan ve ardından dünyaya yayılan bir endüstriyel dönemdir. Bu devrim, insan yaşamını temelden değiştiren birçok teknolojik yeniliğin ortaya çıkmasına yol açtı. Buharlı makineler ile yapılmaya başlanan seri üretim sistemi sayesinde çok daha fazla ürün, çok daha hızlı bir şekilde imal edildi ve yine o dönemde ortaya çıkan buharlı gemiler ve trenlerle taşınarak son kullanıcıya ulaştırıldı. Bunun sonucunda dev şirketler ve holdingler ortaya çıktı.

Özellikle İngiltere menşeli Doğu Hindistan Ticaret Şirketi ve Hollanda menşeli Batı Hindistan Ticaret Şirketi gibi kurumlar, bağlı oldukları ülkeler kadar güçlüydü. Bu şirketler hem hammadde hem de pazar arayışı için bütün dünyaya açıldı ve gerektiğinde sanki bir ülkenin silahlı kuvvetleriymiş gibi savaşlar ve fetihler yaptı. Çağdaş makinelerin temelini oluşturan teknolojik gelişmelerin de yaşandığı bu dönemde, bilim ve sanatta da önceki aydınlanma döneminden farklı yönler vardı. Artık sanat, siyaset ve ekonomi ile iç içe geçmişti. Zira bu dönemde ortaya çıkan eserler siyasi, toplumsal ve ekonomik mesajlar da veriyordu.

sanayi

Sanayi Devrimi’nin en belirgin etkilerinden biri de toplumun yaşam tarzını ve düşünce yapısını değiştirmesiydi. Kapitalizm, liberalizm, sosyalizm gibi kavramlar bu dönemde ortaya çıktı ve tartışılmaya başlandı. Toplu üretim sayesinde artık ürünler daha bol ve daha ucuz olarak toplumun her katmanından bireye ulaşmaya başladı. Bu değişimler edebiyatı da etkiledi. Özellikle romantizmin yükselişi, doğaya ve insanın iç dünyasına olan ilgiyi artırdı. Sanayi Devrimi sonrası teknoloji, doğanın tahrip edilmesiyle sonuçlandı ve bu da romantik yazarları doğaya olan özlemle yazmaya yöneltti.

Örneğin, dönemin önemli fantastik eserlerinden olan Yüzüklerin Efendisi, aslında doğanın tahribatına ve şirketlerin aç gözlü yayılma politikalarına yönelik eleştirel alt metinlerle dolu bir eserdi. Ayrıca William Wordsworth ve Samuel Taylor Coleridge gibi yazarlar, doğayı ve insanın doğayla olan ilişkisini vurgulayan eserler kaleme aldı. Ayrıca, Sanayi Devrimi sonrası kentleşme, sosyal sınıflar arasındaki ayrışmalar ve çalışma koşulları da ön plana çıktı. Siyaset, sınıf siyasetine evirildi ve bir hak arama mücadelesine döndü. Charles Dickens gibi yazarlar, bu dönemin zorluklarını ve adaletsizliklerini eserlerine yansıttı. Özellikle “Oliver Twist” ve “David Copperfield” gibi eserler, Sanayi Devrimi sonrası toplumun yüzleştiği sorunları anlatıyordu.

Frankenstein

Sanayi Devrimi’ndeki bu teknolojik gelişmeler, ana akım edebiyatı olduğu kadar bilimkurguyu da büyük ölçüde etkiledi. Bu dönem öncesinde yazılan bilimkurgu eserleri daha çok fantastik ve mitolojik unsurlarla iç içeydi. Sanayi Devrimi’nden sonra ise bilimkurgu artık tamamen adı üzerinde, bilim ve teknolojiye dayanan kurmaca öykülerin anlatıldığı bir türe dönüşmeye başladı ve fantastik edebiyatın dışında, özgün bir tür olarak kabul edildi.

Mary Shelley tarafından yazılan Frankenstein, çoğu kişi tarafından ilk çağdaş bilimkurgu eseri olarak gösterildi. Aslında çağdaş bir Prometheus öyküsü olan bu eser, yenilenen toplumsal yapıya yönelik sert eleştiriler sunan gotik bir romandı. Mary Shelley, 1815 yılında Almanya, İsviçre ve Avusturya’yı da kapsayan bir Avrupa gezisi yapmış ve hem toplumsal gözlemlerde bulunmuş hem de Almanya’nın Darmstadt ilinde yer alan Frankenstein Kalesi’ni görme şansı yakalamıştı. Bu kalede, 1600’lü yıllarda bir simyacının yaşadığını ve geliştirdiği iksirleri insanlar üzerinde denediğini öğrenmiş, bundan aldığı ilhamı yaptığı toplumsal gözlemlerle birleştirmişti.

Sanayi Devrimi sonrası buharlı tren ve gemiler gibi ulaşım sektöründeki gelişmeler, telgraf gibi iletişimdeki yeni icatlar, yazarlara gelecekteki teknolojik gelişmeleri hayal etme fırsatı verdi. Tarihin en önemli bilimkurgu yazarı olarak kabul edilen Jules Verne, “Dünyanın Merkezine Yolculuk” ve “Denizler Altında Yirmi Bin Fersah” gibi eserleriyle geleceğin teknolojisini öngören birçok kitap yazdı. Kitaplarında toplumsal sorgulamalara da yer veren yazar, bu gelişmeleri çağdaşı diğer yazarların aksine endişe ile değil hayranlıkla takip etti. Ayrıca, Sanayi Devrimi sonrası teknoloji insanların hayal gücünü de etkiledi. Makinelerin gücü ve elektrikle çalışan aygıtlar, yazarları daha karmaşık ve gerçeküstü eserler yazmaya yöneltti. H.G. Wells, “Zaman Makinesi” ve “Dünyalar Savaşı” gibi eserleriyle gelecekteki dünyayı ve teknolojiyi tasvir etti. Özellikle Dünyalar Savaşı, siyasi eleştirel alt metinleriyle insanlığı büyük bir savaşın yaklaştığı konusunda uyardı. Gerçekten de romandan yirmi yıl sonra Birinci Dünya Savaşı patlak verdi.

Samuel Butler‘ın 1872 tarihli Erewhon romanı, bilinç kazandıklarına inanıldığı için makinelerin yasaklandığı kurgusal bir ülkeyi anlatıyordu. Ahlakın doğası, teknolojinin sınırlamaları ve kurumların rolü de dâhil olmak üzere Viktorya Dönemi toplumunun çeşitli yönlerini eleştiriyordu. William Morris’in 1890 tarihli News from Nowhere adlı ütopik/distopik romanında, ideal ve hatta kusursuz görünen ancak daha yakından incelendiğinde kusurları ortaya çıkan gelecekteki bir toplum tasvir ediliyordu. Hikâye, toplumsal ilerlemeyi, sanayileşmenin etkisini ve gerçekten mükemmel bir toplum yaratmanın mümkün olup olmadığını sorguluyordu. Hatta toplum mühendisliği konusunda yazılmış ilk eser olarak kabul edildi.

zaman ve insan

Sonuç olarak Sanayi Devrimi sonrası teknoloji, edebiyat ve bilimkurgu alanında büyük etkilere yol açtı. Romantik yazarlar doğayı, sosyal gerçekçiler toplumsal sorunları ve bilimkurgu yazarları da geleceği keşfetmeye yöneldi. Edebiyatın siyaset ve ekonomi ile iç içe geçtiği bu dönemin etkileri, modern edebiyat ve bilimkurgunun temelini oluşturdu. Teknolojinin insan düşüncesine ve yaratıcılığına nasıl etki edebileceğinin örneklerini sundu.

Yazar: Halil Alpaslan Hamevioğlu

İçsel yolculuğuna 1980'de Polatlı'da başladı. 80'ler ve 90'ların göbeğinde yetişti. O devrin her bireyi gibi bilimkurguyu video kasetlerden tanıdı. Sonra özel kanallar geldi. Hayal dünyası iyice genişledi. Eh, gerçek yaşamında da dünyanın içinden geçtiği dönüşümü gördü. Sovyetler'in bitişini, Berlin Duvarı'nın yıkılışını, popüler kültürün tüm dünyayı etkisi altına alışını... Bir gün okulu bitti ve hem gördüklerini hem de yaşadıklarını yeni nesillere aktarmak istedi. Öğretim görevlisi oldu. Gazi Üniversitesi’nde başlayan, Başkent Üniversitesi’nde devam eden öğreticiliğinde ülke sınırlarını aştı ve kendini Amsterdam Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde buldu. Yazmayı hep sevdi. Âşık olduğu bilimkurgu ile yazma hobisini ise burada birleştirdi.

İlginizi Çekebilir

Bialar Crais

Farscape’in Sevilen Kötüsü: Bialar Crais

Lani Tupu tarafından canlandırılan Farscape’in meşhur komutanı Bialar Crais, karşımıza klasik bir kötü karakterin bütün …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin