Geçen sene, bilimkurgu okurlarına ilk kez merhaba diyen Lagari, dördüncü sayısıyla tekrar karşımızda. Mehmet Fatih Balkı‘nın büyük emekleriyle ortaya çıkan Lagari, bilimkurgu edebiyatımız için yeni kapılar açmayı ve yeni olanaklar yaratmayı da ihmal etmiyor: Fanzin dışında üç bilimkurgu fankiti çıkararak, yoluna devam ediyor.
Dördüncü sayıda, ilk olarak okurları Cem Özkeser‘in hazırladığı siyah ağırlıklı bir kapak karşılıyor. Arka kapaktaki siyah fon üzerindeki beyaz “Bilimkurgu Umuttur” yazısı ise oldukça etkileyici. İlk sayfada Lagari için bir yenilik de söz konusu: Yerli Bilimkurgu Edebiyatında yeni çıkan eserlere yer verilmiş: “Son Tiryaki“, “Hekate’deki Sır“, “Sentromer” ve “İçimdeki Robot“. Böylece, yerli bilimkurgu edebiyatına destek de çıkılmış oluyor. Bu tür destekler önemli; çünkü yerli bilimkurgu edebiyatı eserleri için çok büyük reklam ve tanıtım olanakları mevcut değil.
Bu sayıda da yine birbirinden sağlam bilimkurgu öyküleri var: Mehmet Fatih Balkı’dan “Ölmeden Birkaç Dakika Önce“, Kasvet Ulu‘dan “At Nalı Yengeci“, Mehmet Gökçe Ay‘dan “Kanyonaltı’nda Bir Tekinsiz“, Murat Kaya Beşiroğlu‘ndan “Yüzleşme“, Tuğrul Sultanzade‘den “Böcek Bitki Rahibi“, Morpheus‘dan “Diğerleri“, Ruhşen Doğan Nar‘dan “Valhalla’ya Gider İken” ve Gökcan Şahin‘den “Geleceğin Panoraması“.
Murat Çalış‘ın fanzinin ortasında, iki sayfalık harika bir bilimkurgu çizimi mevcut. Bunun dışında, Burak Kaya‘nın yazdığı, “Love, Death & Robots”a ilişkin inceleme yazısı bu sayıya renk katıyor.
Lagari’nin olmazsa olmazlarından biri de keyifli söyleşileri. Bu sayıda, Bilimkurgu Kulübü‘nün kurucusu İsmail Yamanol‘la eğlenceli ve bilgilendirici bir söyleşi var. Bilimkurgu Kulübü okurlarının bu söyleşiyi okumasını özellikle öneririm. Söyleşiden uzun bir alıntı da yapmak istiyorum. Mehmet Fatih Balkı’nın “Geçmiş ve günümüz yerli bilimkurgu edebiyatını nasıl görüyorsunuz?” sorusuna İsmail Yamanol şöyle cevap veriyor:
“Bilimkurgu edebiyatımızın gidişatından memnunum. Bilimkurgu bir zamanlar bu ülke insanına yakıştırılan bir şey değildi. Okurun genelinde hep bir eğretilik algısı vardı. Neyse ki bu algı büyük oranda kırıldı. Gördüler ki bizim insanımız da gayet iyi bilimkurgu yazabiliyor. Günümüzde üretim arttığı gibi, bu üretimlere olan talep de artıyor. Eskiye nazaran kitap raflarının zenginleşmeye başladığı bir gerçek. Öykü antolojileri, orada burada sıkça görülmeye başlanan romanlar bunun en güzel ispatı. Daha da iyi olacak. Bir gün bu ülkeden de Hugo Ödülü kazanan yazarlar çıkacak. Çünkü neden olmasın?”
Lagari Bilimkurgu Fanzini, kalitesini yükselterek yoluna devam ediyor. Tek ihtiyacı olan ise daha fazla bilimkurgu okuruna ulaşıp onların takdirini kazanmak. Bu açıdan, Lagari ekibinin yalnız bırakılmaması ve desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Umarım, yolu uzun olur.
Hazırlayan: Ruhşen Doğan Nar