distopya kitaplari

Bilimkurgu Neden Bu Kadar Tedirgin?

Bilimkurgu tedirgin bir dile sahiptir. En azından çoğunlukla. Bilimkurgu raflarını karıştırınca karamsarlığın elli tonunun tümüyle karşılaşmak mümkün. Her şeyi bir kâbusa dönüştüren ve o kâbusu bile sonuna kadar kontrol eden totaliteryen hükümetler, yıldızlararası köle imparatorlukları ve ekolojik yıkım… Listeyi daha da uzatmak mümkün. Otostopçunun Galaksi Rehberi gibi eğlenceli eserler olsa da ve günün sonunda kimi bilimkurgu eserleri umut dolu bir his bıraksa da, bu türün oldukça tedirgin bir dili vardır.

Bilimkurgu, tanıdık gelen bir gelecekten tutun evrenin son anlarına kadar her türlü zaman dilimini kapsar. Bu uçsuz bucaksız alanda insanlığın bütün korkularıyla birlikte tüm umudu da serbest bir biçimde dolaşır. Bilimkurgu onların kılığına girer. Bilimkurguda rönesans sayabileceğimiz dönemlerin, dünyanın büyük olaylarla sarsıldığı zamanlara denk gelmesi şaşırtıcı değildir. Bilimkurgu, bir noktada değişimi ve insanların sahip olduğu potansiyeli anlatır. Teknoloji sayesinde insanların hem kendilerini hem de dünyayı (iyi ya da kötü) nasıl değiştirdiklerini sergilemeyi dener. Kimi zaman hayran bırakacak türden tutarlı anlatılar sunsa da, geleceği tahmin etmekte başarısız olduğu durumlar hiç de az değildir.

Örneğin bugünü, 2020’leri konu alan eski bilimkurgu yapıtlarında (çoğunlukla) günümüz tanınamayacak kadar berbat bir durumda ya da üstün bir teknolojiye sahipmiş gibi gösterilir. Evet, bugün teknoloji inanılmaz düzeylere varmış olsa da insanlık henüz uzay kolonilerine köle androidler yollayacak seviyede değil. Öte yandan kuzeyde başlayan o amansız savaş yüzünden bütün dünya sarsılmış durumda ve yeni bir kıtlık tehlikesi kapıda ancak henüz geri dönülemeyecek ölçüde korkunç bir bataklığa da gömülmüş değiliz.

Günümüzde Batı merkezli anlatılar kadar artık Doğu dünyasından, hatta Afrika’dan çıkan bilimkurgular dünya çapında okunur hâlde. Daha önce yok sayılan, yok edilmeye çalışılan kültürler bilimkurgu sayesinde geçmişiyle hesaplaşmaya başlıyor. Geçmişin o karanlık gölgesi, geleceği de zehirleyebilir. Bir kâbusun kanlı bataklığı gibi bilimkurgu da geleceği ve geçmişi birbirine karıştırarak canavarların doğmasına sebep olabilir, tıpkı Mary Shelley’nin yaratığı gibi. Bilimkurgunun erişebildiği alan ancak hayal gücüyle sınırlıdır ve hayal gücü kontrolden çıkmış bir orman yangını gibi yıkıcı olabilir. İnsan bilinmeyenden korkar, yeni çağ bilinmeyenlerle birlikte gelir ve hayal gücü kimi zaman bilinmeyene müdahale ederek onu kendi isteğine göre şekillendirir.

Bir noktada kâbusların insanları olası kötü senaryolara hazırlamak için beyin tarafından üretildiği gibi, bilimkurgu da böyle bir görev üstleniyor olabilir. İnsanlar şimdiki zamanda olduğu kadar gelecekte de yaşarlar ve gelecek çok da parlak görünmüyor (çünkü gelecek karanlık bir zaman tünelinden akıyor olabilir). Gelecekte yaşanması muhtemel on olay varsa ve bu olaylardan dokuzu iyi olsa bile, insanlar o kötü olayın gerçekleşme olasılığına takılır. Bilimkurgu ise kendi kendine saldırmaya başlayan bir bağışıklık mekanizması gibi bu korkunun üzerine gider. Yaklaşan tehlike içinden çıkılmaz boyutlardadır, çoğu anlatıda artık insanlık söz gelimi tehlikeye (mesela ekolojik yıkım) çare üretmekten vazgeçmiş, ona uyum sağlamış hâldedir. Bu felaketlere çare arayanlar ise genellikle karanlık işlerle uğraşan kişilerdir.

Daha önce kâbusların beyin tarafından öne sürülen bir mekanizma olabileceğini söyledik. Fakat bazı kâbuslar tamamen anlamsız ve rahatsız edicidir. I Have No Mouth, and I Must Scream gibi. Harlan Ellison tarafından yazılan hikâye bir kâbus kadar çarpıcıdır fakat okuyucuyu hangi konuda uyarıyor olabilir? Okuyucuyu hangi senaryoya karşı hazırlıyor? Bütün karamsarlığına rağmen kaliteli bir eser, umut dolu bir yön bırakır. Fakat bu bütün anlatıya yayılan tedirginliği değiştirmez. Geçmişte ya da günümüzde yaşanan olaylar bilimkurguda büyük oyuklar açar ve oyuk çoğu zaman korkuyla doldurulur.

Hazırlayan: Tuğrul Sultanzade

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

halka dunya muhendisleri

Halka Dünya Mühendisleri’nde Büyük Sorular ve Çözümler

Larry Niven’in kitabın ithafında söylediklerinden anladığımıza göre Halka Dünya, seri olarak düşünülmüş bir proje değildir. …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin