İlk Önce Uzaylı Robotlarla mı Karşılaşacağız?

NASA uzmanları, 2020’li yıllarda Mars’a insanlı uçuşun mümkün olduğunu düşünüyordu. Ancak günümüzde, önümüzdeki 10 yıl için planlanan ciddi bir proje görünmüyor. Çünkü Mars’a ulaşacak 6 aylık yolculuk boyunca insanların ihtiyaç duyacakları koşulları sağlamak için özel bir mekik tasarımı gerekiyor. Ve bu projenin 500 milyar dolar maliyete ulaşması bekleniyor. “2001: A Space Odyssey”, “Passengers”, “Alien” gibi birçok bilimkurgu filminde, gezegenler arası yolculukların yıllara yayılan sürelerinde mürettebat yapay bir kış uykusuna giriyordu. Kış uykusu (hibernasyon) olgusunu araştıran bilimsel çalışmalar devam etse de, insan metabolizmasını aylar boyunca yavaşlatacak, uyku durumu sağlayacak bir teknoloji yakın zaman için mümkün görünmüyor.

Dünya’nın yörüngesinde bulunan Mir Uzay İstasyonu’nda 438 gün boyunca aralıksız yaşamayı başaran kozmonot Valery Polyakov, kas ve iskelet sistemi başta olmak üzere birçok sorun yaşamıştı. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda aylarca yaşayan birçok astronot mevcut, ancak Mars görevinde yaşanacak olası bir acil durumda mürettebata ulaşmak mümkün olmayacak. Mars yolculuğu boyunca astronotların maruz kalacağı radyasyon miktarının da uzay istasyonundan çok daha yüksek olacağı düşünülüyor.

Robot mu, Biyolojik Uzaylı mı?

Mars insanlı yolculuk

Güneş Sistemi’ndeki en olası hedefimiz Mars’a ulaşmak için insanlı yolculuğun mühendislik açısından ne kadar zor bir sorun olduğu karşımızda duruyor. Dünya ve Mars arasındaki mesafe, galaksi ölçeğinde çok küçük kalıyor. Peki, uzaylılar galaksiler arası yolculuğu nasıl kendi biyolojik bedenleriyle gerçekleştirebilecekler? En yakın yıldız 4 ışık yılı mesafede; uzaylılar komşu yıldız sistemleri ya da galaksinin uzak bir noktasından bize gelecekse eğer; en gelişmiş uzay araçlarıyla dahi olsa on yıllara varan bir yolculuğu göze almak zorunda.

Burada birkaç ihtimal akla geliyor. Uzaylı teknolojisi, uzay araçlarını nesiller sürecek bir yolculuğa ev sahipliği yapacak şekilde, adeta bir uçan gezegen haline getirmiş olabilir. Işık yıllarınca süren yolculuk boyunca uzaylı medeniyeti ilerlemeye, uzay gemisi de gelişmeye devam eder. Ve bu sayede karşılaşma ihtimali gerçekleştiği zaman karşımızda biyolojik bedenleri ve hatta yaşam ortamlarıyla uzaylı bir medeniyeti bulabiliriz.

koloniGemisi

Bir diğer ihtimal ise teorik fiziğin ilgi alanına giriyor. Genel görelilik kuramıyla birlikte ortaya atılan “solucan delikleri” hipotezine göre; evrenin çok boyutlu ve doğrusal olmayan yapısı sayesinde; galaksideki iki uzak nokta arasında bir kısa yol açılabilir. Belki bir uzaylı medeniyet, solucan deliği oluşturmanın yolunu bulmuş olabilir. Ve asıl sorun, oluşturdukları solucan deliğinin kararlılığını sağlamak ve solucan deliğinin kara delik benzeri yapısından kaynaklanan anti madde, negatif enerji ve vakum gibi dış etkenlerden korunmak.

Acaba uzaylıların solucan deliği boyunca kendi bedensel bütünlüklerini koruyarak seyahat etmeleri mümkün olabilir mi? Eğer böyle bir teknolojiye sahiplerse, siz bu yazıyı okuduğunuz sırada uzaylıların misafir odanızda belirmeleri dahi mümkün olabilir.

Zihinden Oluşan Gemiler

solucanDeliği

Ancak şahsi kanaatim, galaksi boyunca yolculuk gibi yüksek teknolojiye ihtiyaç duyulan ve belirlenemeyen riskler barındıran bir olayda, uzaylı uygarlıkları da robotları ve mürettebatsız uzay gemilerini tercih edebilirler. Belki de uzay gemisinde zihinlerinin dijital bir kopyaları dahi taşınabilir. Arthur C. Clarke’ın 1997 tarihli “3001: Son Efsane” romanında da uzaylıların biyoloji bedenlerinden kurtulup zihin ve enerjiden oluşan uzay gemileri halinde bütün galaksiyi dolaştıkları anlatılıyordu.

Biyolojik bedenler, uzay şartlarında çok kırılgandır. Ve onları taşımak yerine; insan dahil bütün canlıların en anlamlı özü olan zihni taşımak çok daha makul olacaktır. Işık yılları boyunca seyahat edebilen bir uzaylı uygarlığı, zihinlerinin dijital kopyalarıyla bütünleşmiş uzay gemileriyle karşımıza çıkabilir. Ve o zaman, geminin içinde biyolojik bir kalıntı aramamız anlamsız olacaktır. Zaten uzay gemisi, yabancı uygarlığın en büyük temsilcisi, hatta özünden bir parça olacaktır.

Hazırlayan: Emre Yorgancıgil

Kaynakça

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

Slingshot

Slingshot: Hiçbir Kuvvet Seni Kendinden Uzağa Atamaz

“Yalnızlığı sevdiğimden yalnızım sanıyordum, oysa sadece yalnızmışım.” Yalnızlık, izolasyon, klostrofobi, paranoya, neyin hayal neyin gerçek …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin