Beyin Yakan Paradokslar #3

Antik Yunanistan‘ın medeniyetimize katkısı inkar edilemez. Bunun sebebi antik Yunanistan insanlarının refah ve huzur içinde yaşaması, bu sebepten de kendilerini bilime, sanata ve felsefeye vermeleridir. Kendilerini düşünmeye veren Yunanlar’ın buldukları bazı paradokslar bugün hala kafamızı kurcalıyor. Paradoksların mucidi olarak Yunanlar gösterilebilir. Felsefeci Zenon ise paradoksların babası olarak bilinir. Antik Yunanistan’daki beyin yakan yolculuğumuza Zenon’un paradoksları ile başlıyoruz.

Aşil ve Kaplumbağa

asil-ve-kaplumbaga

Diğer pek çok Antik Yunan paradoksu gibi mitolojik figürler içeren bu paradoksun hikayesi kısaca şöyle:

Bir gün Ulu Kahraman Aşil ve kaplumbağa yarış yapmaya karar verirler. Aşil dünyanın en hızlı insanıyken kaplumbağa ise… sadece bir kaplumbağadır. Aşil kazanacağını bildiği için kaplumbağaya yüz metre avans verir. Zenon’a göre bundan sonra olaylar şöyle gelişir, Aşil kaplumbağanın başladığı noktaya vardığında kaplumbağa azda olsa (örneğin bir metre) ilerlemiş olur. Aşil bir metreyi aldığında birkaç santim, santimleri aldığında ise birkaç milim ilerleyen kaplumbağa her seferinde Aşil’den ileride olur. Sonuçta sinir olduğuyla kalan Aşil söverek pisti terk eder.

Tabii ki Aşil küçük bir kaplumbağaya mağlup olmaz. Çünkü ilerlemede küçük duraklamalar vardır. Bu duraklamalar ayağınızı kaldırıp indirmenizin (adım) süresidir. Aşil’in hareketinde daha az duraksama olduğu (birim zamanda daha fazla adım attığı) için Aşil kaplumbağayı geçer ve yarışmanın kazananı olur. Eğer Aşil ve kaplumbağa araba ile yarışsaydı adımdan değil tekerin dönüşünden bahsederdik.

Ok Paradoksu

paradoks-1

“Zenon zamanın birinde okçuluğa merak sarar. Ancak her yarışmayı kaybetmektedir. Yine kaybettiği bir yarışmadan sonra hakeme itiraz eder ve bu yarışmanın geçersiz sayılması gerektiğini söyler. Hakem bunun sebebini sorunca “O ok aslında hareket etmedi” der ve şöyle açıklar:

Rakibimin oku salmasından okun hedefi bulması arasında rastgele bir an seçelim. O anda ok havada bir yerdedir. O ok her an tek bir noktada olduğuna göre hareket etmeye vakti yoktur. Hareket etmesi imkansızdır.”

Zenon bu paradoksu gerçekten de böyle bir durumda mı söylemiştir bilinmez. Elbette bir gün kahvede otururken “Şimdi ben size bir ok atacağım ama gitmeyecek.” de demiş olabilir. Çünkü Zenon’un paradokslarını kendisinden değil, Eflatun ve Aristo’dan öğreniyoruz. Paradoks Zenon’u o zaman rezil olmaktan kurtarmamışsa bile şu anda kurtardığı bir gerçek. Bunun sebebi Aşil ve kaplumbağanın çözülmesine rağmen bu paradoksun hala tam olarak çözülememesi.

Şimdi Zenon’un bir diğer çözülememiş paradoksuna bakalım. Bu paradoks aynı zamanda Zeno’nun bakacağımız son paradoksu.

Dikotomi Paradoksu

paradoks-2

Zenon’a göre küçücük bir kaplumbağaya yenilen Aşil’in çekecekleri bununla sınırlı değildir. Çünkü Aşil yerinden bile kıpırdayamayacaktır. Aşil’in yolu tamamlayabilmesi için önce yolun yarısını gitmesi gerekmektedir. Tabi bunun için yarısının yarısını, bunun için de yarısının yarısının yarısını… Bu sonsuza kadar devam edeceği için Aşil’in azıcık bile ilerlemesi imkansızdır. Zavallı Aşil…

Fark ettiyseniz Zenon’un tüm paradoksları aynı şeyi ispatlamaya çalışıyor: “Hareketin bir yanılsamadan ibaret olduğunu”…  Bu Zenon’a hocası Parmenides‘ten geçmiş bir düşünce. Ayrıca Parmenides’in fikirleri Eflatun‘u bile etkilemiş, mağara benzetmesine ilham kaynağı olmuştur. Parmendis’in inanışı tam olarak şudur:

“Gerçek tektir ve değişmez. Çokluk, değişim ve hareket aslında yokturlar ve duyularımızın bizi kandırmasından kaynaklanırlar.”

Parmendis’in bu inanışı bazı çevrelerde dini bir öğreti, Parmendis ise peygamber olarak görülmüştür. Zenon bu insanlardan biri miydi bilemeyiz ama bu öğretiyi benimsediği ortada.

Theseus’un Gemisi

trireme

Thesus’un gemisi Plutarkhos tarafından günümüze aktarılan bir Yunan efsanesine dayanır. Efsaneye göre Atina’nın efsanevi yarı tanrı kralı Theseus çıktığı pek çok seferden muzaffer bir şekilde dönünce gemisini hatıra olarak Atina’ya bırakmıştır. Zamanla geminin parçaları çürümeye başlamış ve bu yüzden değiştirilmek zorunda kalınmıştır. Aradan yıllar geçince geminin değişmeyen tek bir parçası bile kalmamıştır. Ve bu da işleri güçleri düşünüp durmak olan Yunanlar arasında şu soruyu doğurmuştur. Gemi hala Theseus’un gemisi midir?

Buna her filozof kendi düşüncesine göre farklı bir cevap bulmuştur. Örneğin değişmenin değişmeyen yasasının mucidi Efesli Heraklitos‘a göre cisimler durmadan değiştiği için gemi Atina’ya gelişinden bir gün sonra dahi aynı gemi değildir. Aristoteles ise geminin son halinin ilk haliyle aynı olduğunu savunur. Çünkü varlığı tanımlayan dört özelliği (şekil, madde, yapılış amacı, nasıl yapıldığı) aynı kaldığı için gemi aynı gemidir.

İşte burada şu soru ortaya çıkar: “Gemiden çıkarılan parçalarla yeni bir gemi yapılırsa hangi gemi Theseus’un gemisi olarak kalır?”. Peki bu soru neden önemlidir? Yani bize ne? Theseus mu kaldı günümüzde? Bu soru bizi hukuki yönden ilgilendirir. Çünkü geminin yerine bir arabayı koyarsak, arabanın hangi aşamadan sonra farklı bir araba sayılacağı önemli bir problemdir. Ayrıca bilimkurgunun üstatlarından Isaac Asimov Vakıf serisinde bu durumu bir robota uyarlayarak zeki varlıkların nasıl etkileneceğini incelemiştir.

Epimenides Paradoksu

paradoks-3

Bu haftaki son paradoksumuz gayet açık ve eğlenceli bir paradoks. Paradoks Giritli bir filozof olan Knossoslu Epimenides‘in “Tüm Giritliler her zaman yalan söyler.” sözüne dayanıyor. Bu söz Sokrates‘in “Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir” sözüne veya Euqlides Paradoksu’na (Bu açıklama yanlıştır.) benzese de onlardan çok çok büyük bir farkı var. Epimenides Paradoksu bir yalancı paradoks. Yani aslında bir çözümü var. Epimenides yalan söylüyor. Epimenides’in yalan söylemesi tüm Giritliler’in her zaman yalan söylediği anlamına gelmez, “bazı Giritliler’in her zaman yalan söylediği” anlamına gelir. Epimenides de yalan söyleyen giritlilerdendir.

Gelecek hafta yazı dizimizi görkemli bir finalle kapatıyoruz. Çünkü haftaya paradoks diyince çoğu insanın aklına ilk gelen paradoks yani Schrödinger’in Kedisi var. Haftaya göreceğimiz diğer paradokslar ise iyi birer beyin jimnastiği olan berber ve yamyam Paradoksları. Haftaya görüşene kadar hoşça kalın.

Önceki Sonraki

Yazar: Sadık Efe Sarıtunalı

Bilgisayarla fazla ilgilenir. Boş zamanlarında ise çizgi roman okur. Bir gram çizim yeteneği olmadığı için çuvalladığı çizgi romanlarından sonra en büyük hayali kendine bir çizer bulup çizgi roman yazarı olmak. En büyük tutkusu ise bilimkurgu.

İlginizi Çekebilir

spekulatif edebiyat sanat

Yabancılaştırma Sanatçısı Olarak Spekülatif Yazar

“Şairin ödevi, gerçekten olan şeyi değil, tersine olabilir olan şeyi, yani olasılık veya zorunluluk kanunlarına …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et