Bitcoin, Blockchain, Kapitalizm vs. Üzerine

Üsküdar’da zaman zaman yemek yediğim küçük bir esnaf lokantasında mekanın sahibi kadın bir süre önce “ya siz bilirsiniz nedir bitcoin falan diyorlar. Alsak mı nereden alsak?” dedi. Ne olduğunu bilip bilmediğini sordum. İşte para gibi bir şeydi. İnternetten alınıyordu. Sürekli değer kazanıyordu… Sonra işler değişti. Bitcoin ve benzerleri hızla değer kaybetmeye başladı. Altı ay içinde birkaç yüz bin dolara ulaşmasını bekleyenler ortadan kayboldu. Bu kez ortalığı hepsi yok olacak, her şey yalan ekibinin yorumları doldurdu.

Bitcoin ve benzerleri son zamanlarda şu ya da bu şekilde her gün haberlerde kendine yer buluyor. Her yerde Bitcoin, Ethereum, Litecoin gibi adları olan bir hayaletten bahsediliyor. İlki ve en popüleri Bitcoin. Kurucusu Satoshi Nakamoto gibi kendi de pek çok insan için bir sis perdesinin arkasında. Bir kişi midir, bir grup mudur? Kayzer Soze gibi uyduruk bir isim midir? Bitcoin para mıdır? Kripto para mıdır? Kripto para da nedir? Bitcoin’in ne olduğunu merak edenler bir iki makalede blockchain, private key public key, ledger gibi terimlerin arasında kaybolup gidiyor. Yatırımcıları ya da potansiyel yatırımcılarının çoğu ne doğasını tam olarak biliyor ne risklerini. Arkasında kim var? Yasaklanabilir mi? Saadet zinciri mi? Dolara rakip mi? Yoksa kapitalizmi kurtarmak için Amerikan Ulusal Güvenlik Örgütü tarafından icat edilen ve zamanı gelince patlatılacak bir balon mu? Veya kapitalizmin sonunu getirmek için bir grup anarşist tarafından yaratılan tarihin en sofistike sabotaj aracı mı? Bankalara gerek kalmayacak mı? Ve hepsinin sonunda; alalım mı, satalım mı? Yazının konusunu bu sorular oluşturuyor.

Bitcoin nedir?

Bitcoin

Bitcoin aslında blockchain adı verilen teknolojiyi kullanan bir marka. Dolasıyla tek marka da değil. Benzeri yüzlercesi türemiş durumda. Hepsi benzer teknolojilere dayanıyor. Blockchain ne o halde? Çok özetle blockchain, kimin ne kadar bitcoin’e sahip olduğunun kaydını tutan bir teknoloji. Bu kaydın tutulduğu tek bir yer yok. Bütün kullanıcılar aynı kaydın bir kopyasına sahip. Elbette bütün bilgiler şifreli. Daha iyi kavramak için tek bankalı, nakit para olmayan bir sistem düşünelim. Yüz de müşteri olsun. Bu müşteriler bütün alım satımlar için bankayı aracı olarak kullanıp birbirlerinin hesaplarına EFT yapsınlar. İşte blockchain bu bankanın yaptığı işi yapıyor. Kayıtlar bankanın IT odasında değil, o yüz müşterinin bilgisayarlarında tutuluyor.

Bu sistemin nasıl çalıştığını anlamak için belki bilgisayarın olmadığı bir blockchain sistemi hayal etmek faydalı olabilir. Şimdi o bankayı da ortadan kaldıralım. O durumda bu yüz kişi birbirlerine para göndermek istedikleri zaman bir odada toplanırlar. Herkesin defterine bu ödemeyi içeren bir kayıt yapılır. Defterlerdeki bakiyelerin toplamı, yani toplam para değişmez. Herkes birbirinin defterine bu son durumu onayladığını gösteren bir imza atar. İşte blockchain teknolojisinin yaptığı da kabaca bu. Bilgisayarın ve internetin olmadığı çağlarda son derece hantal olacak bu sistem artık çalışabiliyor. Üstelik manuel versiyonundan farklı olarak kimin kime ne gönderdiğini de kimse görmüyor! Teknik yapısını anlatan çok güzel videolar var. Bunlardan biri Barış Özcan tarafından hazırlanmış.

Videonun da izlendiğini varsayarak, artık paranın yerine geçip geçemeyeceği gibi daha genel sorulara eğilme vakti geldi.

Paranın Gelecekteki Şekli mi?

Bir Merkez Bankasına Ait Altın Rezervi

Bunun önünde teorik bir engel görünmüyor aslında. Hızla değişen değer dışında güvenilir bir değişim aracının tüm özelliklerini, belki fazlasını sağlıyor. Eskiden Bretton Woods sisteminde başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere İkinci Dünya Savaşı’nın galibi kırk dört ülke para birimlerini altına bağlamayı kabul etmişti. Bin dokuz yüz yetmişlerin başlarında bu sistem terk edildi. Dünya rezerv parası fiili olarak Dünya ekonomik aktivitesinin büyük bölümünü gerçekleştiren ülkenin, ABD’nin doları oldu. Dünya merkez bankaları kasalarında altınla beraber USD rezervleri de tutuyor, bunların miktarları, değişim hızları ve yönleri ekonomistlerce neredeyse anlık olarak izlenebiliyor. Dünya para sistemi, ima ettikleri, yarattığı sorunlar bu yazının sınırlarını çok aşıyor. Ancak örneğin Türk Lirası’nın uluslararası piyasalarda satın alma gücünün Amerika Birleşik Devletleri’ndeki işsizlik oranlarına bağlı olması (bu oranları veri olarak alan Amerikan Merkez Bankası’nın faiz politikasın değiştirmesi yoluyla) kulağa pek adil gelmiyor.

Güçlü ekonomileri olan ülkeler zaman zaman faiz oranlarıyla oynayarak dış ticaret savaşlarına da girerler. Filler tepişirken çimenlere kimse bakmaz. Bu durumda bir kripto paranın, yani sahibi olmayan bir birimin rezerv para haline gelmesi daha adil olmaz mıydı? Bitcoin işte bu yüzden kafaları karıştırıyor. Bitcoin ya da herhangi bir kripto paranın yaygın bir ödeme aracı haline gelmesi mümkün görünüyor. Bunun yok olup gidecek bir moda olmadığı kanısı yaygınlaştıkça bankalar, hatta organize borsalar konuya ilgi göstermeye başlıyor. Çeşitli ülkelerin merkez bankaları ulusal kripto para projeleri kurcalıyor, bir sürü uzman bu yeni fenomenin doğasını yöneticilerine rapor olarak sunmak üzere anlamaya çalışıyor. Blockchain teknolojisi bu anlamda internetin icadına benzer geri dönüşsüz bir kırılma noktası temsil ediyor olabilir.

 Kapitalizmin Sonu mu?

Kapitalizmin Evrimi

Bunu biraz aşırı buluyorum. Uzun vadede merkez bankalarına yeni fonksiyonlar bulmak gerekebilir belki. Merkezi hükümetler kontrol edemedikleri paradan çok hoşlanmazlar. Canları istediğinde para basıp borç, devlet memuru maaşı ödemek isterler. Faizlerle oynayıp döviz kurunu yönlendirebilme gücünden vazgeçmek istemezler. Ancak gelişmiş ekonomilerde merkez bankaları artık katı kurallar çerçevesinde hareket ediyor.

Avrupa Merkez Bankası gibi kurumların hareket alanları halihazırda bir hayli dar. Merkez bankaları yine de para politikası araçlarıyla ekonomi üzerinde en etkili kurumların başında geliyor. Kripto paraların yaygınlık kazanması bu gücü elbette ki azaltacaktır. Buna karşılık merkez bankalarının kripto paralarla ilgili olarak harıl harıl çalıştığına dair haberler de gelmiyor değil. Kim bilir belki merkez bankaları dolar ya da altın rezervlerine ek olarak bir kripto para rezervi oluşturmayı uygun görebilir.

En Azından Bankaların Sonu mu?

bitcoin

Para transferleri bir bilgisayardan başka bir bilgisayara dosya aktarmaktan ibaret hale gelirse bankalar EFT ve swift gelirlerine veda ederler. Ama bu onların sonunu getirmek için yetmez. Tasarruf sahipleriyle kredi talep edenler arasında banka aracılığı bir ihtiyaç olmaya devam edecek gibi görünüyor. Zira banka, kredinin ödenmeme riskini tasarruf sahibinden kendi üzerine alır. Blockchain teknolojisi şimdilik buna bir çare üretmiş değil.

Amerikan Güvenlik Ajansı’nın Oyunu mu?

1999 depremi, iktidardaki parti, kanser vakalarındaki artış, enflasyon, yüksek faiz, alçak eğitim, çöken metro tüneli vesairenin arkasında Amerika olduğunu bildiğimize göre Bitcoin’in de arkasında olmasın? İddia şu; Amerika 2008’de başlayan mortgage krizini dizginlemek için piyasaya yüz milyarlarca dolar likidite pompalar. İddianın doğru olan kısmı burada bitiyor. Artık kriz atlatılmış ve pompalanan likiditenin yarattığı şişkinliği alma vakti gelmiştir.

Piyasadaki değer Bitcoin’e süpürülür. Bitcoin bir balon gibi şişer. Zamanı gelince bir iğne dokundurulacak ve yüz milyarlarca dolarlık değer buharlaştırılacak parasal genişleme politikası böylece kolayca sona erecektir. Yaratıcı bir teori olduğunu kabul edelim. Ne var ki bitcoin balonunun patlaması başka, piyasadaki fazla doların çekilmesi başkadır. Bitcoin’den çıkan para başka bir coin’e, gayrimenkule, altına yönelerek piyasada kalmaya devam edecektir. Kaldı ki merkez bankaları böyle dolambaçlı yollar icat etmelerini gerektirmeyecek araçlara ve yetkilere sahiptir.

Saadet Zinciri mi?

Charles Ponzi

Türkiye’deki Saadet teyzenin Amerika’daki karşılığı Charles Ponzi. Viktoryen dönemde Charles Dickens’in Martin Chuzzlewit adlı romanında yer alan bir yapı, adaşı Charles Ponzi tarafından 1920’ler Amerika’sında hayata geçirilir. Katılımcılar yüksek getiri beklentisiyle bir giriş ücreti ödeyerek sisteme dahil olurlar. Sistem büyüdükçe yeni gelenlerin giriş ücretleri öncekilerin gelirleri olur. Kağıt üzerinde görülen yüksek gelir, katılımcıların sistemden para çekmelerine engel olur. Yeni üye bulunamadığı anda sistem tıkanır ve Mr. Ponzi topladığı parayla ortadan kaybolur.

Bitcoin bir Ponzi sistemi midir? Ne değildir ki? Aslında arzı sınırlı ve stok edilebilme özelliğine sahip her şey saadet zincirine konu olabilir. Kötü niyetli bir kurucusu olmak zorunda değildir. En güzel örneklerden biri konut piyasasıdır. Fiyatlar balon derken kast edilen budur. Bir başkası 2008’de ABD’de çöken mortgage sistemidir. Aynı dönemde batan hedge fonlardır. Tek tek iyi bireylerin para kazanma hırsının yarattığı bir canavardır finansal balonlar. Altın, gümüş, bakır gibi metallerin fiyatlarındaki akıl almaz dalgalanmaları kullanım değerleri değil arz ve talep belirler. Talebi de elbette büyük oranda spekülasyon amaçlı stok yapanlar.

Kumar mı?

Bugünkü haliyle en çok kumara benziyor belki de. Kripto para borsalarında artık sayıları yüzlere varan varlıklar işlem görüyor. Pek çoğu yatırımcı için harf öbeklerinden belki bir logodan ibaret. Bir şirket temsil etmiyorlar ki şirket incelenip bir karar verilebilirsin. Bir parayı temsil etmiyorlar ki ait olduğu ülkenin ekonomisi, dış ticaret, büyüme verileri analiz edilerek çıkarım yapılabilsin. Yatırımcı sadece diğer yatırımcıların hangi hücreye oynayacağını tahmin etmeye çalışıyor. Para eğer tahmin ettiği altcoin’e akarsa para kazanıyor tersi olursa kaybediyor. Üstelik kayıp ve kazançlar Las Vegas’takinden daha yavaş oluşmuyor.

Alalım mı Satalım mı?

Tarih, olması mantıklı şeylerin olması, mantıksızların olmamasıyla oluşmaz. Mantıklı insanların dünya savaşlarını engelleyememeleri tarihin bu söz dinlemez doğası nedeniyledir. Bitcoin yanlış zamanda dünyaya gelmiş doğru bir araç, doğru bir zamanda Dünya’ya gelmiş yanlış bir araç veya doğru zamanda gelmiş doğru bir araç olabilir. 2030 yılında dünya ticaretinin bugünkü gibi yüzde biri değil de yüzde sekseni bitcoin’le yapılır diyenler için yirmi bin dolar belki de gayet uygundur. Veya bütün Dünya ülke otoriteleri bir araya gelip kripto paralara karşı savaş başlatabilirler. Zeplinlerin sonunun getiren Hindenburg faciası gibi, ama teknik bir facia yaşanıp milyarlarca dolarlık servetler silinebilir. Kim bilir belki biri bilgisayarında bitcoin olan teröristtir bile diyebilir. Bir kişi derse bir şey olmaz da toplu savaş bitcoin sahiplerine zor anlar yaşatabilir. Veya belki sonunda kazanan yine blockchain gibi bir teknoloji ürünü, sahibi olmayan bir birim olacaktır kim bilir?

Şahsi öngörüm gelecekte iki en fazla üç kripto birimin yaygınlık kazanması. Hem böylece FX (foreign Exchange) borsalarındaki heyecan da ortadan kalkmamış olur. Uzunca bir vadede nakit paranın koleksiyoncular dışında meraklısı kalmayacaktır. Ayakkabı boyacısına darphaneden çıkmamış bir ödeme aracıyla ödeme yapmak için gerekli teknolojinin hazır olduğu bir Dünya başka nereye ilerleyebilir ki?

Yukarıdaki olasılıkların her biri biraz değişik varyasyonlarıyla gerçekleşebileceğinden bir kripto para yatırımı aşırı spekülatif nitelikli olacaktır. Son zamanlardaki roller coaster hareketleri zaten bu spekülatif niteliği destekliyor. Özetle ev araba satılarak kredi alınarak yapılan kripto para yatırımı en risk iştahlı yatırımcıların bile kaçınması gereken bir hareket. Bunun yerine Las Vegas’ta bir hafta geçirin daha iyi. Ama bir otoriteye bağlı olmayan paranın gelecek olduğunu düşünenler için mesela bir bitcoine değer biçmek gerçekten de zor olurdu.

Hazırlayan: Selim Erdoğan

Yazar: Selim Erdoğan

1970 İzmit doğumlu. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Enerji sektöründe çalışıyor. Denizatı Vadisi, İkibinseksendört, Gofer Ağacı, Trinidad'ın Dönüşü, Kurbağa Adası, Sabotaj ve Derin Merhamet romanlarının yazarı.

İlginizi Çekebilir

ekonomi

İnsanlık Tarihinin En Güçlü 5 Ekonomik İmparatorluğu

Birçok önemli ölçüt açısından günümüzün süper gücü Amerika Birleşik Devletleri’dir.[1], [2] Ama Amerikalılara (özellikle de …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin