Yaşadığımız şehirler günden güne gelişmekte ve ortaya çıkan yeni ihtiyaçlara göre tekrar düzenlenmektedir. Şehir, adeta yaşayan bir organizma gibidir. Yaşadığımız şehrin yüz yıl öncesi ne kadar farklıysa, yüz yıl sonrası da bir o kadar farklı olacaktır. Bilimkurgu filmlerinde zaman zaman detaylı bir şekilde karşımıza çıkan şehirler kimi zaman birkaç kare ile geçiştirilebiliyor.
Belki sokaklarında yürüyüp, araç ile dolaşamayacağınız bu şehirleri filmlerde ve televizyonlarda görmek çoğumuza ayrı bir zevk veriyor. Bilimkurgu filmlerinden, unutulmayan bazı şehirleri beraber gezebiliriz.
Hazırlayan: Cem Can
Star Wars: Star Wars evreninin unutulmaz simgelerinden biridir. Han Solo hariç herkesin Cloud City hakkında güzel anıları olmuştur. Bulutların üzerinde bir şehirde dolaşıp da büyülenmemek elde değil tabii ki.
Logan’s Run (1976): En başarılı pos-apokaliptik filmlerden biri olan Logan’s Run, anlattığı ürkütücü ve kasvetli geleceğe uygun bir kent tasarımına sahiptir. 2274 dünyasının bu kubbeli kenti, fütüristik açıdan oldukça ilgi çekici görünüyor. Şık figürler, heybetli anıtlar, geometrik yapılarıyla nefes kesici bir yer. Oh, tek sorun herkesin 30 yaşına basar basmaz öldürülmesi tabii!
The Fifth Element (1997): Luc Besson’un 23. Yüzyıl tahmini olarak karşımıza çıkan New York şehri. Yüksek binalar ve yüksek katlardaki yaşam yerdeki ile aynı devam ediyor gibi gözüküyor. Yüzlerce kat yukarıda bulunan taksi durağı ve araca servis fast-food restoranı dikkat çekiyor.
Minority Report (2002): 2054 yılında Washington’da geçen olayları anlatan bir Steven Spielberg filmi. Bu filmde binalar çok yukarılara çıkmamış olsa bile yollar çıkmış gibi gözüküyordu. Uçan arabalar yerine yatay, dikey ve değişik eğimli yollarda hareket eden arabalar ilginçti.
Metropolis (1927): Devasa bir 21. Yüzyıl avrupa şehri. Birbirine bağlanan binaları ve köprüleri ile 1920’li yılların mimarisine gelecek ile ilgili dokunuşlar yapılmış. İşçi sınıfının ve kölelerin alt katlarda, zenginlerin üzt katlarda yaşadığı bir distopya şehri.
I, Robot (2004): 2035 yılında Chicago şehrindeyiz. Bu şehrin en dikkat çeken yönü insanlığa hizmet eden robotlar. Yine gökdelenler, dijital reklamlar ile dolu bir şehir. Sadece burada yürürken yanınızdan her an bir robot geçebilir.
Ghost In The Shell (2017): Yakın zamanda vizyona giren “Ghost In The Shell” filminde, Rupert Sanders’ın anlatımıyla ilginç bir şehir izledik. Birbirinin içine geçmiş binalar, yüksek katlar ve hologram reklamlar.
Blade Runner (1982): 2019 yılının Los Angeles’ı hakkında tahminlerde bulunan bir bilimkurgu klasiği Blade Runner. Şehir tasarımında bu sefer dev ekranlarda reklamlar var. Kalabalık ve kirli sokakların üzerinde uçan araçlar hala uzak bir ihtimal ama filmin de 1982 yapımı olduğunu unutmamak gerek.
Üniversite tezini robotlar üzerine vermiş bir bilgisayar mühendisi. Kılıcın yolunda ilerleyen, an itibariyle 2. Dan bir kendocu. Müzik tutkunu ve bilim kurgu hayranı. Kurduğu hayalleri yazıya dökmeye çalışan bir hayalperest."Ben bu dünyayı değiştiremeyeceğimi biliyordum; o yüzden başka dünyalara gittim." - PKD