Yaklaşık 40 yıl önce, uzaydan gizemli bir sinyal aldık. 72 saniye süren bu sinyal o kadar olağan dışıydı ki “Wow! Signal” olarak adlandırıldı ve kaşifi tarafından böyle not edildi. O zamandan beri, bu sinyalin kaynağı bulunamıyor. Kaynağı açıklayabilmek için tuhaf fenomenler, gelip geçici olaylar ve uzaylılar bile öne sürüldü; ancak Floridalı bir profesör başka bir açıklama bulmuş olabileceğini söylüyor.
Florida’daki St. Petersburg Koleji’nde bir astronomi profesörü olan Antonio Paris, sinyalin bir veya iki tane hareketli kuryruklu yıldızdan kaynaklanmış olabileceğini düşünüyor. Bu kuyruklı yıldızlar o zaman bilinmiyordu, ancak 1977’deki yörüngeleri ve pozisyonlarının, sinyalin kaynağına bir hayli yakın olduğu anlaşıldı.
Orijinal keşfi yapan Ohio merkezli The Big Ear teleskobunun sabitlenmiş bir görüş alanı vardı, yani gökyüzünü taramak için Dünya’nın dönüşüne bağlıydı; herhangi bir alanı 72 saniyeliğine gözleyebiliyordu. 15 Ağustos 1977’de sinyali aldığında Chi Sagittari yıldız kümesine doğru incelemelerde bulunuyordu. Bu sinyalin kaynağının dünya dışı olduğu çok açıktı ve ne olduğunu anlamak için ek incelemeler gerektiriyordu.
Aynı bölge, o zamandan beri birkaç kez daha gözlemlendi ama bu muhteşem keşif bir daha tekrarlanmadı. Bu nedenle bazı bilim insanları, sinyalin kaynağını tam o zamanda bölgeden geçen bir gök cismine bağladılar ve dolayısıyla bu olayın bir defaya mahsus bir olay olduğunu belirttiler. Bu açıklama Paris’in, 266P/Christensen ve P/2008 Y2 (Gibbs) adlı kuyruklu yıldızları incelemesine sebep oldu. Paris, New Scientist dergisine yaptığı açıklamada “Bu fikir, araba kullanırken aklıma geldi. Yeterince hızlı hareket eden bir gök cisminin, bu sinyalin kaynağı olup olamayacağını düşündüm.” diye konuştu.
Sinyal, 1420 MHz’de gözlendi. Teleskop bu frekansı, o dalgaboyunda salınım yapabilen doğal hidrojeni gözlemek için kullandı. Paris’in iddiasına göre, her iki kuyruklu yıldız da çok fazla miktarda su bırakıyordu ve Güneş’ten gelen ultraviyole (UV) ışınlar ise suyu parçalayarak hidrojenin serbest kalmasını sağlıyordu.
Bazı araştırmacılar ise daha şüpheci, çünkü bu denli güçlü bir sinyal oluşturmak için kuyruklu yıldızların önemli miktarda hidrojen salınımı yapması gerekiyor. Pasadena, California’daki Jet İtki Laboratuarı’nda çalışan James Bauer, New Scientist dergisine şöyle konuştu: “Kuyruklu yıldızlar 21 santimetrede (sinyalin gözlemlendiği dalgaboyu) gözlemlenebilseydi, bu dalgaboyunda neden daha sık gözlemlenmediğini çok merak ederdim.”
Antonio Paris de hipotezin reddedilmeden önce sınanması fikrinde. Bunun için çok fazla beklememize de gerek yok. Çünkü 266P/Christensen kuyruklu yıldızı, 25 Ocak 2017’de; P/2008 Y2 (Gibbs) kuyruklu yıldızı ise 7 Ocak 2018’de aynı bölgeden geçecekler. Astronnomlar, bu gök cisimlerinin evrende ne hızla hareket ettiklerini ve radyo salınımlarını inceleyerek, söz konusu olağan dışı sinyalin asıl kaynağının kuyruklu yıldızlar olup olmadığını anlamayı planlıyor.
Kaynak: New Scientist