Bir Nükleer Patlama Dünya’yı Yörüngesinden Çıkarabilir mi?

20. yüzyıl, insanların birbirlerini daha hızlı öldürmek için kitle imha silahları keşfetme uğraşlarıyla geçti. I. Dünya Savaşı’nda zehirli gazlar, II. Dünya Savaşı’ndaysa atom bombası geliştirildi. Onları türlü kimyasal ve biyolojik silahlar izledi. Ama açığa çıkan enerji ve verilen hasar göz önüne alındığında, nükleer bombalar insanlığın en güçlü silahı gibi görünüyor. Peki, bu silahların gücü bir gezegenle boy ölçüşebilir mi? Örneğin Dünya’yı yörüngesinden çıkartabilir veya dönüş hızını değiştirebilir mi?

Bu karşılaştırmayı yapmanın bir yolu, nükleer bir patlamanın enerjisini Dünya’nın dönme hareketinin enerjisiyle karşılaştırmaktır. En büyük nükleer bombalar, onlarca Megaton (Silahların gücünü ölçmek için kullanılan birimlerden biri, 1 Megaton= 1 milyon ton TNT`nin açığa çıkardığı enerjiye denk demektir) veya yaklaşık 10 ^ 17 Joule patlayıcı enerjiye sahipken, Dünya’nın dönme enerjisi yaklaşık 10 ^ 29 Joule’dur. Bu nedenle, nükleer bir patlamanın tüm gücü Dünya’yı belirli bir yöne itmek için kullanılmış olsa bile, bu etkileşimde açığa çıkan enerji dönme enerjisinin trilyonda birinden daha az olacaktır. Bu, hızla giden bir arabanın yönünü bir sivrisinek çarptırarak değiştirmeye çalışmaktan farksızdır.

En büyük depremler bile gezegenimizin dönmesi üzerinde sadece küçük bir etkiye sahip. Bilim insanları, devasa bir tsunamiye neden olan 2004 Sumatra depreminin Dünya üzerindeki etkisini hesapladı. Bu depremden sonra bir gün yaklaşık 1.8 mikrosaniye (saniyenin milyonda biri) kısaldı ve kuzey kutbu birkaç santimetre kaydı. 9.3 büyüklüğündeki bu deprem yüzyılın en şiddetli dördüncü depremiydi. Fay hatlarının kırılmasıyla harekete geçen tektonik plakalar sebebiyle Dünya ekvatorda bir milimetreden daha az bir miktarda inceldi. Buz üzerinde dönen bir balerinin açık kollarını kapattığında hızlanması gibi, bu incelme de Dünyamızı hızlandırdı ve günler kısaldı. Depremde açığa çıkan enerji, en güçlü nükleer silahlarınkinden 100.000 kat daha fazlaydı. Bu nedenle, bir nükleer patlamanın Dünya’nın dönüşü üzerindeki etkisi ölçülebilir olmaktan çok uzak.

İkinci olarak nükleer patlamaların gezegenimizin Güneş etrafındaki yörüngesine etkisi çok daha zayıf olacaktır. Çünkü Dünya’nın yörüngesel enerjisi, kendi etrafında dönme enerjisinden 10.000 kat daha fazladır. Ancak bu gerçek, nükleer testlerin Dünya’yı yörüngesinden çıkardığı ve Güneşe yaklaştırdığı 1961 tarihli İngiliz bilimkurgu filmi The Day the Earth Caught Fire‘ın çekilmesini engellemedi.

The Wandering Earth

Bu korkunç büyüklükteki enerjileri anlamak biz faniler için biraz güç. Örneğin şu an Dünya üzerinde 15.000 civarında nükleer silah bulunduğu tahmin ediliyor. Bu silahların her biri küçük bir adayı veya bir şehri dümdüz edebilir, fakat Dünya’nın müthiş büyüklüğü yanında bir hiç. Örneğimize devam edersek, her bir nükleer silahı ortalama 20 Megaton gücünde kabul etsek; bu silahların toplam enerjisi dinozorları yok eden astroidin yıkıcı enerjisinden 100 kat daha az. Ve o çarpışma bile, Dünya’nın yörüngesine ve dönüşüne bilinen bir zarar verememişti.

Peki, geçtiğimiz günlerde Netflix’te de gösterime giren Çin yapımı The Wandering Earth filmindeki gibi Dünya’yı  yörüngesinden çıkarmak mümkün mü? Bunun için ne kadar enerji gerekir? Dünya’nın Güneş’in çekim alanından kurtulması için gerekli kaçış hızı yaklaşık 42 km/s. Dünya’nın Güneş etrafındaki hızı ise 30 km/s. Aradaki 12 km/s hızı Dünya’ya kazandırmak için gerekli enerji 10^33 Joule düzeyinde. Hatırlanacağı üzere dinozorları yok eden astroidin enerjisi 10^23 Joule’du ve bu da yaklaşık Richter ölçeğinde 12 şiddetinde bir depreme denk geliyor. Bu bile gerekli enerjiden 10 milyar kat az. Ya daha kabul edilebilir bir enerji kullansak? Mesela Dünya’ya, sürekli 8 şiddetindeki bir deprem kadar enerji verecek roket motorları taksak? Evet, belki bu uzun vadede işe yarayabilir, ama çok çok uzun vadede: Yaklaşık bir milyar yıl kadar!

Kaynak

Yazar: Murat Yıldırım

Bilim veTeknik dergisinde popüler bilim yazarlığı ve editörlük yapmışlığım var. Bilimkurgu Kulübü websitesinde yazı yazmaya ve çeviri yapmaya devam ediyorum. Amatör olarak yazdığım hikayelerim yine Bilimkurgu Kulübü websitesinde, Yerli Bilim Kurgu Yükseliyor e-dergiside, Kayıp Rıhtım aylık öykü seçkisi ve Lagari Fanzin'de yayımlandı. Elime geçen, hoşuma giden herşeyi okurum ama özellikle bilimkurgu, fantazi ve korku edebiyatına bayılırım. Eğitim hayatımda yolum Istanbul Atatürk Fen Lisesi, Boğaziçi Üniversitesi, University of Iowa ve University of Ottawa'dan geçti. Şu anda hayatımı ultrahızlı lazer laboratuvarlarında THz bandında foton toplayarak kazanıyorum.

İlginizi Çekebilir

Dinozorsuz Dinozor Filmi: 65

65… Nereden başlasak? 10 Mart 2023 tarihinde beyazperdede yerini alan 65, alternatif tarih temalı bir …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et