Bilimkurgu romanları ve filmleri, geleceğe yönelik şaşırtıcı kehanetlerde bulunmalarıyla tanınır. Ama iş kişisel ulaşıma geldiğinde günümüzden on yıllar, hatta yüzyıllar bile uzaklıkta olsa da, hemen hemen tüm romanlar ve filmler döner dolaşır bugün bizim araba olarak tanıdığımız araçların bir versiyonunu betimler. Futurama’daki ulaşım tüpleri gibi istisnaları saymazsak geleceğin kişisel ulaşım araçları bizim günlük arabalarımızdan çok da farklı değildir.
Ancak bu bazı bilimkurgu filmlerinde, inanılmaz ve unutulmaz arabalar görmediğimiz anlamına gelmiyor elbette. Bir arabanın buradaki listeye girmesi için çılgın bir fütüristik tasarıma veya müthiş bir motor gücüne sahip olması gerekmiyor. Gördüğümüzde kalbimizi ısıtıp kanımızı kaynatsın, yeter.
DeLorean, Geleceğe Dönüş
O, uçan bir arabadan daha iyisi, o bir zaman makinesi. DeLorean DMC-12, Geleceğe Dönüş üçlemesinde öne çıkmıştı ve birçok yönden filmin gerçek yıldızıydı. Akı kapasitörüyle donatılmış bu “Zaman Makinesi”, zaman içerisinde seyir hızına ulaşmak için tam bir 1,21 gigawatt güç gerektiriyordu. Bunun eşdeğerinin 1.621.400 beygir gücü olduğu düşünülürse DeLorean’in her zaman yolculuğunda lastikleri yakmasına şaşmamalı!
Uçan Taksiler, Beşinci Element
Uçan bir arabalar dünyasında kimin çelik jantlara ihtiyacı var? 1997 yılında Beşinci Element’te Korben Dallas (Bruce Willis), fütüristik bir New York City sarı taksisi kullanıyor ve kendisini kovalayan polis arabalarından kaçabilmek için Manhattan semalarında, gökdelenlerin arasında dolaşarak ve köprülerin altından geçerek ustaca manevralar yapıyordu.
Spinner, Blade Runner
1982’de, Ridley Scott bize Los Angeles şehrine ve Rick Deckard’ın dünyada yasaklanan replikantları avlama görevine fütüristik bir bakış şansı verdi. Blade Runner‘daki gelecek eğer bir göstergeyse korkunç trafiğiyle ünlü L.A.’in sorunu pek de kolay çözülemeyecek. Bu gelecekte sorun aynen devam ederken trafik üç boyutlu bir uzaya taşınmış ve şehirde uçan arabalar var.
Polis dikey olarak kalkış ve iniş yapan Spinner araçlarını kullanıyor. Blade Runner 2049‘da Spinnerlar’ı doya doya görme şansımız da olmuştu.
Light Runner, TRON Legacy
Işık Motorsikletleri (Light Cycles) orijinal 1982 Tron filminin yıldızıyken, dört tekerlekli Light Runnerlar ilk olarak 2010 çıkışlı TRON: Legacy‘de görüldü. Fiziksel dünyanın yasalarından muaf bir alemde kullanılan tamamen sanal bir araçla baş etmek zor.
Watney’in Elektrikli Rover’ı, Marslı
2015’teki Marslı filminde, Mars’ta mahsur kalan Mark Watney kaçabilmek için tek şansının Ares 4’e ulaşmak olduğunu anlayınca, 2.000 milden fazla bir yolu kat etmesi gerekiyordu. Yolculuğu yapabilmek için modifiye ettiği iki elektrikli motor sayesinde Ares 4’e ulaşıyordu.
Plütonyumla çalışan ısıtıcı ve bataryalarını şarj etmek için güneş panelleri kullanan rover, Watney’i soğuk Mars yüzeyinde kurtuluşuna taşımayı başarıyordu.
Johnny Cab, Gerçeğe Çağrı
1990 çıkışlı Gerçeğe Çağrı filminde Arnold Schwarzenegger’in uyandığı taksiyi hatırlıyor musunuz? Bu yapımda aracın otopilot ve Siri’nin özelliklerini birleştiren android bir sürücüsü vardı. Günümüzün standartları açısından oldukça kaba görünen bu araç ve sürücüsü, 30 yıl önce otonom araçları nasıl hayal ettiğimizi göstermesi bakımından çok ilginç ve eğlenceli..
Nissan GT-R, Elysium
Neill Blomkamp’ın 2013 Elysium’unda Doğan görünümlü Şahin kadar modifiye yemiş olan Nissan GT-R, Max’in kaçışının başlaması ve Elysium uzay habitatına ulaşması için mükemmel bir seçim gibi görünüyor. Ancak 2154 yılının yoksulları, 140 yaşındaki bir Nissan GT-R’yi çalışır durumda tutabildiklerine göre gayet becerikliler.
Sadece biraz zırh kaplama ve metal pencere panjuru sayesinde droidlerin Nissan GT-R karşısında hiçbir şansı kalmıyor. Bu arada Elysium’da arabadan çok uzay gemisi sayılması gereken araçlarda ise Bugatti markasını görüyoruz.
Audi RSQ, Ben Robot
Audi, ürün yerleştirme konusunda aksiyon filmlerinde üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor (Bkz: Tony Stark’ın günlük araçları). Ancak Audi’nin en havalı versiyonlarından biri, Will Smith’in karakteri Dedektif Del Spooner’ın kullandığı sürüm. İki kapılı coupe, Audi dört halka logosu ile tamamlanmış tanıdık trapezoid bir ön ızgara ve R8’in 2025 versiyonuna benziyor.
Daha ilginç olarak, otomobil geleneksel tekerler yerine her yönde hareket etmesini sağlayan “küre tekerler” ile donatılmış. Bu aracı sürmek manyak robotlar tarafından kovalanmaya neredeyse değer.
Ateş Arabası, Mad Max: Fury Road
Mad Max: Fury Road‘da gördüğümüz tüm muhteşem araçlar arasından sadece birini seçmek zor. Ama Mad Max franchise’ından bir araba seçilecekse favorimiz alev saçan FireCar. 1970’lerden kalma bir Holden HZ Ute’nin modifiye edilmiş hali olan bu aracın her tarafında lastiklerden yapılmış zırh, kabinin üzerinde silah ve arkaya bakan alev makinesi bulunuyor.
Aptera, Star Trek (2009)
Aptera, hibrid güç kaynağı ve sürtünmeyi azaltan aerodinamik şekli sayesinde araçların yakıt tüketiminde yeni bir sayfa açacaktı. Fakat ABD yönetimi üretim için gerekli 184 milyon doları vermedi. Sonuçta helikopter, açık tekerlekli yarış arabası ve hafif bir uçak karışımı gibi görünen üç tekerlekli bu araç asla üretilemedi.
Ama bunlar olana kadar araba Star Trek’te konuk oyuncu olarak görünmüştü bile.
Azınlık Raporu, Lexus 2054
Lexus, Tom Cruise’un başrol oynadığı 2002’deki gişe rekorları kıran filmde yer aldı. 500kW’lik elektrik motoruna güç veren hidrojen yakıt hücreleri vardı. Araba, karbon fiber ve titanyum kompozit sayesinde sadece 1050 kg ağırlığında. Kendi kendine sürüş teknolojisi, yolcunun ruh haline göre otomatik olarak değişen müzik ve ses özelliklerine sahip.
Aynı zamanda çarpışmalara karşı dayanıklı bir yapı, biyometrik güvenlik, baş üstü gösterme ekranı (HUD), lazer güdümlü seyir kontrolü, jest tanıma, sonar park yardımı ve kaza önleme sistemi gibi çılgın özellikleri de var. Ama bu özelliklerin bir kısmı artık arabalarımıza ulaştı bile. Tabii yine bilimkurgu bir adım öndeydi.
Sonuç olarak, Hoverboard’lar ve teleporterlar ortaya çıkana kadar bilimkurgu dünyasının bu harika araçları ile avunacak gibiyiz.
Kaynaklar: