Bilimkurgudaki unutulmaz gemileri tanıttığımız serinin üçüncü ve son bölümünde dokuz yeni gemiyle karşınızdayız. Keyifli okumalar!
Heart of Gold (Otostopçunun Galaksi Rehberi)
Otostopçunun Galaksi Rehberi’nin fan wiki’sine göre bu eğlenceli ve enerjik gemi, evrenin her noktasına, neredeyse anında ve gerçekte yol almadan, hiper uzaya çıkmadan, warp sürücüsüne gerek duymadan ulaşmayı sağlayan bir ‘sonsuz olasılıksızlık sürücüsüne’ (Infinite Improbability Drive) sahiptir.
Geminin tasarımcıları, (sadece kitaplarda) size yardımcı olmaktan ne kadar mutlu olduklarını söyleyen kapılar da dahil olmak üzere yolcuların konforlarına çok özen göstermiş. Geminin şekli kitap, film ve TV dizisinde her ne kadar farklı olsa bile, her üç ortamdaki ortak tema geminin ne kadar beyaz ve temiz göründüğü.
Icarus II (Sunshine, 2007)
Bu uzay gemisini seviyoruz, çünkü umutsuz insanlığın neler yapabileceğini gösteriyor. Güneş’in gücü beklenenden çok daha erken (kesin bir sayı vermek gerekirse 2057 yılında) tükendiği için Dünya büyük bir kriz içinde. Icarus II’nin amacı Güneş’e doğru devasa bir nükleer bomba taşımak.
Mürettebat, yol boyunca birçok sorunla ve sabotajla karşı karşıya kalsa da, bir şekilde bu gemi olması gerektiği gibi çalışır kalmayı başarıyor. Bu da ona listemizde yer açmamıza yeterli.
Supermen / Kal-El Uzay Gemisi (Supermen)
Supermen’in uzay gemisi hakkında söyleyebileceklerimizden çok, sorularımız var. Bu cevaplanmamış soruların çoğu minik Kal-El’in Dünya’ya yolculuğu esnasında olanlar ya da olması gerekenler ile ilgili. Bebek Kal-El, bir şekilde minicik bir alanda yaşadı, beslendi, altının değişmesi gerekti, sıcak ve rahat tutuldu, yolculuk boyunca avutuldu ve eğlendirildi. Bu da bir çeşit otomasyon demek.
Ayrıca, geminin nispeten küçük olduğunu düşünürsek, tüm bu sistemler nereye sığdı? Bu durumda, Krypton sakinlerinin gerçekten akıllı olduğunu düşünmekten başka çaremiz yok galiba.
Valley Forge (Silent Running, 1972)
Kapalı bir ekosistemin nasıl inşa edileceğini buldukları için Valley Forge’un tasarımcılarını alkışlıyoruz. Dünya gezegeninde her nasılsa yaşam tükenmiştir. Biraz büyükçe bir uzay gemisi olan Valley Forge’un içinde, şefkatle ve özenle bakılıp korunan, hayvan ve bitki yaşamıyla dolu bir orman var. Bu ekosistem, doğru zaman geldiğinde gezegenimizde yaşamı bir kez daha başlatacaktır. Ama, bu ormanla ilgili birçok önemli bir kusur var, o da ormanın hayatta kalmak için bir ışık kaynağına ihtiyacı olması.
Bu kusur, filmin hikayesi için de çok önemli. Ne yazık ki, orman filmin sonunda derin uzaya doğru sürükleniyor. Bu nedenle geminin güç kaynağı tükendiğinde ormana ne olacağı belli değil.
Moonraker Uzay İstasyonu (Moonraker, 1979)
Roger Moore’un James Bond’u oynadığı aynı isimli filmdeki Moonraker uzay istasyonu tek numarası olan bir sihirbaz gibi. Fakat boğulmaktan korkmuyorsanız ziyaret etmek için harika bir yer olabilir. Uzay istasyonu Dünya’nın çevresine yerleştirilmişti ve Dünya üzerindeki tüm insanları öldürmek için 50 sinir gazı küresini fırlatmaya hazırdı.
Kahramanlarımız James Bond ve Dr. Goodhead (Lois Chiles), gemideki radar sisteminde çok önemli bir kusur keşfederek istasyona girdi ve elbette kötü adamı durdurdu. Enteresan bir bilgi olarak, bu istasyonun etrafında uçan tüm uzay mekiklerini görmek eğlenceli, çünkü NASA uzay mekikleri ilk uçuşunu 1981 yılına kadar yapmadı.
The Resolute (Lost In Space, 2018)
The Resolute, güzel görünüyor olsa da kesinlikle bu gemiyle ilgili bazı sorunlar var. Tek bir uzaylı robotun çok fazla hasara yol açabilmesi gibi pek de küçük olmayan bir sorun. Bu da geminin Dünya’dan Alfa Centauri’ye sıçraması halinde buna dayanacak kadar sağlam olup olmadığını düşündürüyor.
Ayrıca The Resolute, yüzeye inen gemiler yeterince güçlü bir sinyalle doğrudan iletişim kurmadıkça, küçük nakliye gemilerini bulup almakta sorun yaşıyor gibi görünüyor. Peki ya uzak görevlerde ne olacak? Bunları göz ardı ettiğinizde, gemi rahat ve büyük. Hatta bu listedeki diğer gemilere göre ailelere çok daha açık.
E.T. Uzay Gemisi
Keşke bu sevimli uzay gemisiyle ilgili daha fazla şey bilseydik. Film, geminin gezegenimizin organizmaları hakkında daha fazla şey öğrenmek için gelen uzaylı botanikçileri Dünya’ya getirme kabiliyetini gösteriyor. Ancak bu dünya dışı teknolojinin sadece Dünya’ya dokunup tekrar uçup gittiğini görüyoruz.
Tuhaf biçiminin, Mental Floss’taki sanatçı Ralph McQuarrie’ye göre Dr. Seuss kitabının sayfalarındaki sıcak hava balonuna benzemesi gerekiyor.
District 9 Uzaylı gemisi (Bölge 9, 2009)
“Bölge 9″un hikayesi maalesef bize ana gemi hakkında çok fazla bir şey söylemiyor, ancak terör faktörü açısından bu devasa gemiyi Johannesburg’a doğru ilerlerken görmek filmin en unutulmaz anlarından biri. Belki de geminin en ilginç özelliği uzaktan aktif hale getirilebilmesi.
Ancak geminin tasarımı kesinlikle mükemmel değil, çünkü gemide yaşayanlar filmin başlangıcında neredeyse açlıktan ölüyorlardı. Umarız geliştirilen bir sonraki Anagemi 2.0’da bu durum dikkate alınır.
Hermes (Marslı, 2015)
“Marslı”daki olayların çoğu doğal olarak Mars’ta gerçekleşirken, Hermes oldukça kabiliyetli bir gezegenler arası yıldız gemisi gibi görünüyor. Her şeyden önce, şaşırtıcı derecede kolayca hacklenebiliyor; mürettebat, filmde çok önemli bir noktada geminin rotasını değiştirmek için ana bilgisayara sızabiliyor. İkincisi, süper güvenilir.
Hermes’in yalnızca bir kez Mars-Dünya seferi yapması gerekiyordu, ama bu filmde iki kez yapıyor. Ve son olarak, çok sağlam ve dirençli. Mürettebat Mars’a yaklaştığında hızı yavaşlatmak için gemide bir bomba patlattı. Bu büyük patlamaya rağmen gemi kalıcı bir zarar görmedi ve görevi tamamladı.