kabuk para kapak

Dolardan Önce Dünya Parası Deniz Kabuğuydu

Para, mal ve hizmet takası demektir. Türkçeye de Farsça “Pare” yani “küçük parça” sözcüğünden geçmiştir. Ülkelerin merkez bankaları ve dünya ticareti, basılan paraların karşılığında bir değer sunarlar. Bu paranın sadece bir kağıt parçası olmadığını ve değerini ifade etmesi için gereklidir. Sunulan bu değerler günümüzde ülkenin altın rezervleri ya da petrol dolu varilleridir. Şu an parayla ne satın alabiliyorsanız o zaman da aynı şekilde deniz kabukları ile satın alabiliyordunuz. Günümüzdeki para birimlerinin tarihi çok da eskiye dayanmıyor.

Tam olarak ne zaman ve nerede kullanımının başladığı bilinmiyor, fakat antik geçmişimizde bu kabukların izini süren araştırmacılar, kabile ya da grup yerleşim yerlerinde 8000 yıl öncesine kadar giden para olarak kullanım izleri buldular. 9000 bin yıl önce ise iplere dizilen deniz kabuklarının sadece süs eşyası olarak kullanıldığı, ayrıca tarih bilgisi olarak verebileceğimiz önemli bir detay.

1300 yıl boyunca birçok ülkede resmi para birimi olarak deniz kabuğu kullanıldı. 1500’lü yıllarda yaygınlaşmaya başlayıp, 20. yüzyıla kadar dünyada kullanılan para bildiğiniz deniz kabuğuydu. Hemen aklınıza “fakir ülkeler kullanıyordu sadece” düşüncesi geldiyse yanılıyorsunuz. Dünyanın her yerinde birçok ülkenin parası deniz kabuğu veya salyangoz kabuğuydu. Bu kabukların en yaygın kullanılanı ve dünya ticaretinde tanınanı Cypraea moneta idi. Tıpkı şu an para birimlerinin arasında en çok tutulanının dolar olması gibi.

Cypraea moneta türü deniz kabukları ise en çok Hint Okyanusu’nda bulunuyor. Sonradan yapılan kazılarda ve tarihsel araştırmalarda, bu kabukların hemen hemen her kıtada ve medeniyette kullanıldığı anlaşıldı. Amerika, Sri Lanka, Maldiv Adaları, Doğu Hint Adaları, Afrika kıyılarındaki ve zamanla iç kesimlerindeki ülkelerde, Malabar’da, Andes ve Meksika Körfezlerinde, Güney ve Doğu Asya’da, Çin, Avustralya, Yeni Gine, Güney Pasifik Adaları, Ortadogu, Kızılderelilerde vs. Hatta 1845 yılında Nemrut’ta yapılan kazılarda da Cypraea moneta türü deniz kabuğu paraları bulunmuştur. Kısacası insanlığın ayak bastığı her kıtada bu paraların izlerine rastlamak mümkün.

Kıtalar ve ülkeler arası ticaret ağında deniz kabuğu çok önemli bir yer tutuyordu. Bazen de aynı kıta içinde bulunan kabilelerde farklı deniz kabukları en değerli para yerine geçebiliyordu. Yine de bu durum ticaret ağını etkileyecek kadar önemli ölçüde değildi. Buna en güzel örnek, Avustralya kabileleri arasında görülüyor. Bir kabile için çok önemli ve değerli olan deniz kabuğu türü, öteki kabile için çöp değeri taşıyordu. Bu ise ticari anlaşmazlığı doğuruyordu. Para olarak değer biçmede deniz kabuğunun parlaklığı, desenleri, uzunluğu, yaşı gibi özellikleri büyük bir kriterdi. Kimi kabuklar ise düzgün parçalara ayrılır, tespih gibi ipe dizilir ve ucuz olan malların alımında kullanılırdı. Aynı şekilde tipleri benzer olanlar da bir bütün olarak ipe dizilir ve değerlerine göre de bir ürün satın alınabilirdi. Kumar oyunu için de kullanılıyordu.

Örneğin, Nepal’de 16 tanesi bir ipe dizilmiş deniz kabuğu para yerine geçiyordu. Deniz kabukları para haricinde aynı zamanda takı ve süs eşyası olarak da çok kıymetliydi. Bunlar kadınlık, doğurganlık, doğum ve zenginlik sembolleriydi. Hâlâ Hindu festivali olan Tihar ve Deepawali için bu kabuklara tanrıça sembolü olarak ibadet ediliyor. Nasıl ki günümüzde bazı falcılar bir avuç baklayı masanın üzerine gelişi güzel atarak fal bakıyorsa, geçmişte bu işi kahinler aynı şekilde deniz kabuğu atarak yapıyordu. Kullanım alanı ve deniz kabuğunun insanlara verdiği anlam inanılmaz genişti.

Köle ticareti de bu paralar ile yapılıyordu. Afrika’da cinsel zevk ve iyi şans ile de ilişkilendiriliyordu. Alman kaşif Heinrich Barth‘ın 1850 yılında kaleme aldığı anılarında, Afrika’nın iç kesimlerinde bir öküzün fiyatının 1000 yıllık 1000 adet deniz kabuğu ettiğini ve Maniyoma kralının servetinin ise 30 milyon deniz kabuğu olduğunu, çoğu servetini köle satışından sağladığını öğreniyoruz. Deniz kabuğu parası 20’lik, 40’lık, 50’lik, 100’lük diziler hâlindeydi. Bu dizilimler denizaşırı ticarette tüccarlara büyük kolaylık sağlıyordu.

Kabukların 20. yüzyıla kadar Afrika’nın ücra bölgelerinde kullanımına devam edildi, ancak sonraları yerini modern paralar aldı. Buna rağmen Uganda’da iki tane renkli, parlak salyangoz kabuğuyla bir kadın satın alma uygulaması, 20. yüzyılın başına kadar olağan bir ticaretti. Modern paraların hükmüne meydan okurcasına, deniz kabuğu parası Solomon Adaları’nda hâlâ kullanımda. Yine Papua Yeni Gine’nin doğusunda kabuklar hâlâ yasal para birimi olarak kabul ediliyor ve ticarette kullanılıyor…

Hazırlayan: İnanç Kaya

Kaynaklar:

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

Felsefi Bir Arayış: Kadim Yolculuk

Kapağı pek çekici olmasa da, Mücahit Özdoğan’ın Perseus Yayınları etiketiyle piyasaya çıkan Kadim Yolculuk kitabı …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et