Dune

Dune: Başarısız Filmlerden Oyun Klasiklerine

“Zamanda ve mekanda, evrenimizin her parçasında simetrisinde zerafet bulunan bir motif vardır. Her gerçek sanatçı, bu zerafeti yakalar. Mevsimlerin döngüsünde, kumun dansında, dallar süzülürken, bir sürü yolunu izlerken bu zerafeti yansıtır. Bu sihri sanatçılar ile hayatlarımıza işlemeye çalışırız. Bize, ritimlerini arayan dansları hatırlatır. Unutmamak gerekir ki, nihai mükemmellik sayısız tehlikeleri taşır. Nihai modelin kendi sabitliğini içerdiği açıktır, değişkenliğe yer yoktur. Böyle bir mükemmellik anlayışı her şeyi ölüme sürükler.”

Frank Herbert‘in 1965 tarihli “Dune” adlı romanı, yayımlanmasından kısa süre sonra bilimkurgunun kilometre taşlarından biri haline geldi. Sadece tüm zamanların en çok satan bilimkurgu kitabı olmakla kalmadı, hikayenin kendisi de büyük bir destana dönüştü. Yedi yüz altı sayfada, hanedanların siyasi entrikaları ve kan davalarını görüyoruz. Dune, tam da Edward Gibbon’ın “Roma İmparatorluğunun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi”nin uzayda geçen versiyonu gibidir. Ancak bu destansı hikayenin sinemaya uyarlanması sıkıntılı oldu. Birileri bir bilgisayar oyunu yapmaya karar verene kadar, özellikle sinema sektöründe “Dune” adı başarısızlıklarla anıldı.

Bu kadar başarılı olmuş bir edebi eser, nasıl olur da başka mecralarda başarısız olabilirdi? Hikaye temelde, Paul Atreides‘in hayatı ve yükselişini anlatır. Atreides ve Harkonnen Hanedanları, Arrakis’in yönetimi için savaşırlar. Çünkü Arrakis, evrende baharatın bulunduğu tek gezegendir. Bu basit olaylar, yan konularla da birlikte ve ekolojik bir çevre içerisinde imparatorluğun çöküşüne doğru ilerler. Tabii her bilimkurgu efsanesi gibi, Dune için de birçok kez sinemaya uyarlama girişimlerinde bulunuldu.

Sinema Macerası

1971 yılındaki ilk film denemesi, “Arabistanlı Lawrance“, “Kwai Nehri Köprüsü” gibi efsane olmuş filmlerin yönetmeni David Lean‘a aitti. Çok başarılı yönetmenlerle çalışma ısrarı projeyi o yıllarda çok çabuk iflasa sürükledi. Filmin haklarını satın alan Arthur P Jacobs‘ın 1973’te ölmesi ile bu ilk girişim de onunla birlikte ölmüş oldu. 1974’deki ikinci girişim, başarısız girişimlerden en büyük olanıydı. Bir Fransız konsorsiyumu filmin haklarını satın aldı ve yönetmen olarak Alejandro Jodorowsky seçildi. Jodorowskyi, kült ve gerçeküstücülük sinemasının efsanelerinden biridir. Basit bir konuyu çarpıcı bir hale getirebilir. Ancak diğer yönetmenlerden oldukça farklıdır. 1970’lerde, stüdyoların genelde şirketlerin parayı verip gerisine karışmadığı bir dönemde bile, Jodorowski’nin tarzı en uçlardaydı. Jodorowski’nin Dune’unda, o zamanların birçok efsane ismine yer vardı. Bunlar arasında Orson Welles, Gloria Swanson, Mick Jagger, Alain Delon gibi isimler vardı. Film müzikleri Pink Floyd’a ait olacak ve Salvador Dali de yapımda yer alacaktı.

Aşırı yüksek ücretli Prima Donna’nın yanı sıra, Jodorowski’nin fazla önemsemediği bir başka şey de senaryonun tekrar düzenlenmesiydi. Proje, tam on saatlik bir film olmak için planlandı. Senaryolarının tamamlandığında ise, on dört saat uzunluğa ulaşyığı görüldü. Elbette uzun filmler var ve  uzun filmlere karşı değilim. Andrei Rublev’in beş saatlik filmini unutamayız. Ama tamamını tek bir oturuşta izlemek farklı bir durum. Jodorowski’nin Dune’u, orijinal hikayeden oldukça farklı olay çizgisine sahipti. Herbert’e ve Dune’a büyük saygı duymadığı için değil, ama Jodorowski’yi işe alırsan ona tam serbestlik de tanımış olursun. Jodorowski’nin para kazanma beklentisi içinde olmadığı, ortaya iyi bir eser koymak istediği barizdir. Çekim öncesi hazırlık aşamasında iki milyon dolar harcanmıştı ve daha da fazla para gelmeyecekti. Böylece, Jodorowsky’nin Dune macerası sona erdi. İşte bu tuhaf hikayeyi detaylarıyla anlatan 2013 tarihli bir de belgesel hazırlandı. “Jodorowsky’s Dune“, çekilmeyen filmin nasıl çekilemediğini anlatan ilginç bir belgeseldir.

dune-syfy

1976 yılında Dune’un rotası ticari ve eleştirel açıdan başarılı olarak deneyimli birine rastladı. Dino De Laurentiis. İtalyan sinemasında meşhur bir yapımcı olarak ismi ünlenmiş ve dünyaca ünlü birçok kişi ile çalışmış De Laurentiis, Amerika’da yeni bir göçmendi. Dino, Frank Herbert’e Rudolph Wurlitzer’in yeni bir senaryo yazdığını ve Ridley Scott‘ı da yönetmen olarak seçtiklerini söyledi. Scott’ın vizyonu, senaryoya dayanan iki filmdi ve iyi bir taslaktı. Ancak ağabeyinin ölümünden yedi ay sonra başka bir klasik bilimkurgu filminin yönetmeni oldu: Blade Runner. Böylelikle uyarlama girişimi de rafa kaldırıldı.

Dune’un dördüncü Holywood denemesi ve Dino’nın 1981’deki ikinci denemesi sonunda bir şeyler ortaya çıkmaya başladı. Dinno’nun kızı Raffaella De Laurentiis, Fil Adam’ı seyrettikten sonra babasını David Lynch‘in yönetmenliğine ikna etti.  En sonunda kameralar, 1983’te bir Dune filmini çekmeye başladı. Sinemalarda iki saatten uzun gösterilen filmde oldukça büyük bir kesinti de yapıldı. Ne var ki film, hem gişede hem de eleştirmenlerin gözünde çok kötü bir etki bıraktı. Özellikle büyük bütçeli Hollywood bilimkurgu filmlerine oranla fazla karmaşık ve anlaşılması zor bir film olarak kabul edildi. Lynch, Dune’u çekmek için “Return of the Jedi“‘ı reddetmişti. Bunun nasıl bir duygu olduğunu sadece David Lynch bilebilir. Ancak filmin bir destekçisi vardı. Frank Herbert uyarlamadan memnun kaldı ve kitabın ruhuna uyduğunu belirtti. En azından o memnun kalmıştı. Kendi eserinin filmini de görüp 1986’da vefat etti.

Aradan yıllar geçtikten sonra yeni bir Dune filmi beklentileri de arttı. “Arrival” ve “Bladerunner 2049” gibi başarılı uyarlamalar ile yıldızı yükselen Kanadalı yönetmeni Denis Villeneuve, yeni Dune filminin (filmlerinin) yönetmenliğini üstlendi. Şimdiye kadar yaptığı açıklamalardan anlıyoruz ki, Lynch’in filminden daha farklı yapıda en az iki film gelecek gibi. Dune’un sinema sektöründe yaşadıklarını düşünürsek, Villeneuve’ü oldukça zor bir sınavın beklediğini söyleyebiliriz.

Televizyon Dizileri

Frank Herbert’s Dune (2000) ve Frank Herbert’s Children of Dune (2003) TV Dizileri

Hollywood’un, Dune ile ilgili olarak yaşadıklarından ders alınmış olacak ki, 2000’li yıllara yaklaşırken Kanadalı SyFy TV Kanalı hikayeyi 3 uzun bölümlük diziye dönüştürerek yayınladı. “Frank Herbert’s Dune(2000) adındaki bu dizi, izleyici ve eleştirmenlerin çoğundan olumlu not aldı.

SyFy Kanalı devam hikayesi olarak serinin üçüncü hikayesini kullandı. Böylelikle, “Frank Herbert’s Children of Dune(2003) adı ile 4,5 saatlik üç bölümlük kısa biri dizi daha ekranlara yansıdı.

Bilgisayar Oyunları

Bilgisayar Oyunları (Dune, Dune II, Dune 2000, Emperor:Battle for Dune, Frank Herbert’s Dune, Dune:Generations)

1970 ve 80’li yıllarda yaşanan tüm bu sinemasal başarısızlık hikayesi, ilginç bir şekilde Dune’un bilgisayar sektöründeki başarısını ve dizi yapımlarını beslemiştir. Film sinemalarda yer aldıktan birkaç yıl sonra, 1988 yılında yapım şirketi iflas etti. İlginç bir şekilde Dune’un sanatsal hakları hala şirketteydi ve o dönemki bilgisayar oyunlarında uzay teması hakimdi. Film her ne kadar başarısız olsa da, hikayenin başarılı olduğu ortadaydı. Bilgisayar oyunları için bulunmaz nimet olan Dune’un haklarını, 1990 yılında başarılı oyunları ile bilinen Virgin Interactive aldı. Virgin Interactive, Phillippe Ulrich önderliğindeki Fransız şirket Aryan ile ilk Dune oyununun yapımı için çalışmaya girdi. Aryan şirketi daha sonra Cryo olarak isim değiştirdi. İlginç bir şekilde Virgin’in başkanı olan Martin Alper, Cryo ile projenin oldukça ilerleyen aşamalarında anlaşmazlığa gitti, ancak oyun zaten tamamlanmıştı.

Martin Alper, yeni bir tür yaratacak gerçek zamanlı strateji oyunu tasarımları için Westwood Studios ile çalışmalara başlamıştı bile. Westwood, oyun geliştirme süreçlerinde daha hızlı idi ve oyun kısa sürede tamamlandı. Böylelikle, 1992 yılına gelindiğinde Virgin Interactive’in elinde piyasaya sunabileceği bir değil iki farklı oyun oldu. Westwood’un ürettiği Dune oyununa “Dune II” denmesinin nedeni budur. Martin Alper’in kararının tersine Cryo’nun yapımı olan Dune oyunu kendine özgü tarzı ile zaman içinde yavaş yavaş ayrı bir klasik haline geldi. Bu oyun hem strateji, hem ticaret, hem de macerayı harmanlayan ilginç bir karışım oldu. Oyunun başarılı olmasının arkasındaki diğer bir etken de karakter grafiklerinde 1984 yapımı filmden yararlanılmış olmasıdır. Başlangıçta disket versiyonu ile sunulan her iki oyun, başarılarının ardından CD versiyonu ile tam gerçek sesli oyunlar haline getirildi. İlk oyunun halen hatırlanan başarılı müziklerini yapan Stéphane Picq‘dir. Bu oyun müzikleri o kadar başarılı oldu ki, daha sonra kendisi tarafından müzik CD’sine dahi dönüştürüldü.

1993 yılının sonunda ise oyun sektörü öyle bir hale geldi ki “Eğer bu işi Westwood yapıyorsa iyi olacaktır” anlayışı hakim olmaya başladı. Dune II’nin oyun sektöründe tahmin edilemeyecek kadar büyük başarısı üzerine, aynı seriye devam etme kararı alındı. Dune II, Westwood’un geleceğinde kritik rol oynamış bir oyun olarak kaldı. Şirketin bu tarz oyunlara olan yönelimi sürdü ve devam oyunlarının her biri de çok başarı oldu. Bunlar arasında en bilineni 1995 yılından 2002 yılına kadar devam ettirdiği Command & Conquer oyun serisidir. Command & Conquer de gücünü ve temelini Dune II’den aldı. Westwood’un Dune için planları henüz bitmemişti. 1990’ların başında bilgisayarların sadece text modda kontrol edildiği, 320×240 çözünürlükte ve sadece synth müziği kullanılabildiği dönem geride kalmış grafik tabanlı, her açıdan güçlü ve daha yetenekli bilgisayarlara geçilmişti. İşte böyle bir dönemde Dune II ile benzer temada, fakat daha zevkli bir oyunun çalışmaları yapıldı. Bu çalışmalar sonunda 1998 yılında “Dune 2000” ortaya çıktı.

2000 yılına gelindiğinde Gerçek Zamanlı Strateji oyun sektöründe efsane olan Westwood artık yalnız değildi, sektörde çok ciddi rakipleri de vardı. Bu tip oyunların temelini oluşturan oyun motorları sürekli geliştiriyordu. Westwood da bu çalışmaların gerisinde kalamazdı. Yeni tarz “Gerçek Zamanlı Strateji” kontrollü ve Westwood’un son oyunlarından biri olan “Emperor: Battle for Dune” da 2001 yılında piyasaya sürüldü. Fakat şirket 2003 yılında iflasını açıkladı.

frank herbert's dune video game1

İlk Dune oyununu üretmiş olan Cryo interactive’de farklı bir yoldan giderek Dune serisinin ilk 3D Macera oyununu 2000 yılında yayınlanan dizi seri ile aynı isimdeki “Frank Herbert’s Dune“u üretti. Ancak bu proje firmaya o kadar büyük maliyetlere mal oldu ki, daha oyun için operasyonlar yürütülürken şirketin finansal durumu kötüye gitmeye başlamıştı. Oyun tamamlandığında ise şirket iflas etti. Buna rağmen oyun sadece Avrupa’da da olsa piyasaya sürüldü. Cryo’nun iflas etmeden önce piyasaya sürmeye hazırlandığı diğer bir oyun ise, Dune: Generations‘tı. Oyun o dönemlerin büyüyen trendi olan online oyun tarzında hazırlanmaktaydı. Proje bir yıldan fazla alfa test fazında devam etmiş ve sonunda firmanın iflası ile sona ermiştir.

Özet olarak sinema sektöründe Dune’un başarısızlığı, ibretlik Hollywood hikayelerinden biri haline geldi. Bilgisayar sektöründe ise tam tersine büyük bir başarı örneği oldu. Sinema sektöründe hareketlilik halen devam ediyor, oyun sektöründe ise Herbert Properties LLC‘nin aldığı karar nedeniyle sessizlik bir süre daha süreceğe benziyor. Çünkü Brian Herbert‘in de parçası olduğu Herbert Properties LLC, bilgisayar oyunlarına kapılarını şimdilik kapatmış görünüyor.

Yazar: Hamdi Güzeliş

Makine Mühendisi. Dağların, newage müziğin ve bilimkurgunun uzun yıllardır tutkunu. "Turk Seti Team" üyesi.

İlginizi Çekebilir

bilimkurgu film muzik

Soundtrack’leriyle Hatırlanan Bilimkurgu Filmleri #2

Yazı dizimizin ilkinde müzikleriyle sinema tarihine adını yazdırmış 10 filmi listelemiştik. Kimi kültleşmiş filmlerin soundtrackleri …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et