yaşayan dinozor

Yaşayan Dinozor: Avian

“Dinozor”…. Bu sözcüğü duyduğunuzda aklınıza kertenkele benzeri, korkutucu ve kana susamış yırtıcılar mı geliyor? Peki ya size bunun o kadar da basit bir kelime olmadığını söylesek? Mesela kuşların da dinozor olduğunu öğrendiğinizde, onlara olan bakış açınız değişir miydi?

İşte Pedram Türkoğlu tarafından kaleme alınan ve Ginko Bilim etiketiyle piyasaya sürülen Yaşayan Dinozor: Avian‘ın amacı, çocukluğumuzdan itibaren beyaz perdede karşımıza çıkan dinozor imgesini, bilimsel çalışmalar ışığında anlaşılan ve araştırılan gerçek dinozorlarla değiştirmek. Kitapta, güncel bilimsel gelişmelere paralel olarak dinozorların gerçek görünüşleri, tüyleri, anatomileri ve kuşlarla akrabalıkları, bunların yanı sıra Jurassic Park efsanesi, kuşlar ile memelilerin evrimi ve daha birçok konu işleniyor. Takip edenlerin de bildiği üzere, geçtiğimiz yıllarda paleobiyoloji ve paleontoloji alanında önemli gelişmeler yaşandı. Bu önemli gelişmelerden biri de, öteden beri tanıdığımızı sandığımız çoğu dinozorun aslında “kuş benzeri” görünüşe sahip olduğunun ortaya çıkmasıydı.

Paleontolojinin Rönesansı: Tüyler!

Frederic Wierum tarafından çizilen bilimsel olarak tutarlı bir Velociraptor illüstrasyonu.

Dinozorlarda tüylerin keşfiyle adeta bir “yeniden doğuş”, yani Renaissance yaşandı. Bu rönesansın fikir babalarından biri de kuşkusuz John Ostrom‘du. Elbette dinozorlardan kuşlara geçişi resmeden Gerhard Heilmann’ı ve öncesinde Darwin’in meşhur savunucularından Thomas Huxley’i de unutmamalıyız.

Özellikle bilimkurgu yapımlarına baktığımızda, dinozorların kana susamış korkutucu kertenkeleler olarak resmedildiğini görüyoruz. Evet, Jurassic Park‘ın ilk yazıldığı tarihlerde paleobiyoloji bilgimiz bu kadar engin değildi ve dolayısıyla bilgi düzeyi şimdiye nazaran kısıtlıydı. Peki günümüzde bile dinozorların bu şekilde resmedilmesine ne demeli? Popülarite kaygısı mı? Popülerlik, gerçeklerden daha mı değerli? Amacımız bilimsel anlamda elde edilen bu bilgileri gerek popüler bilim, gerekse bilimkurgu yapımlarında görmek. Ray Bradbury’nin dediği gibi “Hayal edebildiğin her şey kurgu, başarabildiğin her şey ise bilimdir. İnsanlık tarihi başlı başına bilimkurgudur.”

Güncel veriler ışığında Saurian oyun şirketi tarafından tasarlanan tüylü Tyrannosaurus rex.

18. yüzyılın başlarında, dinozorlarla ilgili bambaşka görüşlere sahiptik. Adeta pullarla kaplı katiller olarak tasvir ediyorduk. Şu an ise paleontoloji ve paleobiyoloji alanında inanılmaz bir yükseliş dönemindeyiz. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte fosillere erişim de kolaylaştı.

Neredeyse her ay yeni bir paleontolojik keşifle karşı karşıyayız. Aynı zamanda bu fosiller de artık son derece ayrıntılı bir şekilde incelenebiliyor. Bir fosilin 3B taraması yapılabiliyor ve bilgisayar ortamında bir animasyonu dahi oluşturulabiliyor. Sonuç olarak, çoğu dinozorun kertenkele veya timsah benzeri dış görünüşe (morfoloji) sahip olmadığını; daha ziyade kuşlara benzediğini biliyoruz. Hatta sadece dış görünüşleri değil, fizyolojileri ve anatomileri de kuşlar gibi.

2020’de Nizar İbrahim ve ekibi tarafından yayımlanan güncel Spinosaurus anatomisi.

Yeni çıkmış bir akım gibi görünen “tüylere karşı gelme sendromu” sizi yanıltmasın. Onları gerçekten gördündükleri gibi yansıtmak yeterince muhteşem değilmiş gibi, Hollywood filmleri de aynı sendromdan muzdarip. Dinozorlarda tüy bulunması onları daha az çekici yapmıyor. Tam aksine, kuşlarla olan yakın akrabalıklarından dolayı daha da harika kılıyor! Zaten bir canlıyı gerçekçi şekilde yansıtmak neden kötü olsun? Örneğin televizyon programlarını ve Hollywood filmlerini süsleyen meşhur T. rex’in kısmen tüylü gösterilmesinde ne sakınca var? Galiba bu, biraz da konuya nereden baktığınıza bağlı. Hayal dünyasından mı, yoksa gerçeklerden mi? Amerika’nın simgesi “kel kartal” tüylü diye karizması mı çiziliyor?

Unutmayın, dinozorlar film canavarlarından ibaret değil; gerçekte yaşamış canlılar. Dahası, kuşların bu canlılarla akraba olduğunu bilmek nefes kesici ve tüylü dinozorların bir zamanlar bu gezegende hüküm sürdüğünü hayal etmek aynı ölçüde ilham verici. İşte evrimin karşı konulamaz değiştirici gücüne en güzel örneklerden birisi de bu.

Yazar: İsmail Yamanol

Amatör bir düş gezgini, saplantılı bir bilimkurgu hayranı. Kuruculuğunu ve genel yayın yönetmenliğini üstelendiği Bilimkurgu Kulübü'nde at koşturmayı sürdürüyor.

İlginizi Çekebilir

komplo teorileri

En Uçuk Komplo Teorileri #4

Bitti mi sandınız? Hayır! Gün geçmiyor ki insan zekâsının (şu durumda ahmaklığının daha doğru olacak) …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin