Kedileri bir cümle ile tarif edin desem ne dersiniz? Bu soruyu bana sorarsanız şöyle cevaplarım: Kediler, gözünüzü üzerlerinden ayırdığınızda size küçük sürprizler yapmaktan hoşlanan yaramaz ve sevilesi canlılardır. Tüylülerdir. Sırnaşıklardır. Umursamazlardır. Ayrıca gizemlilerdir. Akıllarından neler geçtiğini anlamak çoğu zaman mümkün değildir. Gecenin bir yarısı olmadık yere miyavlayıp sizi ürküttükleri ya da insan gibi sesler çıkarıp tüylerinizi dilen diken ettikleri olur. Dünyadaki en garip varlıklar oldukları söylenebilir.
Elbette bu küçük memeliler, binlerce yıldır bize arkadaşlık eden, yalnızlığımızı paylaşan eşsiz yaratıklardır. Ne yazık ki zaman zaman, özellikle de Orta Çağ Avrupa’sında şeytanın dostu olarak görülüp, uğursuz kabul edildikleri olmuştur. Doğu’ya doğru gittikçeyse bu durumun tersine döndüğü görülür. Bu güzel canlılar, örneğin Antik Mısır’da el üstünde tutulmuştur. Büstleri, heykelleri yapılmıştır. Hatta öldükten sonra da yaşamaya devam edebilmeleri için mumyalanmışlardır. Halk arasında hala nankör ve güvenilmez olarak görülseler de, bu küçük hayvanlar, bugün de evimizi paylaştığımız can arkadaşlarımızdır.
Kedilerin bir diğer özelliği de entelektüel canlılar olmalarıdır. Öyle olmasa bunca yazar neden bu canlıları sevip evine alsın ama değil mi? İsterseniz gelin, artık yazımızın esas konusuna geçelim ve kedilerle içli dışlı olan bilimkurgu yazarlarının fotoğraflarına birlikte bir göz atalım.
Bu hesap, artık hayatta olmayan bir yazara aittir. (1980-2021)Bilimkurgu Kulübü emektarı. Yalnız bilimkurguyla değil, korku ve çocuk edebiyatıyla da ilgili. Stephen King'in sadık okuyucusu. Ray Bradbury'nin büyük hayranı. 80'lere ait korku filmlerinin tutkunu.