Teknolojide bazı sözcükler parlar ve unutulur; ama bazıları kalıcı olur. Yapay zekâ, sanal ya da artırılmış gerçeklik, kripto, blok zinciri gibi… Teknoloji daha büyük adımlar atıp hızla gelişmeye devam ettikçe liste de günden güne uzayıp gidiyor. “Metaverse” de o listedeki kalıcı ve tabii ki en son moda sözcüklerden biri. Metaverse, en basit tanımıyla günlük yaşamımızın tek bir gerçekliği aştığı ve sanal gerçekliği de içerdiği bir dünyadır. Zamanla modern çağda yaygın hâle gelen sanal gerçeklik deneyimlerini, artırılmış gerçeklik girişimlerini ve diğer dijital simülasyonları bünyesinde toplaması planlanıyor.
Bu yılın başlarında Mark Zuckerberg, Facebook’un geleceği için oldukça iddialı bir plan duyurdu: Birbirine bağlı bir grup sosyal uygulama yerine, hepsini içeren gelişmiş bir dijital ve sanal deneyim sağlayıcısı. Ocak 2020’de sermaye girişimcisi Matthew Ball da bir makalesinde, metaverse için açık bir tanım oluşturmaya çalıştı. Tanımına göre metaverse, hem fiziksel hem de sanal dünyaları kapsayan, kendi ekonomisine sahip olan ve avatarlar aracılığıyla etkileşime girilen dijital tabanlı bir evreni ifade ediyordu. Kullanıcıların bugün zaten deneyimleyebildiği öğeler göz önüne alındığında, metaverse’ün gerçekleşmesi mümkün bir bilimkurgu öngörüsü olduğu aşikar.
Peki ama metaverse yeni norm hâline geldiğinde geleceğimiz nasıl değişecek? Metaverse’ün bağımsız, bütünüyle kendine ait bir ekonomiye sahip olacağı düşünülürse, büyük ihtimalle dijital para birimleri kilit işlem yöntemi hâline gelecek. Bugün en yaygın kripto para birimleri Bitcoin ve Ethereum. Ancak dijital para birimlerinin listesi her geçen gün uzuyor ve öyle görünüyor ki kripto paralar, gerçek ve dijital dünya arasındaki ticaretin anahtarı olmaya doğru hızla ilerliyor.
Bu yeni ekonomiye ilk geçen şirketler arasında oyun şirketleri de var. Fortnite’ın sahibi Epic Games de bu şirketlerden biri. Şirketin metaverse’ü ateşleyen en büyük girişimleri arasında dijital konserlere de imza atması oldu. Fortnite bünyesinde gerçekleşen bu konserlerde Travis Scott ve Ariana Grande gibi ünlüleri gördük. Gerçeklik ve dijital arasındaki çizgiler giderek daha da bulanıklaştıkça, hiç şüphe yok ki diğer endüstriler de bunu hızlı bir şekilde takip edecek.
Metaverse aynı zamanda -şayet tamamıyla yeniden tanımlamazsa- insanların çalışma şeklini de etkileyecek gibi görünüyor. Elbette koronavirüs salgını, kurumsal dünya için büyük bir sınav oldu. İş dünyasını ve çalışanları kısa sürede uzaktan işbirliğine adapte etti ve insanları gerçek ve sanal kişiliklerini birleştirmeye mecbur bıraktı. Bu süreçte Zoom ve Slack gibi uzak ve saat farklılığı olan yerler arasında işbirliğini mümkün kılan ve zor zamanlarda yüksek düzeyde katılım ve üretkenlik için mücadelede kilit rol oynadığını kanıtlayan platformların hızlı yükselişine şahitlik ettik.
Hayat, hâlâ tam anlamıyla olmasa da yavaş yavaş normale dönerken bazı şeyler değişmeyecek gibi görünüyor. Kesin olan bir şey var ki insanlar, küresel salgın sayesinde uzaktan çalışmanın işbirliği, büyüme ve başarı için yeni fırsatlara kapı açtığını keşfetti. Bu açıdan bakılırsa metaverse’ün iş dünyasındaki geleceği, hem çalışanlar hem de işverenler için çok daha verimli, düzenli ve elverişli olabilir.
Ticaretin geleceği de aynı olmayacak. Salgından sonra çevrimiçi alışveriş ve teslimatlar yeni standart hâline gelirken, metaverse bu eğilimi sadece hızlandıracak. Tüketicilerin artık yeni ürün satın alırken denemek için sık sık fiziksel mağazalara gitmesine gerek kalmayacak. Sanal ve artırılmış gerçeklik deneyimleri, müşterilerin markaları ve teklifleri evlerinin rahatlığında keşfetmesine imkân tanıyacak. Öte yandan, metaverse daha etkileşimli mağaza içi deneyimler sağlayacak. Sanal ve arttırılmış gerçeklik setleri, stokta olsun ya da olmasın mağaza içinde çeşitli ürünleri denemeyi mümkün hale getirecek.
Bu ihtimaller artık kurgudan ibaret değil. Örneğin Snapchat, metaverse’ün biz farkına varmadan nasıl yanı başımızda olduğunun en iyi örneklerinden biri. Belki de “metaverse”, teknoloji dünyasında parlayan sayısız trendin getirdiği moda sözcüklerden bir başkası olabilir. Ancak diğerlerinden farklı olarak kökleri zaten toplumda var. Salgının büyük ölçekli dijitalleşmeyi hızlandırması ve dünyanın dört bir yanındaki insanları dijital dünyaya girmeye zorlamasıyla birlikte, metaverse artık bilimkurguya ya da kurgusal bir geleceğe ait olmaktan çıktı. Ve hatta gerçekleşmeye hiç bu kadar yakın olmamıştı…