2010’lu yılların sonuna geldiğimiz şu günlerde, 10 yıl daha ilerisine gidip 2030 yılına dair tahminlerde bulunmak istedik. Bakalım 2030’a geldiğimizde, ne kadar yanıldığımızı bize kimler hatırlatacak.
İklim
2030 yılına kadar Dünya’nın ortalama sıcaklığı 1° artarak 15.6°’ye ulaşabilir. Küresel iklim değişikliğinin tetiklediği tropik tayfun ve kasırgalar gibi hava olayları daha da şiddetlenebilir. Düzensiz yağış rejimleri kuraklık ve sıcak hava akımlarına yol açabilir.
Kuraklıktan en çok etkilenecek Sahra altı Afrika ve Ortadoğu’dan Avrupa’ya doğru yeni bir göç dalgası başlayabilir. Dünya genelinde iklim mültecileri sorunu yaşanabilir.
Enerji
Petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların üretimi 2025 yılına kadar pik yapıp ardından azalmaya başlayabilir. Çin ve Hindistan gibi hızlı gelişen büyük ekonomiler, katlanan enerji ihtiyaçlarını karşılamak için güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerjilere giderek artan oranlarda yatırım yapabilir.
Danimarka ve Almanya gibi yenilenebilir enerji altyapısı gelişmiş olan ülkelerse, ihtiyaçlarını büyük oranda rüzgar ve güneş enerjisinden karşılayabilir.
Taşımacılık
2030’a kadar üretilen ve satılan arabaların %20’si elektrikli modeller olabilir. Uber, BlaBlaCar gibi ulaşım paylaşım platformları yaygınlık kazandıkça, şahsi araba kullanımı azalabilir.
Yüksek karbon salınımlı uçaklara alternatif olarak, yüksek hızlı trenler uzun mesafe yolculuklarında önem kazanabilir.
Biyoteknoloji
3 boyutlu yazıcılarda organik materyallerle üretilen yapay organlar, insanlara başarıyla nakledilebilir. CRISPR gibi genetik teknolojilerinin insanlar üzerinde kullanımına dair tartışmalar devam etse de, Çin gibi birkaç ülkede hayata geçirilebilir. Hastalıklardan arındırılmış, fiziksel ve bilişsel olarak güçlendirilmiş insanlar yaratma fikri toplumda yeni bir gerilime yol açabilir.
Beyin-bilgisayar arayüzü içeren çipler, felçli hastalarda yaygın olarak kullanılabilir. Bilişsel kapasiteyi artırmak için de deneysel Beyin-bilgisayar arayüzü çipleriyle karşılaşabiliriz.
Ekonomi ve Jeopolitik
Çin’in gayrisafi milli hasılası dolar bazında da ABD’yi geçebilir. Hindistan’ın da hızlı ekonomik büyümesiyle dünyanın ekonomik merkezi Asya’ya kayabilir. İklim krizinin de var olan istikrarsızlık ortamına katkıda bulunmasıyla; Ortadoğu, Afrika, Orta Amerika gibi bölgelerden daha gelişmiş ülkelere doğru kitlesel göç hareketleri başlayabilir.
Giderek artan miktarda göç alan Avrupa ve ABD’de, tepkisel milliyetçilik akımları güç kazanabilir. Küreselleşen dünyada, keskinleşen ülke sınırları birçok çatışmaya sebep olabilir.
İşgücü ve Toplum
Sanayide giderek artan robot kullanımı sonucu, işçi ihtiyacı %20 azalabilir. Artan işsizliğin getirdiği sosyal gerilimleri yatıştırmak için, gelir adaletsizliğini çözecek adımlar atılabilir. Toplumdaki en zengin kesimlere %70 gelir vergisi konulup, Evrensel Temel Gelir Sistemi fonlanabilir. İskandinav ülkeleri bu alanda öncü olabilir.
Hazırlayan: Emre Yorgancıgil
Kaynakça/İleri Okumalar
- The Future Is Waiting, Martin Gallardo-2017
- World in 2019-The Economist
- https://2050.earth/predictions