Günümüzde şehir merkezlerindeki trafiğin berbat olduğunu düşünüyorsanız, bir de sürücüsüz araçların yüklü park ücretleri ödemektense sürekli hareket halinde olmayı “tercih edecekleri” bir geleceği hayal edin. Daha da kötüsü, düşük hızlarda seyretmek daha az yakıt harcayacağından, California Üniversitesi Çevre Bilimleri Fakültesi’nden ulaştırma planlamacısı Doçent Adam Millard-Ball’a göre, otonom araçlar “zaman öldürürken” neredeyse durma noktasına gelecek kadar yavaşlayacak. “İnsanları araçlarını bırakıp toplu taşıma kullanmaya teşvik eden en büyük nedenlerden biri de park ücretleri; ancak otonom araçların hiçbir zaman park etmeye ihtiyaçları olmayacak. Seyir halinde kalarak park ücreti ödemekten kaçınabilirler,” diyor Millard-Ball ve ekliyor, “Bu da trafikte kaosa yol açabilir.”
Otonom veya sürücüsüz araçların gelecek beş ile yirmi yıl arası bir sürede hayatımızın neredeyse ayrılmaz bir parçası haline geleceklerini düşünen Millard-Ball’a göre, bu “robot kaynaklı trafik sıkışıklığı” senaryosunun gerçekleşmesi neredeyse kaçınılmaz. Şehir merkezlerindeki park ücretleri ve sürücüsüz araçların yaratacağı etkiyi inceleyen ilk araştırmacı olan Millard-Ball, park ücretleri ve park alanlarına erişimin araç trafiğini engelleyen en etkili yol olduğu görüşünde. Tahminlerini oyun teorisi ve bir trafik mikro simülasyonu kullanarak ulaştığı sonuçlara dayandıran Millard-Ball’a göre, San Francisco şehir merkezinde dolaşacak 2000 otonom araç bile trafiği saatte 3 kilometreye kadar yavaşlatabilir.
Park ücreti ödememek için hava limanları önünde sürekli dolaşan motosikletlileri hatırlatan Millard-Ball, “Trafiğin sıkışması için küçük bir müdahale bile yeterli olabiliyor,” diyor. “Sürücüler bu gibi durumlarda tekrar dolaşmamak için olabildiğince yavaş giderler.” Yolcu indirme-bindirme alanlarında uygulanan katı tedbirler ve bu alanlardan uzağa yerleştirilen ücretsiz park alanları hava limanlarındaki sorunu ortadan kaldırmış sayılır; ancak araştırmacıya göre büyük metropoller sürücüsüz araçlar için şehir merkezlerinin dışında, sürekli yolda olmaktan daha uyguna gelecek bir fiyata park alanı sunmakta zorlanabilir. “Elektrik giderlerini, aşınma ve yıpranma süreçlerini ve bakım masraflarını hesaba kattığınızda dahi, sürekli yolda kalmak sürücüsüz araçlar için saatte yaklaşık 50 sent tutacaktır: bu en küçük şehirlerdeki park ücretlerinden bile daha ucuz,” diyor. “Ücretsiz veya çok ucuz olmadığı sürece kim neden uzaklardaki park alanlarını tercih etsin?”
Millard-Ball’a göre bu konuya getirilebilecek düzenlemeler de yeterli olmayacak: “Zira ‘niyeti’ ölçümlemek zor. Söz gelimi, arabaların içinde yolcusu olmadan 10 dakikadan fazla gitmesini yasaklayabilirsiniz, ama ya araba yolcusunu almaya gidiyorsa?” Çözümse basit: Sıkışıklık ücreti. İsim veya uygulanış şeklinde farklılıklar olacaktır, ancak temelde bir tür kullanım ücreti işlevi görecek bir sistem. Londra’da motosikletliler, şehir merkezine girişte £11.50 gibi bir ücret ödüyor. Singapur ve Stockholm de benzer modeller uyguluyor. Sistemin daha gelişmiş versiyonlarında gidilen yol miktarına göre ücretler artabilir veya belli caddelere özel fiyat tarifeleri uygulanabilir.
Ekonomistler ve çevreciler sıkışıklık ücretinin tıkanıklığa ve çevre kirliliğine karşı etkili bir önlem olduğu konusunda hemfikir, ancak şehirde yaşayanların tepkisini çekeceği için de politik açıdan yanlış bir hamle. Yine de Millard-Ball bunu bir fırsat olarak görüyor: “Sıkışıklık ücreti uygulaması zor bir konu; halk o güne kadar bedavaya aldığı bir hizmete para vermek istemeyecektir,” diyor. “Ama şu anda kimse otonom araca sahip değil, bu yüzden de kamusal yolların kullanımı için alınacak ücrete karşı çıkacak bir seçmen kitlesi yok. Kâbus gibi bir trafikle yaşamak zorunda kalacağımız günler gelmeden önce bu uygulamayı hayata geçirmemiz şart.”
Dahası, Millard-Ball’a göre yasa koyucular için gidilen konuma, hıza, mesafeye, hatta aracın kullandığı şeride göre ödenmesi gereken ücreti hesaplamayı sağlayacak veriyi toplama açısından otonom araçlar biçilmiş kaftan olacak. “Toplanan ücretler şehirler için toplu taşımayı geliştirmekte kullanılabilir. Her ne yapıyorsak, bunu otonom araçlar çok daha yaygın hale gelmeden yapmalıyız.”