camp century

Bir Buzulaltı Şehri ve Zehirli Mirasının Hikâyesi: Camp Century

Kulağa bir James Bond filminden fırlamış gibi gelecek olsa da, okuyacaklarınız tamamen gerçek. Soğuk Savaş sırasında ABD, Grönland buzulunun altında açacağı devasa tünel sistemine mobil nükleer füzeler yerleştirmek istedi. Belki bunu başaramadı ama nükleer enerjiyle çalışan ilk buzulaltı şehrini inşa etti. Hatta ABD askerleri ve araştırmacılar, istasyon 1967’de terk edilene kadar burada yaşadı ve çalıştı. Şimdiyse iklim değişikliği, ABD’yi “Camp Century”nin zehirli kalıntılarını ortaya çıkarmakla tehdit ediyor.

1959’da ABD Ordusu, Grönland’da bir buzulaltı üssü kurmak için yer arayışına girişti. Ordu mühendisleri, Thule’deki ABD askeri üssünün yaklaşık 240 kilometre doğusunda aradıklarını buldu ve çok geçmeden de buzulaltı sistemini inşa etmeye başladı. Özel buz öğütme makinelerinin yardımıyla, yüzeyin yaklaşık sekiz metre altına bir tünel ve oda sistemi kuruldu. Buzulaltı kasaba, 1960’da “Camp Century” adıyla tamamlandı ve ABD ordusu tarafından etkili bir propaganda eşliğinde şaşkın halka sunuldu. Propaganda filminde, “Camp Century, insanın doğayı fethetmek için aralıksız verdiği mücadelenin bir simgesidir,” deniliyordu.

Grönland Buz Levhası’nın altındaki yaşam, küçük bir ABD kasabasından pek de farklı görünmüyordu; yatak odaları, salonlar, küçük bir hastane, bir çamaşırhane, bir kuaför ve hatta bir kütüphane bile vardı. Sakinlerin fiziksel refahı için büyük bir mutfak ve kafeterya düşünülmüş, manevi gereksinimleri için de bir kilise inşa edilmişti. Tüm odalar ısıtmalı ve konforlu bir şekilde döşenmiş olduğundan, buzulun buz gibi soğuğu Camp Century’de pek hissedilmiyordu. Dünyanın ilk mobil nükleer reaktörü, kampın en derin tünellerinden birinde duran 350 tonluk devasa bir yapıydı ve kasabaya hem elektrik hem de ısı sağlıyordu.

Ancak halktan gizlenen bir şey vardı. O da bu buzulaltı ABD karakolunun, aslında “Buzkurdu Projesi” kapsamında inşa edilmiş olduğuydu. Buzkurdu Projesi (Project Iceworm), Grönland’ın kuzeyini nükleer füzeler için bir buzulaltı mobil fırlatıcı sistemine dönüştürme planıydı. 130.000 kilometrekarelik bir alana bu amaçla tüneller açılacaktı. Dallara ayrılmış toplam 4.000 km uzunluğundaki tünellere de üzerinde 600 nükleer füzenin hareket ettirilebileceği raylar döşenecekti. Planda ayrıca, bu tünel sistemine entegre edilecek fırlatma cihazları ile yaklaşık 2.100 buzulaltı kontrol merkezinin kurulması da öngörülüyordu.

Camp Century, bilimsel ve askeri bir test istasyonu olarak resmen başvuruda bulundu ve onaylandı. Danimarka hükümetinin bile ABD’nin nükleer planlarından haberi yoktu. Camp Century’de tünel inşaatı 1960 yılında başladı. Önce tüneller kazıldı, ardından metal plakalar yerleştirildi ve üzerleri karla kaplandı. ABD Ordusu Mühendis Birliği’nin en büyük iddiası, buzun kayadan daha güçlü olduğuydu. Ancak Buzkurdu Projesi’nin bir parçası olarak inşa edilen Camp Century’nin üzerinde bulunduğu buzul düşünülenden daha hızlı hareket ediyordu. Sonuç olarak, tüneller ve mağaralar deforme oldu, tavanları alçaldı ve çökme tehdidi baş gösterdi. Hatta “Buzulaltı Şehir” hizmete açıldıktan iki yıl sonra, nükleer reaktör tünelinin üzerindeki tavan 1.50 metre alçalmıştı bile.

Camp Century sakinleri, bir süre hareket hâlindeki buz kütlelerine karşı mücadele etti. Her ay yüzeyden alınan 120 tondan fazla kar ve buzla yapı sağlamlaştırılmaya çalışıldı, tavanlar desteklendi ve duvarlardaki çatlakları onarıldı. Ancak hasar bir türlü durdurulamadı. Ve nihayet takvimler 1964 yılını gösterirken nükleer reaktör güvenlik nedeniyle söküldü ve istasyona dizel jeneratörler konuldu. Onca uğraştan sonra ABD ordusu, 1967’de pes etti ve Camp Century’den çekildi.

Bugün yüzeyden bakıldığında buzulaltı şehre dair hiçbir şey görünmüyor. Eski Camp Century tünelleri battı ve radar ölçüm sonuçlarına göre yüzeyin 45 ila 55 metre derinliğinde deforme olmuş bir şekilde duruyor. Ancak tek kalıntılar bunlar değil. 1967’de geri çekildiğinde, ABD ordusu  ardında büyük miktarda katı ve sıvı atık bıraktı. Bunlar arasında dizel yakıttan ray kalıntılarına kadar bir dolu şey var. Ayrıca bilinmeyen miktarda düşük seviyeli radyoaktif atık da mevcut. Çünkü reaktörden gelen kirli soğutma suyu hâlâ buz altında.

Ancak iklim değişikliğinin bir sonucu olarak, Kuzey Grönland’daki bu bölge de yavaş yavaş çözülmeye başladı. Buzun altındaki tesisten geriye kalanlar sadece birkaç on yıl içinde açığa çıkabilir. Bu nedenle bilim insanları, Camp Century atıklarının mümkün olduğunca erken geri kazandırılmasını ve bertaraf edilmesini öneriyor. Ne var ki bundan kimin sorumlu olduğu henüz uluslararası anlaşmalar ile netlik kazanmış değil.

Hazırlayan: İnanç Kaya | Kaynak

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

agir su

Ağır Su Nedir, Nerelerde Kullanılır?

Su dolu iki kap hayal edin ve bu kaplardan ikisine de buz küpleri attığımızı düşünün. …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et