Bilimkurgu her şeyi kurgular. Buna spor da dahil. Bazısı heyecanlı, bazısı tehlikeli ve çoğu da sıra dışı… Bildiğimiz spor dallarını fütüristik ve teknolojik unsurlarla harmanlayan pek çok yapımla karşılaştık. Çünkü bilimkurgu, uzayda geçen ölümcül yarışlardan tutun da robotların ringe sürüldüğü boks maçlarına kadar birbirinden ilginç sportif etkinliklerle dolu.
İşte, “Neden olmasın?” dedirten bazı klasik bilimkurgu sporları… Not: Evde denemeyin!
RollerBall (RollerBall)
Fütüristik sporlar genellikle Amerikan futbolunun daha çok şiddet içeren, gladyatöryel bir hali olarak kurgulanmıştır. Nedense hiç kimse crown green bowls (çim sahada oynanan golfe benzer sakin bir oyun) türevi bir oyunun 23. yüzyılı kasıp kavuracağını düşünmemiştir. Rollerball çok kopyalanmış klasik bir model. Paten ve basketbol sporlarından ilham almış gibi görünen bu oyun; dairesel bir pistte, metal bir topu rakip takımın hedefine vurmak için çalışan patenciler ve motosiklet sürücülerinden oluşan iki takım ile oynanır. Her bir takım; atıcılar, görevleri rakip oyuncuları yaralayarak veya sakatlayarak devre dışı bırakmak olan infazcılar ve atıcıların hız kazanmak için araçlarına tutunduğu motosikletlilerden oluşur.
2002 yılına ait yeni yapımda pistin daha karmaşık tasarlanması ve kötü kostüm seçimi göze çarpıyor ve bu nedenle orijinal filme göre hissettirdiği şiddetin azaldığı dikkat çekiyor.
Kıta Boyu Ölüm Yarışı (Death Race 2000)
Şimdiye kadar tasarlanan en tatsız spor olarak nitelendirilebilecek bu yarış, popüler eğlence ve nüfus kontrolünün bir birleşimidir.
Filme göre, tarihin en büyük spor olayı olan, New York’ta başlayan ve New Los Angeles’ta biten, yarışmacıların kıtayı boydan boya katettiği sınır tanımayan bu yarışta amaç, yol boyunca mümkün olduğu kadar çok masum yayayı biçerek puan toplamaktır. Skor tablosuna ezilen kadınlar için 10 ekstra puan, gençler için 40 puan, 12 yaşın altındaki çocuklar için 70 puan ve 75 yaşın üzerindekiler içinse kocaman bir 100 puan yazılır.
Triad/Piramid (Battlestar Galactica)
Orijinal yapımda, Triad dörtgen bir sahada iki kişilik iki takım arasında oynanan sert bir basketbol şekli olarak karşımıza çıkar. Her duvarda oyuncuların sayı yapmak için gümüş topu fırlatmaları gereken bir delik bulunmaktadır. Topun zeminden veya duvarlardan zıplatılarak hedefe gönderildiği bu oyunda rakip oyuncular birbirini engellemeye çalışır. Bir gol atıldıktan sonra, top tekrar sahaya gönderilene kadar dört oyuncunun da kortun ortasında el ele tutuşup müzik eşliğinde hareket ederek beklemesi gerekir. Oyun, klasik Battlestar Galactica’nın kadın hayranları arasında çok popülerdir, çünkü erkek oyuncular vücut hatlarını gösteren gümüş rengi slipler giymektedir.
Orijinal seride ayrıca Piramid adı verilen poker benzeri bir kart oyunu da bulunmaktadır (Elbete bir spor değil, fakat birazdan niçin bilinmesi gerektiği anlaşılacak).
Ronald D. Moore‘un yeni nesil versiyonunda Triad birkaç değişiklikle karşımıza çıkar. Oyuncuların topu piramidin tepesindeki bir deliğe sokması gereken oyunun bu versiyonunda, saha da 3 kenarlıdır ve parlak dar şortlar görünürde yoktur. Ve oyunun adı “piramit” olarak anılır. Sonradan Ronald D. Moore bu ikisini karıştırdığını itiraf etmiştir. Ve evet bu seride ismi Triad olan bir kart oyunu oynanmaktadır.
Tsunkatse (Star Trek: Voyager)
Tsunkatse, Norcadia Prime gezegeninde epey popüler olan bir dövüş sporudur. İki rakibin küçük bir arenada birbirlerini haşat ettikleri bu dövüşte, her bir dövüşçünün ellerinde ve ayaklarında “polaron disruptorları” bulunur. Bunlar, rakibinin göğsündeki sensörle temas ettiğinde rakibini “biyo-plazmik yük” ile zaplar.
Tsunkatsa’de ciddiyeti bakımından değişken kategorilerde maçlar yapılır. “Mavi” veya “yeşil” bir maç ölümcül değilken, “kırmızı” bir maç rakiplerden birinin mutlak ölümü anlamına gelir. Ah, Chris Eubank’ın sinirlenmiş bir Hirogen’le birlikte arenaya atıldığını görmek isteriz!
Jugging (Salute of the Jugger)
Rutger Hauer… İzleyeceğiniz videoya doğrudan düşük kalite garantisi veren iki kelime. Kendisi, göçebe “jugger”lerin çorak arazilerde dolaşarak insanlara “jugging” oyunu için meydan okudukları kıyamet sonrası bir dünyayı anlatan 1990 yapımı bu filmde oynamıştır.
Oyun bazı açılardan gladyatöryel bir çeşit rugby oyununu çağrıştırır. Yalnızca sayı yapmak için Rugbydeki gibi topu kale arkasına taşımak yerine, bir köpek kafatasını kazığa geçirmek gerekiyor. Ha, bir de, “Kafatası Taşıyıcı” dışındaki herkesin rakiplerle mücadele etmek için koca çekiç ve sopaları bulunuyor.
Kosho (The Prisoner “Hammer into Anvil”)
Güreş ve trambolinin çılgın bir kombinasyonu olan bu oyunda uzun kırmızı bir tür cüppe, bir kask ve dolgulu eldiven giyen rakipler; dar bir çıkıntı ile çevrili, su havuzu ile ayrılmış iki trambolin içeren bir odada, etrafta zıplayarak rakibini suya atmaya çalışır.
Patrick McGoohan 60’larda çok fazla LSD üretmiş olmalı.
Futuresport (Futuresport)
2025 yılında, Futuresport tüm sporları sollayıp geçmiştir. Paten ve elektrikli kaykay kullanılan bu tehlikeli oyun, başlarda çete ihtilaflarını çözmenin bir yolu olarak yaratılmıştı. Dünya teröristler tarafından tehdit edildiğinde, farklılıkları çözümlemek için bu oyunun kullanımı teşvik edildi.
Neden bir siyasetçi bugüne kadar böyle bir planla karşımıza çıkmadı ki? Zahmetli ve incelikli diplomasiyi unutun! Filistinlileri ve İsrail hükümetini bir spor merkezine kilitleyin ve her şeyi arkadaşça bir badminton oyunuyla çözmelerini sağlayın. İlginç fikir doğrusu!
Anbo-jyutsu (Star Trek: The Next Generation)
Anbo-jyutsu, Will Riker ve babası tarafından sergilenen, gladyatör oyunlarına benzeyen fütüristik bir savaş sanatı. Oyunda gözleri bağlı ve zırh giymiş iki oyuncu birbirlerini uzun sopalarla dövmeye çalışmaktadır. Sopaların ucundaki yakınlık detektörleri her oyuncuya rakibin nerede olduğu hakkında bilgi verir.
Oyuncular rakibine vurduğunda ve onu oyun alanının dışına sürüklediğinde puan kazanırlar.
Parrises squares (Star Trek: The Next Generation)
TNG’de defalarca bahsi geçen fakat oynandığını hiç görmediğimiz gizemli bir 24. yüzyıl sporudur. Tek bildiğimiz, “iyon tokmakları” içerdiği , dört kişiden oluşan iki takımla oynandığı ve oldukça zor olduğu. Katılımcıların bir koluna koruyucu zırh taktığı bilinir.
Holografik doktorun bir aile oluşturduğu “Gerçek Hayat” adlı Voyager bölümünde, kızının oyun sırasında sahada başını vurduktan sonra öldüğüne şahit olmuştuk. Dürüst olmak gerekirse, bunu Olimpiyatlarda görmek isteriz.
Pod-Yarışı (Star Wars: The Phantom Menace)
The Phantom Menace’de uyanmaya değecek nadir şeylerden biri olan ve her türlü çirkefliğin döndüğü yüksek hız yarışı. Sona erdiğinde, saatinizi Darth Maul ile yapılan ışın kılıcı savaşı sahnesine kurup tekrar uyuyabilirsiniz.
Canavar Güreşi (Arena)
Bir güreş ringinde, insanlara karşı canavarlar… “Michael Bay neden yeni bir yapım çekmedi?” diye sormak dışında söylenecek pek fazla şey yok. Ve hemen ardından bunu söylediğinize pişman olmak…
Arena son derece ucuz bir yapımdı. Gelecekte Babylon 5 ve ST Deep Space 9’da oynayacak olan Marc Alaimo, Armin Shimerman, Hamilton Camp, Claudia Christian ve Shari Shattuck gibi oyuncuların burada karşımıza çıkması dikkate değer olsa da…
Bir yerlerde, geçmişinde tonlarca lateksle oynamak zorunda kalan oyuncuları geri kazanmak için kullanılan bir eğitim alanı olsa gerek…
Yerçekimsiz Duvar Tenisi (Doctor Who)
Yerçekimsiz ortamda duvar tenisi… Dahice! Yerçekimini kaldırarak geliştiremeyeceğimiz herhangi bir oyun var mı? Örneğin trambolini hayal edin, ya da gülle atmayı. Eğlenceli olacağı kesin.
Hele bir başka kente gider gibi uzaya gidebildiğimiz günler gelsin de o zaman görün siz. Çok daha ilginç spor türlerinin ortaya çıkacağı kesin…
Robot Boksu (Real Steel)
2020 yılında, insan boksörlerin yerini insanlar tarafından kontrol edilen robot boksörler almıştır. Tabii bu durum müsabakalarda daha çok şiddet ama daha az kan olacağı anlamına geliyor. Bokstansa motor yarışlarına daha yakın bir spor olan robot boksunda; insan operatörün becerisi muhtemelen kullandığı makinenin gücünden çok daha az önemli. Aslında müsabakalar bu açıdan robot savaşlarına benziyor.
Belirtmek gerekir ki, tüm liste içinde gerçek hayatta görmeyi en çok isteyeceğimiz muhtemelen robot boksudur. İki dev robotun hidrolik sıvılarının birbiri üzerine fışkırmasını izleyebilmenin düşüncesi bile muhteşem değil mi? Yoksa fazla mı psikopatça oldu? Eh, bilimkurgucunun psikopatı da böyle oluyor işte…
Uzay Rallisi (Stargate SG-1)
Listemizin son kurgusal sporu ise Stargate aleminden. Uzaylı bir şirket olan Tech Con Group’un düzenlediği bu uzay rallisi, birinciye verilen yüklü ödül nedeniyle galaktik bir üne sahiptir. Yıllık olarak düzenlenen yarışa herkes katılabilir ve hünerlerini sergileyebilir. Zaten bir tanesine Samantha Carter’ın da iştirak etmişliği vardır. Ancak yarışta hemen hemen hiçbir kural olmadığını ve envai çeşit tehlike barındırdığını akıldan çıkarmamak gerekiyor.
Kimin uzay gemisi daha dayanıklı, hızlı ve donanımlıysa o kazansın diyelim…
Hazırlayan: Almıla İkrâ Akgül | Kaynak