ronesans ve bilimkurgu

Rönesans Döneminde Bilim ve Bilimkurgu

Rönesans, 14. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar süren ve Avrupa’da büyük bir değişim ve yenilenme çağı olarak kabul edilen bir dönemdir. Bu dönemde sanat, edebiyat, felsefe ve bilim alanlarında büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Özellikle bilim ve sanat alanında yapılan yenilikçi ve yetkin çalışmalar, Rönesans dönemini diğer aydınlanma dönemlerinden ayıran en önemli özelliklerden biridir. Rönesans dönemindeki bilimsel çalışmalar, çağdaş bilimkurgunun doğumunda çok önemli bir yere sahiptir. Rönesans’ın nasıl ortaya çıktığına dair pek çok iddia vardır. İstanbul’un fethiyle birlikte Avrupa’ya kaçan sanatçı ve bilim insanlarının etkisine yoğunlaşan görüşlere ek olarak, Avrupa medeniyetinin Endülüs sonrası Bağdat Rönesans’ı ve döneminin bulguları ile tanışması sonucu bilimsel ve sanatsal çalışmaların arttığını ifade edenler de bulunmaktadır Ancak bu tezler, günümüzde tarihçiler tarafından kabul edilmemektedir.

Tıpkı patristik felsefenin skolastik felsefeyi doğal sonuç olarak ortaya çıkarması gibi, Rönesans’ın da zamanla değişen, gelişen ve güncellenen skolastik felsefenin doğal bir sonucu olduğu görüşü artık Avrupalı tarihçiler tarafından daha yaygın olarak kabul edilmektedir. Patristik felsefe, “rahipler her şeyin en doğrusunu bilir” şeklinde özetlenebilir. Ancak öğrenilecek şeylerin sayısı arttıkça, rahiplerin iyi eğitimli olmaları gerekmiştir. Bu eğitim kurumlarında yetişen rahiplerin öncülüğünde de skolastik düşünce ortaya çıkmıştır. Rahip olmayanlar da zaman içinde kiliseye bağlı eğitim kurumlarında ayrıcalıklı çocuklar olarak eğitim görmüş ve bu kişiler ileride Tanrı merkezli bilim yerine evren ve insan merkezli bir bilimsel anlayışa ulaşmıştır. İşte bu yığılarak ilerleyen süreç sonucunda yeni anlayışı benimseyenlerin sayısı artmış ve böylece bir zihniyet değişimi de meydana gelmiştir. Siyasetteki laiklik akımı bilim ve sanata da sirayet etmiş, böylece Rönesans dönemi ortaya çıkmıştır. Rönesans, Orta Çağ’ın baskın düşünce yapısı olan skolastik felsefenin tanrı merkezli düşünce sisteminden çıkarak evren, doğa ve insan merkezli bir düşünce sistemine geçişin yaşandığı eşik olarak bilinir. Skolastik felsefe ve dönemin bilimsel çalışmaları, tanrının büyüklüğü ve bilgeliğini kavramayı amaçlamaktaydı. Rönesans döneminde ise siyasette ortaya çıkan laiklik düşüncesi bilimi de etkilemiş ve tanrıyı aramaktan farklı bir bilimsel yaklaşım izlenmiştir.

Bu dönemde, söz konusu düşünce özgürlüğünün de etkisiyle bilim alanında büyük bir ilerleme kaydedilmiştir. Bilim insanları, doğa ve evrenin işleyişini anlamak için deneylere dayalı bir yöntem kullanmaya başlamıştır. Deney ve gözlem artmış, bunların matematiksel hesaplamalarla desteklenmesi benimsenmiştir. Rönesans döneminde bilim alanında yapılan en önemli çalışmalardan biri de Nicolaus Copernicus tarafından ortaya atılan Güneş Merkezli Evren teorisidir. Copernicus, Dünya’nın Güneş etrafında döndüğünü ve Güneş’in de evrenin merkezi olduğunu savunmuştur. Bu teori, aslında ilk çağlardan beri tartışılan bir konudur. O dönemde öne sürülen somut kanıtlar tartışmaya açık olduğundan kabul görmese de, sonraki yıllarda Galileo Galilei ve Johannes Kepler gibi bilim insanları tarafından desteklenmiş ve daha somut ve tartışmasız olarak kabul görmüştür. Bu durum, evrenin işleyişi hakkında büyük bir devrim yaratmış ve modern astronomiye temel oluşturmuştur.

Rönesans döneminde bilim alanında yapılan bir diğer önemli çalışma da Andreas Vesalius tarafından gerçekleştirilen insan anatomisi üzerinedir. Vesalius, insan vücudunun yapısını ve işleyişini ayrıntılı bir şekilde incelemiş ve bu çalışmalarını “De Humani Corporis Fabrica” adlı kitapta derlemiştir. Bu çalışma, tıp alanında büyük bir ilerleme kaydedilmesini sağlamış ve Batı’da modern tıbbın temellerini atmıştır. Böylesi bilimsel gelişmelerin yaşandığı bir dönemde bilimkurgusal üretimlere imza atılması da kaçınılmazdır. Bilim insanları ve yazarlar, hayal güçlerini kullanarak bilimsel hikayeler anlatmaya koyulmuş, odaklarına ise yeni buluş ve teknolojik gelişmelerin insan hayatı üzerindeki etkilerini almıştır. Rönesans döneminin en ünlü bilimkurgu eserlerinden biri, Thomas More tarafından yazılan Ütopya‘dır. Bu kitapta More, ideal bir toplum olan Ütopya’yı anlatmaktadır. Ütopya’da, bilimsel buluşlar ve teknolojik gelişmeler sayesinde insanlar daha mutlu ve refah içinde bir yaşam sürmektedir. Ayrıca kitap, bir anlatı çeşidinin de isim babası olmuş ve sonradan yazılan benzer eserler “ütopya” adıyla anılmıştır.

Rönesans döneminde bilimkurgu eserlerinin en önemli örneklerinden bir diğeri de Francis Bacon tarafından yazılan Yeni Atlantis‘tir. Bu eserde, bilimsel araştırmaların ve keşiflerin toplumun refahını artırdığı bir ada ülkesi olan Yeni Atlantis anlatılmaktadır. Kitapta bilim insanları ve teknoloji uzmanları, doğa ve evrenin sırlarını keşfetmek için çalışmaktadır. Eser, Rönesans döneminde bilimsel ilerlemenin toplum üzerindeki olumlu etkilerini vurgulamaktadır. Rönesans dönemi bilimkurgu eserlerinde ayrıca, insanın doğa ve evrenle olan ilişkisi, insan yapımı yaratıklar ve gelecekteki teknolojik gelişmeler gibi konular da ele alınmıştır. Örneğin Rönesans döneminin ünlü simalarından Leonardo da Vinci‘nin not defterlerinde, uçan makineler ve su altında nefes alabilen cihazlar gibi ileri teknolojik fikirler bulunmaktadır. Bu fikirler, o dönemde gerçekleştirilemese de ilerleyen yıllarda bilim ve teknoloji alanında büyük ilerlemeler kaydedilmesine ilham vermiştir.

Dönemin öne çıkan bilimkurgu eserleri arasında Johannes Kepler’in Somnium‘unu da anmak gerekir. Öğrenciliğinde Kepler, Ay’ın hareketlerinin Dünya’dan görülebildiği gibi, Dünya’nın hareketlerinin de Ay’dan görülebileceğini iddia eden bir tez de yazmıştır. Sonraları tezini öyküleştirerek bilimkurgu literatürüne unutulmaz bir eser bırakmıştır. Eser, Isaac Newton’un doğumundan on yıl önce Ay’a ulaşmada Dünya’nın “yerçekiminden” kurtulmak ve Dünya atmosferinden çıktıktan sonra solar radyasyonla uğraşmak gibi birçok olası zorluğu öngörmüştür. Başta Isaac Asimov ve Carl Sagan olmak üzere pek çok yazar ve edebiyat tarihçisi, Somnium’u dünyanın ilk gerçek bilimkurgu eseri olarak tanımlamaktadır. Yine bu dönemde Francis Godwin‘in Ay’daki Adam‘ı, Francis Cheynell‘in Aulicus‘u, Cyrano de Bergerac‘ın Ay Devletleri ve İmparatorlukları ile Güneş Devletleri ve İmparatorlukları eserleri de öne çıkan bilimkurgusal üretimler olarak göze çarpmaktadır.

Sonuç olarak Rönesans, bilim ve bilimkurgu alanında büyük bir ilerleme ve yenilik dönemi olmuştur. Bilim insanları, doğa ve evrenin işleyişini anlamak için deneylere dayalı bir yöntem kullanmış, önemli keşiflere imza atmıştır. Buna paralel olarak pek çok yazar da bilimsel ve teknolojik ilerlemelere kayıtsız kalmamış, bu gelişmeleri kendi hayal güçleriyle zenginleştirme yoluna gitmiştir. Verdikleri eserler, o dönemde henüz adı bile konmamış olan bilimkurgunun erken örnekleri olarak tarihe geçmiştir.

Kısacası Rönesans dönemi, sadece bilim açısından değil bilimkurgu açısından da önemli bir uygarlık eşiği olarak anılmaya değerdir.

Yazar: Halil Alpaslan Hamevioğlu

1980 Polatlı doğumluyum. 80'ler ve 90'lar kuşağında yetişmiş bir bireyim. O devrin her bireyi gibi ben de bilimkurguyu video kasetlerden tanıdım. Sonra özel kanallar geldi. Hayal dünyam iyice genişledi. Eh, gerçek yaşamda da dünyanın içinden geçtiği dönüşümü gördüm. Sovyetler'in bitişini, Berlin Duvarı'nın yıkılışını, popüler kültürün tüm dünyayı etkisi altına alışını... Bir gün okulum bitti ve hem gördüklerimi hem de yaşadıklarımı yeni nesillere aktarayım dedim. Öğretim görevlisi oldum. Gazi Üniversitesi’nde başlayan, Başkent Üniversitesi’nde devam eden öğreticiliğimde ülke sınırlarını aştım ve kendimi Amsterdam Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde buldum. Oldum olası yazmayı sevmişimdir. Âşık olduğum bilimkurguyu ve yazma hobimi de burada birleştireyim dedim. Şimdiden iyi okumalar.

İlginizi Çekebilir

rudy-rucker-kapak

Bir Yazar ve Matematikçi: Rudy Rucker

Rudy Rucker, 22 Mart 1946’da Louisville, Kentucky’de doğdu. Babası mobilyacılıkla uğraşıyordu ve aslen Alman olan …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin