Film, dizi izlerken, roman okurken ya da en basitinden internette gezinirken illa şu soruyu kendinize sormuşsunuzdur: Gerçekten de bir zombi kıyameti ortaya çıkabilir mi? Zombi hikâyeleri absürtten güya gerçekçilere kadar çeşitlilik gösterir, ancak hepsi de dünyayı kırıp geçiren bir beyin-yiyici salgınında nasıl vaziyet alacağınızla ilgilidir. Artık zombiler popüler kültürün en gözde canavarlarından biri hâline geldiğine göre, bazı insanlar yükselişin ne kadar kurgusal olduğunu merak ediyor. Şimdi bir saniyeliğine durup düşünelim: Sahiden de bir zombi kıyameti yaşansaydı, bu sıra dışı durum ne kadar sürerdi?
Cevap oldukça basit: Sadece birkaç ay.
Açıkçası, bir zombi kıyameti için gereken ana malzeme zombilerdir. Ancak, zombilerle ilgili temel sorun onların ölü olmalarıdır. Birçok film ve televizyon şovu zombileri neredeyse ölümsüz gibi gösteriyor, çünkü böylesi onlar adına çok daha kullanışlı. Ancak durum böyle değil ve nedeni de gayet basit: Ölüler çürür!
Ölü bedenler, beş farklı aşamadan oluşan öngörülebilir bir çürüme modelini takip eder: Taze, şişkinlik, aktif çürüme, ileri çürüme ve kuru/iskelet. Taze aşamada, rigor mortis devreye girer ve vücut sıvıları birikmeye başlar. Ölümden saatler sonraysa vücut kendi kendine açılır ve sindirim sistemindeki bakteriler vücudu içten dışa doğru kelimenin tam anlamıyla sindirmeye koyulur. Kimyasal atıklar, genellikle otuz altı saat içinde asidik bir ortam oluşturur. Filmlerde görülen birçok zombi, cilt lezyonları ve küçük renk değişimleri ile karakterize edilen “taze” aşamadadır.
Bununla birlikte, saatler veya günler içinde (çevreye bağlı olarak), gaz oluşumu ve büyük renk değişikliği içeren şişkinlik aşaması başlar. Bu zamana kadar, sineklerin açık deliklere koyduğu yumurtalar çatlayacak ve vücudun ölü etle beslenen kurtçuklar hâlinde patlamasına neden olacaktır. Vücut aktif ve ileri çürüme aşamasına ulaştığında ise parçalanacaktır. Kalan deri kemikten ayrılacak ve iç organlarla diğer yumuşak dokular (beynin kendisi dahil) sıvılaşarak geride çok az zombi bırakacaktır. Kuru/iskeletin son aşaması yıllarca açıkta kalabilir, ancak bırakın hareketi, kemikleri bir arada tutacak kaslar, tendonlar veya bağlar bile kalmayacaktır.
Fakat bu tam olarak ne kadar sürer?
Ayrışma tahmini bir model izlese de, birçok faktör bunun gerçekleşme hızına katkıda bulunur. Örneğin bir cismi suya batırmak, ayrışmayı yaklaşık yüzde elli yavaşlatır. Bir vücut mumyalanırsa, bu sıvıların bir kısmını giderir ve cesedi koruyarak süreci uzatabilir. Tabii ki, George A. Romero‘nun Yaşayan Ölülerin Gecesi‘nde koyduğu katı zombi filmi kurallarına uyarsanız, ayağa kalkıp yürüyenler yalnızca yeni ölenlerdir. Vücutların ayrışmasını etkileyen ana çevresel faktörler sıcaklık ve nemdir. Daha sıcak, daha nemli ortamlar çürümeyi hızlandırır. Daha soğuk ve daha kuru iklimlerse süreci biraz geciktirebilir. Tennessee Üniversitesi Adli Antropoloji Merkezi Direktörü Dawnie Wolfe Steadman (Ph.D., D-ABFA) şöyle diyor:
“Çürümeyi incelediğimiz doğu TN’de açıkta kalan bir vücut, yaz aylarında 2-3 hafta içinde iskeletleşebilir. Aynı vücudun iskeletleşmesi, böceklerin ve enterik bakterilerin (bağırsaklarımızdaki doğal bakteriler) aktifleşebilmesi için sıcaklıkların çok düşük olduğu kış aylarında birkaç ay veya daha fazla sürebilir.”
Sıcaklık ve nem faktörleri nedeniyle, yaz boyunca derin güneydeki ölümsüzler, İngiltere’deki daha soğuk aylarda yaşayan ölülerden daha hızlı çürürdü, bu yüzden The Walking Dead‘deki insanlar Shaun of the Dead‘dekilerden daha hızlı koşmalıdır. Her iki durumda da ilk zombi dalgası, bir zombi filmi yapmak için gereken süreden daha kısa sürerdi.
Bu doğal rutinin bir parçası aslında. Açıkta bekleyen ölü hayvan cesetleri, koşullara bağlı olarak birkaç haftadan birkaç aya kadar kısa süreler arasında ayrışır. Pennsylvania Üniversitesi’nden Rachel Renee Bower’a göre, ortalama altmış sekiz kilo bir domuzun bilhassa sadece kemik ve derisinden ayrılarak ileri bir çürüme aşamasına ulaşması, yaz sıcağında yalnızca dört gün sürebiliyor. Yani şu kırsal yerlerde yıllarca ortalıkta gezinebilen zombiler fikri çok da gerçeğe hitap etmiyor… Tabii zombiliğe sebep olan şey, cesetleri bakteriler ve leşçiler için nahoş hâle getirmezse… Ya da belki Alaska’da ikamet ediyorsan… (Kendime not: Alaska’ya taşınma sakın!)
Peki zombiler saldırdığında ne yapmalısınız?
Yaşayan ölülere karşı tam ölçekli bir savaş yürütmektense, çömelip çürümelerini beklemek daha iyi olabilir. Dawn of the Dead‘deki gibi bir alışveriş merkezine yerleşebilir, birkaç hafta içinde çürüyüp ayrışacak zombi yığınlarından daha uzun süre dayanabilirsiniz. Önerimiz popülasyonu düşük bölgelerdeki salgınlar için geçerli tabii ki.
O yüzden siz yine de “kafasına sık!” mottosunu aklınızdan çıkarmayın!