Eğer sayısız bilimkurgu eseri tek bir konuda uzlaşabilseydi, bu büyük ihtimalle geleceğin kusursuzluğu olurdu. Anlaşmazlıkların destansı bir uzay savaşıyla çözülemediği nadir durumlarda ise, avukatların kapısını çalmanın vakti gelmiş demektir.
Avukatların, diğer türlerdeki temsillerine oranla bilimkurguda hak ettiği yeri bulduğu pek söylenemez. Hemen hemen her tür yapımda ortaya çıkan doktorlara kıyasla, bir avukatın sahneye çıkması için genelde çok belirgin bir sebebe ihtiyaç duyulur, kimi zaman bir dava bile yeterli değildir.
Düşününce, kaç bilimkurgu kahramanı kendisini bir mahkemede savunmak zorunda kalmıştır? Gelecekte yasal temsil hakkı pek revaçta olmasa gerek. Örneğin, Doctor Who’nun neredeyse yarısında Doktor kendini şu ya da bu sebepten tutuklu bulur, ancak dizinin tarihinde avukat denebilecek, akılda kalıcı tek bir karakter bile yoktur (Valeyard buna bir istisna olabilir ancak onun da avukat sayılmaması için oldukça sebep var).
Tabii bu, bilimkurgu eserlerinde muazzam avukat karakterlerin olmadığı anlamına gelmiyor. İşte bunlardan birkaçı:
Samuel T. Cogly, Star Trek
Star Trek serisinin uzun tarihinde gerçekleşmiş olan duruşmaların birçoğunda karakterler kendilerini savunmak için bir yardımcıya ihtiyaç duymazlar. Karakterlerin hemen hepsinin askeriyeden olmasının da bunda payı var şüphesiz, ancak bu durumun dizinin ana kahramanlarına uzun dramatik konuşmalar yapma fırsatı verdiği de bir gerçek.
Ne var ki, ortada Kirk’ün teatral hareketleriyle paçasını kurtaramayacağı bir durum olduğunda, kendisini savunması için mecburen süper avukat Samuel T. Cogly’nin kapısını çaldı. Ludist tavırlarıyla dikkat çeken bu şahsın, kitapları bilgisayar ekranından değil de kâğıttan okumak gibi enteresan alışkanlıkları da vardı. Bunlarla yetinmeyip, tutkulu savunmasında “İncil’den, Hammurabi ve Justinyen Yasalarından, Magna Carta’dan, Amerika Birleşik Devletleri Anayasası’ndan, Mars Kolonileri Temel Beyannamesi’nden ve Alpha III Tüzüğü’den” de alıntı yaptı.
Cogly’nin bu savunması kesin bir beraate sebep olmadı, ancak Kirk ve Spock’a, Kirk’ün öldürdüğü varsayılan adamın hayatta ve sağlıklı olduğunu ve geminin sistemlerini kurcaladığını kanıtlamaya yetecek zaman kazandırdı.
Star Trek VI: The Undiscovered Country filmindeki Klingon gösteri davasında Kirk ve McCoy’u savunma işini üstlenen Dede Worf’u da listeye eklememek olmaz.
Romo Lampkin, Battlestar Galactica & Joseph Adama, Caprica
Battlestar Galactica’nın ileriki sezonlarındaki en önemli karakterlerden biri de (meşhur beyin cerrahı John Hodgman bir kenara bırakılırsa) Mark Sheppard’ın canlandırdığı avukat Romo Lampkin’dir. Savunulamaz gibi duran yozlaşmış başkan Gaius Baltar’ın paralı avukatı rolündeki Lampkin, müvekkilini hem cüretkâr bir şekilde (sırf bir argümanını desteklemek için Baltar’ın hakikaten suçlu olduğunu söyleyerek) hem de gülünç bir şekilde (kendi partneri ve jürilerden birinin oğlu Lee Adama’yı ifade vermesi için çağırarak) savunur. Bu arada, kendisi aynı zamanda bir kleptomandır ve kısa bir dönem Kolonilerin Başkanı olmuştur (tıpkı serideki birçok başka karakter gibi).
Lampkin bir süre sonra en başarılı taktiklerini, Caprica’dayken ünlü (kimilerine göre kötü şöhretli) sivil özgürlükler avukatı Joseph Adama’dan öğrendiğini açıklar. Adama, sözde ‘kötülerin kötüleri’ni de toplumun bozukluklarını düzeltmek uğruna altruistik bir çabayla savunmuştur. Kişisel sembolü haline gelmiş gümüş çakmağının ona iyi şans getirdiğini ve bu yüzden mahkemeye her çıkışında yanında taşıdığını söylerdi. Bu iddiası daha sonra oğlu ve torunu tarafından da sahiplenilecek ve çakmak en zorlu görevlerde yanlarında bulunacaktı.
Wolfram & Hart Hukuk Şirketi, Angel
Vampir Angel’ın ana düşmanları olan Wolfram ve Hart, antik bir iblis topluluğunun dünyevi çıkarlarını gözetiyor. En ahlaksızından en tiksindiricisine kadar birçok suçluyu yönetmek gibi alanlarını aşan birtakım aktiviteleri dışında, bu hukuk firması, yozlaşmış politikacılar gibi, toplumun en kınanan kesimlerini savunma görevini edinmiş kendisine. Görünüşe göre, Wolfram&Hart insan doğasındaki doğuştan gelen kötülük olmadan hayatta kalamıyor.
Stephen Byerley, Isaac Asimov – Ben, Robot
Asimov’un meşhur robot öykülerinde, içinde belki de hiçbir robotun bulunmadığı iki öykü var: Kanıt ve Kaçınılabilir Çatışma. Bu iki öykü de başarılı bir savcı olan ve New York Belediye Başkanlığı’na aday Stephen Byerley’e odaklanır. Rakibi Quinn ve onun ekibi, Byerley’in bir robot olduğunu iddia edip Susan Calvin ve Birleşik Devletler Robotları ve Mekanik İnsanları firmasını bunun doğruluğunu ispat etmesi için zorlar. Yapılan çeşitli testler şaibeli sonuçlar verir, Byerley de hiçbir insanın böyle bir kanıtlamaya girişmemesi gerektiğini düşündüğü için insanlığını kanıtlamayı reddeder.
Her ne kadar Kanıt Byerley’in robot olup olmadığı konusunda kesin bir yargıya varmasa da, ipuçlar göz önüne alındığında cevap muhtemelen “evet”tir (New York Belediye Başkanlığı’ndan biraz daha kuvvetli bir mevki olan Dünya Koordinatörlüğü’ne yükseldiği Kaçınılabilir Çatışma’da ise robot olup olmadığı mevzusu söz konusu bile olmaz). Bu konu Susan Calvin’in, Birinci Robot Yasası’nın sarsılmaz parametrelerinin bir robotun “adalet” konseptini tam anlamıyla kavrayabilmesini engelleyeceği yönündeki argümanlarıyla iyice derinleştirilir.
Rakiplerinin Byerley’in yalnızca suçlu olduğundan emin olduğu kişileri dava ettiğine dair iddiaları ise Dr. Calvin tarafından çürütülür, çünkü Byerley bir robot olsaydı, bir insanı mahkum etmek Robot Yasaları’nın direkt ihlali olacağından bunu yapamazdı. Öyküde ayrıca birçok mizahi gönderme de bulunur. Örneğin, Üç Robot Yasası’na uyduğu için herkesin robot zannettiği biri aslında yalnızca iyi bir insan olabilir, çünkü Üç Robot Yasası etik bir koddur. Asimov’un, bir robotun avukat olup olamayacağı konusunu ortaya attığında başka bir kıyasta bulunup bulunmadığı meselesi ise okurun karar vereceği bir iş.
Livia Beale, Journeyman
2007 yapımı dizi, zamanda rastgele yolculuk yapan San Francisco’lu gazeteci Dan Vasser’ı merkezine alıyordu. Kısa süren yayın hayatında, Journeyman’de Dan’in bir uçak kazasında öldüğü sanılan eski nişanlısı (Terminator Salvation’un Moon Bloodgood’u tarafından canlandırılan) Livia Beale karakteri de tanıtıldı. Ancak o da aslında 1948 yılından gelen bir zaman yolcusuydu. Dizinin zaman periyodunda sıkışıp kalan Beale, kendine avukat olarak yeni bir hayat çizdi. Bahsi geçen uçak kazası onun bu yeni hayatını sarsıp zamanda yolculuk yaptığı eskiye dönmesine sebep oldu ama bu sefer Dan’e maceralarında yardımcı olabiliyordu.
Linda Ziegler ve Dale Rice, Illegal Alien – Robert J. Sawyer
Kanadalı bilimkurgu yazarı Robert J. Sawyer, iş fütüristik fikirlerin etik sonuçlarını incelemeye geldiğinde bir numara denilebilir. Bir mahkeme draması olan Illegal Alien, davacı Linda Ziegler ile sivil haklar avukatı Dale Rice’ı, yüzyılın son davasını görmek üzere Los Angeles’ta bir araya getirir. Bu sefer, uzaylı Torok ırkından Hask cinayetle suçlanmaktadır ve onu bu suçlamalardan kurtarmak Dale Rice’a kalmıştır. Hem Rice’ın hem de Ziegler’ın iddiaları, davayla alakalı oldukları kadar uzaylı hakları üzerine büyük sorularla da alakalıdır (ki bunlar, birçok bilimkurgu eserinde olduğu gibi, daha geniş bir komploya bağlanır).
Nathan Petrelli, Heroes
Her ne kadar Nathan Petrelli kariyerine New York Bölge Avukatlığı’nda başlasa da, dizinin başladığı zamanda avukatlığı çoktan geride bırakmıştı. Gerçek hayattaki avukatlar gibi, hukuki kariyerini siyasete girmek için bir sıçrama tahtası olarak kullandı, bu sebeple daha Heroes’un ilk bölümünde Kongre Üyesi adayı olarak görülür.
Crane, Constable, McNeil & Montero Hukuk Şirketi, Century City
2004 yapımı bu dizi, kimselerin dikkatini çekmeden geçti gitti, üstelik Journeyman gibi bir hayran kitlesi bile oluşmadı. Yine de takdiri hak ediyor çünkü televizyonda gösterilmiş, hukuki bilimkurgu denilebilecek şeye en yakın dizi muhtemelen Century City’ydi. 2030 yılında, Oprah Winfrey’in başkan olduğu, ayın kolonize edildiği ve dünyadaki herkesin sağlık bakımı alabildiği bir gelecekte geçen dizi, Crane, Constable, McNeil ve Montero dörtlüsünün aldığı çeşitli davalara odaklanır.
Bu davalarsa klonlamanın etik değerinden kimlik hırsızlığına kadar birçok konu hakkındadır. CBS iptal etmeden öne dizi sadece 4 bölüm yayımlanabildi. Belki de hukuki bilimkurgunun televizyonda önemli bir yer edinmesi için Law&Order serisinin fütüristik bir spin-off yapması gerekiyordur, kim bilir.
Harvey Birdman, Harvey Birdman: Attorney at Law
Century City’nin bilimkurgu adına yapmaya çalıştığı şey neyse, Adult Swim klasiği Harvey Birdman: Attorney at Law bunu, altmışların Hanna Barbera çizgi filmlerinin dar alanı düşünüldüğünde, çok daha başarılı bir şekilde yaptı. Artık pek de nitelikli olmayan bir avukat şeklinde yenilenmiş kahraman, deli karması hukuk firmasının belki de en aklı başında kişisiydi, ancak onun bile, iş davalara gelince tuhaf sonuçlar doğuran çılgınlıkları vardı (hakimlerin de deli olması işleri iyice çıkmaza sokuyordu).
Dizinin bilimkurgusal niteliklerinin her zaman ön planda olduğu söylenemese de, bu listeye eklenecek kadar bulunduğu kesin. Birdman’de ayrıca zaman zaman Hanna Barbera’nın daha bilimkurgu merkezli bazı ünlü dizilerine de rastlanabiliyor. Örneğin uzak gelecek 2004’ten (!) gelen Jetgiller, bir bölümde, geçmiştekileri çevreyi mahvettikleri ve kendilerini bulutların üzerinde yaşamaya mahkum ettikleri sebebiyle dava etmek için gelirler.
Yargıç Pag, Hayat, Evren ve Her Şey – Douglas Adams
Adaletin Yüce Temsilcisi Yargıç Pag, Bilge, bağımsız ve çok rahat, teknik olarak bir avukat değil bir yargıçtır, ancak yine de bu listeye eklenmesi için çeşitli sebepler var. Birincisi, o da kariyerine muhtemelen avukat olarak başladı ve ikincisi, serinin en çok sevilen yan karakterlerinden biri. Yargıç Pag, milyarlarca yıl önce bütün evreni öldürmeye çalıştıkları için (ki Pag bazı sabahlar kendisinin de aynı fikirde olduğunu ekliyor) Krikit halkını Yavaşlatılmış-Zaman zarfına koyarak hapse hükmetmiştir.
Profesyonel olmayan tavırları ve hukuka olan laubali yaklaşmı sebebiyle hemen hemen bütün meslektaşları tarafından nefret edilir (örneğin, kendince hukuk tarihinin en önemli anını sandalyesinin altına bir sakız yapıştırarak işaretlemiştir). Bu davranışları yine de yanına kalır çünkü kozmosun görüp görebileceği en yüce hukuki zekadır, Pag, ya da yalnızca onun mantıklı bulduğu sebeplerle çağrılmayı istediği isim Zipo Bibrok 5 × 108 , Krikit olayı üzerindeki hakimiyetini büyük bir beğeni ve başarıyla ilan etti, ancak jüri üyelerinden biriyle kaçmamış olsaydı bu hakimiyeti zaten elde edecekti.
Marvel ve DC Comics’ten Bir Sürü Karakter
Süper kahraman topluluğunda avukat eksikliği yok anlaşılan. Süper kahramanların (ve düşmanlarının) hikayeleri sürekli gelişiyor, ancak avukatlık özellikle Altın Çağ döneminde epey popülerdi. İlk kostümlü suç savaşçısı Brian O’Brien, 1936’da kimliği gizli kanunsuz The Clock olmaya karar verene kadar adalet dağıtma konusunda bölge avukatı göreviyle daha doğrudan bir rol üstleniyordu. Birçokları da onu izledi: Quality Comics karakteri Mouthpiece, Timely Comics karakteri Laughing Mask ve Batman’in rakibi Thinker’ın orijinal versiyonu.
İlerleyen yıllarda Marvel’ın avukat karakterleri epey bir arttı. Sharon Ginsgberg, Cameron Hodge ve Black Bishop örnekler arasında sayılabilir, üstelik bunlar yalnızca X-Men’in düşmanları. X-Men’in kendi avukatı olan ve ejderhaya dönüşebilen Evangeline Whedon, yetmişlerin pek bilinmeyen süper kahramanı Dominic Fortune ve Kaptan Amerika’nın eski sevgilisi Bernie Rosenthal’ı da listeye ekleyebiliriz.
Ancak Marvel’ın en ünlü avukatları herhalde Matt Murdock ve Jennifer Walter’dır, ya da bilinen isimleriyle Daredevil ve She-Hulk. Matt Murdock’un hukuki kariyeri her zaman karakterinin en istikrarlı özelliklerinden biri olmuştur, ancak Dan Slott’un yazdığı She-Hulk süper kahramanlar ve hukuk arasındaki kesişimleri belki de en uzun süreli (ve en eğlenceli) şekilde yansıtmıştır. Bu çizgi romanlarda, Jennifer Walter (She-Hulk değil) Goodman, Lieberg, Kurtzberg & Holliway Hukuk Firması tarafından kanunsuz eylemleri halk tarafından genelde yanlış anlaşılan kahramanlara daha geleneksel yöntemlerle yardım etmesi için işe alınır.
DC evreninin en ünlü avukatı ise muhtemelen İki-Yüz olmadan önce bir bölge avukatı olan Harvey Dent’tir. Dick Grayson’ı Caped Crusader olarak işleyen Batman: Reborn serisinde Gotham’ın yeni bölge avukatı Kate Spenser’dır, yani genelde Manhunter adıyla bilinen kanunsuz. Avukat geçmişli bir başka vahşi suç savaşçısı ise, sivil hayatında New York savcısı Adrian Chase olan Vigilante’nin seksenlerdeki versiyonudur. DC’nin başka avukatları arasında Atom’un soğuk nevale ve artık düşmanı olan eşi Jean Loring, Power Company kahramanı Josiah Power, hemen hemen ölümsüz Resurrection Man ve eğer DC’nin Crisis on Infınıte Earths döneminin öncesine gidilecek olursa, Robin’ın Dünya-2 versiyonu sayılabilir.
Hiper-Tavuk, Futurama
Bilimkurgu tarihinde uzak bir asteroitten gelen bu basit hiper-tavuk kadar iyi bir avukat var mıdır acaba? Otuz birinci yüzyılın en zor bazı davalarıyla görevlendirilen Hiper-Tavuk, ondan beklenileni yapıyor, yani davaların hepsini de kaybetmiyor. Yaptıkları arasında Bender’ın ayık bir şekilde kara madde tankerini Pluton penguen barınağına çarpmasından beraat etmesi sayılabilir. Ayrıca Fry ve Bender istemsizce bir banka soygununa yataklık edip kendilerini savunmak için de Hiper-Tavuk’u avukat olarak tuttuklarına göre deli olmalar gerektiği argümanıyla geldiklerinde, onların uzun bir süre hapis yatmasını engelledi.
Zapp Brannigan’ı DOOP Merkezi’ni patlattığı için savunduğu davada, eksantrik taktikleri zekice olanlardan (tamamı DOOP delegesi olan jüriden Zapp’i cezalandıracaklarsa ayağa kalkmasını istemesi gibi) pek de zekice olmayanlara (Leela’nın olayın başından beri etek giyip giymediği üzerine olan anlamsız ısrarı gibi) kadar değişiklik gösterdi. Yakın zamanda çıkan Futurama filminden çıkarılan bir sahnede, ismi Matcluck olarak açıklandı ancak o hayranlarının gözünde hep basitçe Hiper-Tavuk olarak kalacak, ihtiyacı olan tek şey de bu. O yakınlardayken porsuklardan bahsetmeyin yeter.
Hazırlayan: Ufuk Cem Çakır | Kaynak