Kripto piyasasında 2022 yılında birçok ilginç olay yaşandı. Bu olaylardan en önemlileri Terra Luna’nın çöküşü ve FTX borsasının iflasıydı. 2022 yılında ayrıca çok sayıda kripto finans kurumu iflas etti. Dünyada faizlerin yükselmesine bir de kripto özelinde yaşanan olumsuzluklar eklenince kripto para fiyatları dramatik bir biçimde düştü. Öyle ki Bitcoin ve Ethereum bile değerlerinin üçte ikisini kaybetti. Acaba kripto paralar için hâlâ parlak bir gelecekten söz edebilir miyiz? 1970’ler ve 80’lerde yazılan birçok bilimkurgu eserinde uzay yolculuğunun hızla ucuzlayacağı varsayılmıştı. 21. yüzyılın ilk çeyreği itibariyle bu öngörü hayata geçmiş değil. Bizim gibi insanlar için uzay yolculuğu hâlâ uzak bir hayalden ibaret. Hayal edilen geleceğin gerçek olması bazen düşünüldüğünden daha uzun sürebiliyor.
Gelecekleri konusunda öngörülerde bulunmadan önce kripto paraların işlevlerini tartışmak faydalı olabilir. Kripto paralar dijital ortamda güven problemini çözüyor. Zira dijital kayıtların kimin tarafından tutulacağı önemli ve taraflar arasında mutabakat sağlamak gerekiyor. Blok zincirlerinden önce bu işlevi bankalar ve kamu kurumları üstleniyordu. Blok zincirleri birbirlerini tanımayan bireylerin kurumlara ihtiyaç duymadan birlikte iş yapmasını sağlıyor. Böylece dijital topluluklar kendilerine yetebilen mikro ekonomiler inşa edebiliyorlar. Blok zincirlerini temsil eden kripto paralar bu ekonomilerin temelini oluşturuyor.
Blok zincirleri ve kripto paralar birkaç işlevi birlikte üstleniyor. Bu altyapılar sayesinde kripto paralar ve NFT’leri saklıyor, yatırıma dönüştürüyor, ödeme için kullanıyor ve transfer edebiliyoruz. Değerlerinin artacağı yönündeki beklenti de kripto paralara gösterilen ilgide önemli bir rol oynuyor. Bitcoin örneğinin de gösterdiği üzere kripto paraların özelliklerinden biri sayılarının sınırlı olması. Bu durum artan taleple birlikte fiyatın da yükselmesine olanak sağlıyor. Bir ağa katılımlar arttıkça söz konusu ağın yarattığı katma değer üstel olarak yükseliyor. Bu yüzden örneğin Bitcoin’in fiyatı yıllar içinde katlanarak artıyor. Bu durum kripto paraların değerlerinin belirli dönemlerde dramatik bir biçimde gerilemesini engellemiyor.
Blok zincirlerinin temel özelliklerinden biri merkeziyetsiz olmaları. Merkeziyetsiz yapılarda yönetim işlevini tek bir kişi ya da kurumun aksine bir topluluk yerine getiriyor. Dolayısıyla kişilerden kaynaklanan riskler ortadan kalkmış oluyor. Bu yıl kripto piyasasında yaşanan sorunların önemli bir bölümü merkezi borsalar ve finans kurumlarından kaynaklandı. Bu şirketler müşterilerin saklamaları için teslim ettikleri fonları kullanarak yatırım yaptılar. Yatırımların değeri azalınca fon çekim işlemlerini durdurdular. Merkeziyetsiz finans kurumlarında işlemler şeffaf bir biçimde yürüdüğünden kullanıcılar bu türden sorunlarla karşılaşmadı.
Bilimkurgu yazarı William Gibson, gelecek tahmini konusunda, “The future is already here, it is just not evenly distributed,” demişti. “Gelecek geldi, ancak eşit olarak dağıtılmadı,” şeklinde çevirebileceğimiz bu söz kripto paralar için de fazlasıyla geçerli. Kriptonun geleceğinde merkezi borsalar daha az yer tutacak. Blok zincirleri birer yatırım vesilesi olmaktan çok fiilen kullanılan yapılara dönüşecek. Ethereum ağı açısından bu durum çoktan gerçeğe dönüşmüş durumda. Kullanıcılar Ethereum ağı üzerinde NFT alıp satabiliyor, oyun oynayabiliyor ve çeşitli merkeziyetsiz finans işlemleri gerçekleştirebiliyor. Dolayısıyla kripto yatırımcısı, merkezi bir borsadan kripto para satın alıp değerinin artmasını beklemek yerine yatırım yaptığı altyapıyı fiilen kullanıyor.
Hive blok zincirinde kullanıcıların önemli bölümü aynı zamanda yatırımcı konumunda. Kullanıcılar söz konusu blok zinciri üzerinde blog yazıyor, video ve resim paylaşıyor, oyun oynuyor ve söz konusu işlemlerin her birinden para kazanıyor. Ağı topluluk üyelerinin seçtiği 20 kişilik bir temsilci grubu işletiyor. Düşen kripto para fiyatlarına rağmen Hive ağı üzerinde halen 300 binin üzerinde kullanıcı faaliyet gösteriyor. Kripto piyasasının geleceğinde merkeziyetsiz finansın önemli bir yer tutacağını kestirmek zor değil. Birinci nesil merkeziyetsiz finans uygulamalarında platformların yüksek enflasyona tabi kripto paraları vardı. Yeni nesil uygulamalar sürdürülebilirliğe önem veriyor. Platformların elde ettiği gelirler bir protokol üzerinde biriktiriliyor ve bu fonlar platformun kripto parasının değerini desteklemek için kullanılıyor.
Yeni nesil kripto ekosistemlerinde yönetim DAOlar aracılığıyla yürütülüyor. Merkeziyetsiz otonom organizasyon anlamına gelen DAO kararların geniş katılımla alınmasına olanak sağlıyor ve kurucularla erken dönem yatırımcılarının ağda yaratılan değerden gereğinden fazla pay almasını önlüyor. İlk blok zincirlerinin odağı finansal işlemlerdi. Zamanla sosyal medya, web bileşenleri ve eğlence de blok zincirlerinin konusu hâline geldi. Bilgisayar oyunları, sanat ve spor bugün kripto ağları üzerinde yürütülebilen faaliyetler. Bilimkurgu oyunu Alien Worlds ve fantastik kart oyunu Splinterlands halen yüzbinlerce oyuncu tarafından oynanıyor. Dijital sanat büyük ölçüde blok zincirleri üzerinde NFT’ler aracılığıyla yürütülür duruma geldi. Chiliz taraftar tokenları ve NBA Top Shots NFT’leri gibi projeler sporda blok zincirlerinin kullanımının yaygınlaşacağını gösteren örneklerden.
Kripto ağlarının sağladıkları bariz avantajların yanı sıra sorunları da var. Bu ağların kullanımı Web2 platformları kadar pratik değil. Üstelik Facebook, Twitter, YouTube gibi ağların kullanımı çoğunlukla ücretsizken blok zinciri temelli sistemlerde işlem ücreti ödemek gerekiyor. Ayrıca blok zincirlerinin ölçeklendirme problemleri ve güvenlik sorunları var. Bilgi teknolojisine temel oluşturan bileşenlerin maliyeti yıllar içinde üstel olarak ucuzluyor. Dolayısıyla yıllar ilerledikçe birçok dijital işlem blok zincirleri açısından feasable hâle geliyor. Zaman kripto ağlarının lehine çalışıyor. Kripto piyasasının önceden belirlenmiş bir hedefe doğru ilerlediğini düşünmek doğru olmayacaktır. Yapılan denemeler sonucunda işlediği görülen konseptler kripto dünyasının çözüm havuzuna katılıyor. Çok sayıda teknolojinin birbirlerini destekleyecek biçimde kullanımı bugünün mobil cihazlarını vazgeçilmez kılıyor. Kripto konusunda da benzer bir durumun oluşması kuvvetle muhtemel.
Peki acaba kripto ekosistemleri ne zaman geniş kitleler tarafından kullanılmaya başlanacak? Söz konusu adaptasyon için gerekli bileşenler geliştiriliyor. Blok zincirlerinin işlem kapasitesini onlarca kat artıran ölçeklendirme çözümleri şimdiden ortaya konulmuş durumda. Söz konusu çözümler işlem ücretlerinin de sıfıra yaklaşmasını sağlıyor. Soğuk cüzdan kullanımı sayesinde güvenlik sorunları büyük ölçüde aşıldı. Adaptasyonun önündeki en önemli engel uygulamaların kullanımı için gereken bilgi. Kullanımın pratik hâle getirilmesi ve kripto okuryazarlığının artması söz konusu bilgi açığının hızla kapanmasını sağlayabilir. Elde edilecek potansiyel fayda büyüdüğünde insanlar kendilerini geliştirmek için daha yüksek bir motivasyona sahip olacaktır.
Kripto piyasasında bu yıl yaşanan problemler merkeziyetsizliğin önemini göstermiş oldu. Anahtarını elinde bulundurmadığınız kripto para sizin değildir cümlesi bir kez daha doğrulandı. Yaşanan sorunların etkisinin ne kadar süreceğini kestirmek kolay değil. Öte yandan 2030 yılına kadar kripto endüstrisinin geniş kitlelere hizmet verebilecek olgunluğa erişeceğini tahmin ediyorum. Bu konuda erkenden yol almak iyi bir fikir olabilir.