yapay zeka tasarım

Yapay Zeka Sanat Yapabilir mi?

Fransa’nın soylu ailelerinden de Belamy’lerin portrelerinden oluşan bir sergiyi inceliyorum. 18.yüzyıl Fransız soylularından beklenebilecek asil ve vakur duruşlar, derin bakışları ilk anda fark ediyorum. Ve klasik yağlı boya çizimi 18. yüzyıl portreleri; pointilizmi andıran bir teknikle yeniden yorumlanmış. Geçmişi gelecekle bütünleştiren bu modern yorumu takdir ediyor ve eserin sahibini soruyorum. Ve asıl hikaye şimdi başlıyor.

Klasik portrelere getirilen bu cesur yorumlar, bir sanatçının eseri değil. Hatta eserleri yapan, insan bile değil. Peki kim? Ya da ne? Eserleri tasarlayan, bir algoritma. Yani yapay zekâ. Yapay zekânın sahibi ise, Obvious isimli Paris merkezli bir sanat kolektifi. Görsel sanatçılar, tasarımcılar ve yazılımcılardan oluşan ekip, gelişmiş yapay zekâ algoritmaları kullanarak portreleri üretiyor.

De Belamy portre

Tasarım süreci birbirini izleyen adımlardan oluşuyor. İlk olarak, ortak bir temaya sahip çok sayıdaki resim ve görsel veri havuzuna yükleniyor. Portre tasarımı için insan yüzleri içeren görseller tercih ediliyor. Ardından veri havuzundaki görseller kaynak olarak alınıyor ve yapay görsel üreten makine öğrenmesi algoritması (GANs-Generative Adversarial Networks) çalıştırılarak yeni ve özgün portreler tasarlanıyor. Tasarlanmış portreler, hedeflenen sanatsal akıma göre yeniden şekilleniyor, Obvious’un portreleri pointilist ve hatta Picasso’dan esinler taşıyor. Ve dijital görseller, yüksek çözünürlüklü halde kanvas tablolara basılıyor. Tablonun bir köşesinde ise ressamın imzası yerine kullanılan algoritmanın formülleri yer alıyor.

de Belamy ailesinin portre sergisi, sanatseverlerin beğenisini kazanmanın da ötesine geçiyor. Dünyanın en saygın galerilerinden olan Christies’de sergileniyor ve tek bir portre 432.500$’a alıcı buluyor, sanat eleştirmenlerinin tahminleri ise 10.000$’ı geçemeyeceği yönündeydi.

yapay zeka müzik

Yapay zekâ yalnızca resim yapmıyor, müzikle de ilgileniyor. Amerikalı akademisyen ve müzisyen David Cope, bu alanda öncü çalışmalara sahip. 1980 gibi erken bir tarihte algoritmalarla müzik üretmeye başlayan Cope; Beethoven, Vivaldi ve Bach gibi bestecilerin eserlerinden ilham alarak klasik müzik senfonileri üretiyor, eserlerini YouTube ve Spotify’da paylaşıyor.

Luxemburg merkezli algoritmik müzik tasarlayan start-up AIVA ise, çoğunlukla rock, piyano, modern gibi istenilen temaya uygun fon müzikleri ve soundtrack’ler üretiyor. Sözlerine kadar algoritma ürünü olan bir senfonik eserleri, Luxemburg’un milli bayramı için tasarlandı ve ülkede büyük beğeni topladı. Dahası da var, AIVA algoritmaları, yasal düzlemde sanatçı olarak tanındı ve eserleri telif koruması altına alındı.

Gerçek bir besteciye ait klasik müzik eseri ve algoritmanın tasarladığı bir parçayı ayırt edebilir misiniz?

blade runner

“Limanın hüznünü kimsesiz
Mesleksiz meşrepsiz edebsiz
Varlığın ilacım yokluğun
Tanrının gördüğü düşleriz”

Bu dokunaklı satırların sahibi Deniz Yılmaz, çok üretken bir şair. Sürekli şiir yazıyor ve Posta Gazetesi’nin “Yurdumun Şairleri” köşesine gönderiyor. Ne yazık ki bugüne kadar hedefine ulaşamadı, ama denemeye devam ediyor. Küçük bir ayrıntı: Deniz Yılmaz bir yazılım. Türkiye’de dijital sanatın öncülerinden olan Bager Akbay tarafından tasarlandı. Kaynak olarak Yurdumun Şairleri köşesine gönderilen 12 bin şiir alındı. Şiirlerdeki kelimelerin kullanılma sıklığı, hangi kelimelerin birbirini takip ettiği gibi parametreler hesaplandı. Ve en sık kullanılan kelimelerle ortalama bir şiir ortaya çıktı.

Deniz Yılmaz’da ortalama bir isim, cinsiyet belirtmeyen Deniz ve en çok kullanılan soyadı Yılmaz. Ve yazdığı algoritma ürünü şiirlerin ötesinde, Deniz Yılmaz robot bir kola sahip, bu sayede şiirlerini bizzat kendisi yazabiliyor.

deepdream resim

Resim, müzik hatta edebiyat… Yapay zekânın el atmadığı bir alan bulmak giderek zorlaşacak. Adım adım biz insanların en özel, en eşsiz yeteneklerine göz dikecek, yaratıcılık yeteneğimizi aştığını iddia edecek. Ama biliyoruz ki Yapay zekâ bir hedef için üretilmiş anlık bir araç. Yaptığı sanatsal üretimler, insanlar tarafından verilmiş görevlere kendi kısıtlı yorumunu katmaktan ibaret. Ne geçmişi var, ne geleceği ne de bir hayat hikâyesi. Yani kendi özgün üretimini ortaya çıkarmak için bir yaşanmışlık, bir anı, bir hikâye taşımıyor. Ve kendiliğinden sanat üretmek için bir kaygı duymuyor. Ancak bizimle birlikte, insanın çizdiği çerçevede bir değer üretebiliyor. Henüz tek başına, bağımsız bir sanatçı değil. Sanatçının asistanı, ortağı ve ekibin genç ve yetenekli üyesi. Ve uzun bir süre daha, yaratıcılığını ortaya koymak için biz İnsanları izlemesi gerekiyor.

Yapay zekânın dinamik sanatını merakla izlemeye devam edin.

Hazırlayan: Emre Yorgancıgil

Kaynakça:

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

ikinci insanlik

Yapay Zekâya Karşı Gelmek: İkinci İnsanlık

“Belki de insan olmak tam da bundan ibaretti: ötekilerle aynı ama benzersiz olabilmek, herkes gibi …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et