Gökyüzü ilginizi mi çekiyor? Yıldızları, bulutsuları, gezegenleri gözlemlemek mi istiyorsunuz? Bu konuda yalnız değilsiniz, çünkü gökler binlerce yıldan beri insanların ilgisini çekiyor ve meraklıları tarafından gözleniyor. Ama önce şu teleskop hevesinden vazgeçin! Ucuz Çin malı teleskoplardan söz etmiyorum sadece, nispeten kaliteli ve pahalı olanları da almayın diyorum. Şimdilik tabii… Çünkü teleskop başlangıçta işinize yaramadığı gibi, sizi hayal kırıklığına uğratacaktır.
Bunun çeşitli nedenleri var. Şöyle ki:
1. Gökyüzünü çıplak gözle tanımadan, aradığınız cismi zaten teleskopla bulamazsınız.
2. Teleskoptan bakınca göreceğiniz fazla bir şey de yok. Fotoğraflarda rengarenk görünen bulutsuları ve gezegenleri teleskopla göreceğinizi sanmayın. Görebileceğiniz en fazla belli belirsiz birtakım beyaz lekeler olacaktır. Bulutsulara ve gezegenlere ait o muhteşem fotoğraflar özel filtrelerle, uzun pozlamayla ya da gelişmiş teleskoplarla çekiliyor. (Mesela Hubble ile)
3. İnsanlık binlerce yıl yalnızca gözlerini kullanarak gökyüzünü gözlemlemiş, birçok bilgiyi bu sayede elde etmiştir. Çünkü göz iyi bir gözlem aracıdır.
4. Yeni başlayanlar için kaliteli bir dürbün teleskoptan daha iyidir. Çünkü dürbünü elde tutması ve taşıması kolaydır. Üstelik bir dürbünle yapabileceğiniz birçok gözlem vardır. Teleskobu elde tutarak gözlem yapamazsınız, titrer… Oysa ufak bir dürbünü rahatlıkla elde tutabilirsiniz. Ayrıca dürbün teleskoba göre daha geniş bir görüş açısı sağlar. Andromeda Galaksisi‘nin tamamı teleskopla görülmez, ama dürbünle rahatlıkla görebiliriz. Andromeda, gökyüzünde oldukça büyük bir yer kaplar çünkü…
5. Bir süre sonra astronomiye merakınız geçse bile elinizde iyi bir dürbün kalır. Ama hiçbir işinize yaramayan teleskobu ne yapacaksınız?
6. Galieo’nun büyük keşiflerini yaptığı teleskop kabaca 10×50’lik bir dürbündü. Gökyüzü gözlemi için bu format yeterlidir. Ama kalitesiz bir dürbün almayın. Nikon, Zeiss vs. gibi markaları tercih edin.
7. Bilgisayarınıza Celestia ya da Stellarium gibi bir yazılım yükleyin. Bunlar o anda gökteki yıldız, gezegen ve takım yıldızların yerini size gösterir. Android telefonlara yüklenen bir uygulama olan Google Sky da çok işinize yarayacaktır.
8. Gezegenleri ve takımyıldızları tanıyın, çok zor değildir. Gezegenleri tanımak çok kolaydır (aşağıda anlattım). Takımyıldızlarını tanımak da çok işinize yarar, bu sayede gökyüzünde aradığınız cisimlerinin yerini rahatça bulabilirsiniz. İlk tanıyacağınız takımyıldızlar tabii ki Büyük Ayı, Küçük Ayı ve Avcı’dır (Orion). Daha sonra sırayla birçoğunu öğrenirsiniz. (Kral, Kraliçe, Akrep, Koç, Aslan, Kuğu, Büyük Köpek, Ejderha vs.)
9. Ekliptik yani Tutulum Çemberi‘nin ne olduğunu öğrenin (Tutulum, Güneş’in bir yıl boyunca sabit arka plan yıldızlarına göre gökte izlediği yol demektir). Gezegenler, Ay, Güneş ve zodyak takımyıldızları hep bu çember üzerinde yer alır. Hatta kuyruklu yıldız ve asteroidlerin de çoğu ekliptik üzerindedir.
10. Burç takımyıldızlarını yani Zodyak‘ı tanıyın. Aslan, sadece gazetede yazılan günlük fal demek değildir. Aslan, İkizler, Boğa, Başak… Hepsi de tutulum çemberi üzerinde yer alan takımyıldızlarıdır. Böylece kendi falınıza kendiniz bakabilirsiniz (şaka şaka, fala ve astrolojiye inanmayın sakın!)
Şimdi, yeni başlayanlar için gökyüzünde gözlenebilecek hedeflerden bazılarını sayalım.
Ay
Ay gözlem yapmak için iyi bir hedeftir. Galileo‘nun da kendi yaptığı teleskopla (ki aslında bir dürbündür) gözlemlediği ilk cisimlerden biri Ay’dı… Yalnız, Ay’ı dolunayken gözlemlemeyin, parlaklığı rahatsız eder. Pek de bir şey göremezsiniz.
En iyisi Ay’ı yarımay evresindeyken gözlemektir. Böylece Güneş ışığının oluşturduğu uzun gölgeler sayesinde Ay’daki dağları, vadileri ve krater çukurlarını rahatlıkla görebilirsiniz. Galileo da böyle yapmıştı. Hatta Ay’daki dağların yüksekliğini bile tahmin etmişti.
Venüs
Venüs en kolay gözlenebilen gezegendir. Güneş doğmadan hemen önce ya da battıktan hemen sonra gözlenir. Çok parlak bir yıldız olarak görünür. (Ama göz kırpamayan bir yıldız, unutmayalım ki gezegenler göz kırpmazlar). Dolunaydan sonra gökteki en parlak cisim Venüs’tür. Güneş battıktan sonra batı yönünde göreceğiniz en parlak cisim odur.
Venüs insan gözüne genellikle klasik beş köşeli yıldız yani pentagram biçiminde görünür. En azından bana öyle görünüyor. Her insanın göz yapısı farklı olduğuna göre size başka türlü görünebilir. Venüs 8 yılda yaklaşık beş kez Dünya’ya en yakın konuma gelir. Dünya’ya yakın konumdayken daha parlak görünür. Eğer bu konumdayken Venüs’e dürbünle bakarsanız hilâl biçiminde olduğunu görürsünüz. Çünkü Venüs’ün de evreleri vardır. Venüs’ün daima gün doğumu ya da gün batımında görünmesinin nedeni Güneş’e yakın olmasıdır.
Mars
Gökyüzünde belirgin bir şekilde görünen ikinci gök cismi Mars olacaktır. Mars kırmızımtırak rengiyle dikkatimizi hemen çeker. Parlak bir gezegendir. Mars’ın hareketlerini uzun süreler boyunca gözlerseniz, tutulum çemberinde yaptığı geri harekete şahit olabilirsiniz. Geri hareket bir gezegenin tutulum çemberinde genellikle yaptığı hareketin tam ters yönünde hareket etmesidir. Geri hareket antik dünya astronomlarını en çok uğraştıran gizemdi…
Birçok ilk çağ astronomu geri hareketin düzenini keşfetmeye çalışmıştır. En kapsamlı çalışmayı Batlamyus yapmıştır. Her ne kadar İlk Çağda Güneş Merkezli sistem Aristarkhus tarafından ileri sürülmüş ve daha sonra birkaç kez gündeme gelmiş olsa da geri hareketin sırrı Kopernik‘e değin tam olarak çözülemedi. Batlamyus dahil, hiç bir eski çağ astronomu geri hareketi tam olarak açıklamayı başaramadı. Ancak Kopernik, Güneş’i merkeze oturtarak, gezegenlerin bu tuhaf davranışını ilk kez açıklamayı başardı. Ancak Kopernik’in sistemi de hatalıydı tabii ki, çünkü gezegenlerin yörüngelerini daire kabul etmişti. Kepler tarafından yörüngelerin elips biçiminde olduğu çözüldükten sonra, geri hareket hem tam olarak anlaşılmış, hem de büyük bir kesinlikle hesaplanır olmuştu. Siz de eski çağ astronomları gibi sabırla gezegenlerin konumunu gözlemleyip kaydedebilirsiniz. Kendi gözlerinizle geri harekete şahit olmaktan büyük bir haz duyacaksınız. Özellikle Mars’ın gözlemi bu hareketi anlamanızı sağlayacaktır. Geri hareket Jüpiter için çok yavaş; Venüs ve Merkür için ise gözlemlenmesi zordur. Bu hareketin en rahat gözlemlenebildiği gezegen Mars’tır.
Jüpiter
Dürbünle ilk kez Jüpiter’e baktığımda, kahverengi bantlarını ve kırmızı lekesini göreceğimi sanıyordum. Onun yerine çıplak gözle gördüğümden biraz daha parlak bir yıldız görmek beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Acaba baktığım şey gerçekten de Jüpiter miydi? Bundan emin olamıyordum. Sonra birden o parlak noktanın iki yanına sıralanmış sivrisineklere benzeyen dört küçük boncuğu fark ettim. Bunlar da neyin nesiydi? Dört tane toplu iğne ucu büyüklüğünde minik cisim merkezdeki parlak noktanın etrafına cetvelle çizilmiş gibi düzgün bir şekilde dizilmişti. Bu görüntünün dürbünün merceğindeki bir yansımadan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için dürbünü sağa sola oynattım. O şeyler gerçekten de oradaydı. Sonra birden jeton düştü… Bu baktığım parlak yıldız Jüpiter olmalıydı, o dört minik nokta da uyduları… Heyecandan ellerimin titrediğini ve eşime, “Gel bak, Jüpiter’i ve uydularını görebiliyorum!” diye bağırdığımı hatırlıyorum. O gün saatlerce balkondan ayrılamadım ve sürekli Jüpiter’e baktım. Her baktığımda uyduların yer değiştirdiğine şahit oldum. İşte o an kendimi büyük Galileo gibi hissetmiştim. O büyük dâhi, tıpkı benim gibi heyecanlanmış olmalıydı. Ama o benim gibi sadece gözlemlemekle yetinmedi. Gördüğü şeyden büyük ve doğru sonuçlar çıkarmayı da başarmıştı. Üstelik gördüğü şeyin ne olduğunu da tam olarak doğru tahmin etmişti. Bir amatör astronom olarak Jüpiter’e ilk baktığınızda sanırım siz de aynı duyguları yaşayacaksınız.
Jüpiter sarımtırak, parlak bir gök cismidir ve amatör gözlemciler için iyi bir hedeftir. Jüpiter’e dürbünle bakıldığında ekvatorundan geçen hayali bir çizgi (yörünge düzlemi) boyunca sıralanmış dört büyük uydusunu rahatlıkla görebilirsiniz. Bu dört büyük uyduya onları ilk kez keşfeden Galileo’ya ithafen Galileo uyduları denir (Ganimede, Kalisto, Io ve Europa). Onlara dürbünle ilk kez Galileo baktığı için ilk kez onun keşfetmesi de normal tabii… Bu dört uydunun dördünü aynı anda göremeyebilirsiniz. Bu uydular Jüpiter’in etrafında döndükleri için yarımşar saat arayla baktığınızda yerlerinin değiştiğini göreceksiniz. Bu uydular saat gibi düzenli bir şekilde Jüpiter’in etrafında dönerler, hatta Galileo onları saat olarak kullanmayı düşünmüştür. Bu uydular yer merkezli sistemi çökerten ilk gerçek kanıtı sağlamışlardır. Bütün gök cisimlerinin Dünya çevresinde dolanmadığı ilk kez bu uydular sayesinde kanıtlanmıştır.
Merkür
Merkür de Venüs gibi güneş doğmadan hemen önce ya da battıktan hemen sonra görünür. Akşamüstleri batı ufkunda Merkür’ü görebilirsiniz. Batı ya da doğu ufkunda Venüs kadar parlak olmayan ikinci gökcismi Merkür’dür.
Yalnız Merkür, gözlenmesi zor bir gezegendir. Her zaman görünmez.
Avcı (Orion) Takımyıldızı
Büyük Ayı’dan sonra gökyüzünde en kolay bulunabilen ve en çok tanınan takımyıldızı Orion‘dur (Avcı). Kış aylarında gözlenmesi daha kolaydır, çünka akşamın daha erken saatlerinde görünür. Avcı o kadar belirgin bir takımyıldızdır ki ışık kirliliğinin olduğu şehirlerde bile onu kolayca bulabilirsiniz. Gökyüzünde yan yana sıralanmış üç yıldız mı gördünüz? İşte bu Avcı’dır, daha doğrusu Avcı’nın kemeri ya da kuşağı… (Orion Belt). Bu kuşağın üstünde iki, altında iki parlak yıldız göreceksiniz. Üstteki iki yıldız Avcı’nın omuzlarını oluşturur, alttakiler ise bacaklarını… Genel olarak Avcı bir papyona benzer.
Avcı’nın sol omzunu oluşturan kırmızı renkteki parlak yıldız Betelgeuse’dür. (Beyt-El Cüz… Birçok yıldız adının kökeninin Arapça olduğunu da belirtelim bu arada.) Betelgeuse, gerçekten de bir kızıl devdir. Avcı’nın sağ alt ayağını oluşturan mavi parlak yıldız ise Rigel’dır. Avcı’nın sol dizindeki yıldız ise aslında bir yıldız değil, meşhur Avcı Bulutsusu‘dur. (Orion Nebula). Avcı Bulutsusu’nu bir dürbünle görebilirsiniz. Teleskopla daha iyi görünür. Avcı Bulutsusu’nda yeni yıldızlar doğmaktadır. Avcının kemerini oluşturan yıldızların adı ise soldan sağa doğru: Alnitak, Alnilam ve Mintaka’dır. Avcı’nın kemerini oluşturan üç parlak yıldızı sol alt köşeye doğru izlerseniz Sirius yıldızına ulaşırsınız.
Sirius
Ufka yakınken renk değiştiren bir yıldız gördüğünüz zaman bilin ki o Sirius’tur. Gökyüzünün en parlak yıldızıdır. Sirius’un renk değiştirmesi göz aldanmasıdır. Parlaklığından dolayı göz kırpması sırasında farklı renkler oluşur. Uzun pozlama ile fotoğraf makinesini hareket ettirerek çekilen fotoğraflarda Sirius’un renk değiştirdiği açıkça görebilirsiniz. Üstelik böyle bir fotoğrafı siz de çekebilirsiniz.
Sadece makinenizi Sirius’a yöneltin ve fotoğrafı çekerken de elinizi oynatın. Çektiğiniz fotoğraftaki yıldızın renkli çizgiler halinde kaydolduğunu hayretle göreceksiniz.