Uzun süre boyunca yüz tanıma, bilimkurgu filmlerindeki bir öğeden ibaretti ve fütüristik bir konseptten fazlası değildi. Ama gelecek çoktan geldi bile; üstelik insanlar tam olarak tehlikelerini anlayamamışken. Zira işin ucunda, vatandaşların mahremiyetini ihlal etme tehlikesi de var.
Yüz tanıma programı, uzak geleceğin bir teknolojisi olmaktan çıkıp günümüzün gerçeğine dönüştü. New South Wales Üniversitesi’nden araştırma görevlisi Dr. David White, bunun CCTV kamerası görüntüleriyle güvenlik veritabanındaki polis fotoğraflarının karşılaştırılması esasına dayalı olarak çalıştığını söylüyor ve sistemin parmak izi gibi benzersiz bir yüz imzası oluşturduğunu belirtiyor. “Yüz tanıma programı yüze ait özellikleri, genel şeklini ve cilt dokusu arasındaki farklılıkları göz önüne alan karmaşık bir model,” diye ekliyor. Ancak yüz tanımanın henüz emekleme çağında olduğuna da dikkat çekiyor. Dolayısıyla hatasız çalıştığını söylemek şimdilik mümkün değil.
Avustralya Mahremiyet Vakfı başkanı David Vaile, yüz tanıma teknolojisinin bazen yüzde 15, yüzde 20’lere çıkan kaygı uyandırıcı hata oranına sahip olduğunu açıkladı. “Kimse sizin dijital bilginizi koruduğu sözünü veremez ve tüm bilgileriniz, sınırlı denetime sahip her tür devlet birimi tarafından didiklenebilir. Bilgilerinizin kötüye kullanılma tehlikesi her zaman vardır,” diye uyarıyor. Yüz tanıma teknolojisinin doğruluğu, olası eşleşmeler konusunda son kararı veren insanlara bağlı ve araştırmalar, insanların bu konuda birçok hata yapabildiğini ortaya koydu.
Avustralya hükümeti, parlamentodan tartışmalı bir yasa geçirmeye çalışıyor. Yasaya göre İçişleri Bakanlığı, Avustralyalıların tüm biyometrik bilgilerini genel yüz tanıma merkezinde toplayacak ve diğer devlet birimleriyle paylaşacak. Hukukçular ve insan hakları uzmanları, yasanın denetim eksikliği olduğu konusunda hemfikir. Ayrıca yasa, vatandaşların ehliyet fotoğraflarının devletin diğer birimleriyle paylaşılmasını öngörüyor. Yasanın savunucuları ise, bunun terörizm şüphelileri başta olmak üzere suçluları bulmaya yardım edeceği fikrinde.
Avustralya Adalet Kurulu başkanı Morry Bailes, yasanın kötüye kullanılmaya açık olduğunu, insanların mahremiyetini ihlal edeceğini, küçük suçlar yüzünden tutuklanmaların yaşanabileceğini vurguluyor. Ayrıca insanların ırkı, etnisitesi veya inancı yüzünden hedef gösterilebileceğinin de altını çiziyor. Avustralya İnsan Hakları başkanı Kristin Klugman, mecliste şunları dile getirdi: “Emniyet ve güvenlik adına bir insanın rızasını görmezden gelmek, Avustralyalı yetişkinlere saygısızlıktır; bu onlara çocuk gibi davranmaktır. Toplumda bir kişinin yüzünü saklamasının yasaklanmasına çok az kaldı demektir.”
Hazırlayan: Ruhşen Doğan Nar | Kaynak