SpaceX Falcon Heavy’nin Önemi

6 Şubat Salı günü SpaceX firması Falcon Heavy ismini verdiği roketin ilk test fırlatışını gerçekleştirdi. Bir gün önce Elon Musk verdiği röportajda, “ya muhteşem bir yolculuk izleyeceğiz ya da insanlara pahalı bir havai fişek gösterisi sunacağız,” diyordu. Elon Musk, uzun menzilli bir roketin sözünü bundan tam 5 yıl önce vermişti ve sonunda sözünü tutmayı başardı.

Elon Musk, Falcon Heavy roketini uzaya gönderdikten sonra verdiği brifingte de, “Space X’te 3 defa Falcon Heavy programını iptal etmeyi düşündük. Merkez roket ile ilgili ciddi endişelerimiz vardı. Tasarımını baştan aşağı değiştirdik,” dedi. Peki, bu program SpaceX ve dünya için ne ifade ediyor? Neden bu kadar önemli?

Güç

Falcon Heavy, şu an dünya üzerinde kullanımda olan en güçlü roket olma özelliğini taşıyor. Falcon Heavy’nin gücü, fırlatılışının ardından sosyal medya üzerinde çeşitli tartışmalara neden olmuştu. İlk defa bu kadar güçlü bir roket yapılmıyordu. Daha önce Saturn V roketleri vardı ve  Falcon Heavy’den daha güçlüydüler. Evet, bu doğru ancak Saturn V roketleri son uçuşlarını yapalı 40 yıldan fazla oluyordu ve o günden bugüne Saturn V’lerin yerini alacak bir roket yapılmamıştı.

Bu noktada Falcon Heavy ve onun başarılı kalkışının ardından bir sonraki SpaceX roketi BFR (Big Falcon Rocket) devreye giriyor. Öncelikle Falcon Heavy mevcut durumuyla, dünya yörüngesine büyük yükler taşıyabilecek ve Ay’a insanlı uçuş yapabilecek kapasitede.

Alçak Dünya Yörüngesine (LEO) yük taşıma kapasitelerine bir göz atalım.

  • Saturn V – 140 ton (Yaklaşık olarak 33 fil)
  • Falcon Heavy – 64 ton (Yaklaşık olarak 13 fil)
  • BFR (Big Falcon Rocket) – 150 ton (Yaklaşık olarak 35 fil)

Bu yük taşıma kapasitesi mevcutta kullanılabilir olan roketlerin neredeyse 2 katı. Bu kapasite SpaceX’in alçak dünya yörüngesine daha ağır uydular fırlatmasının ya da daha yüksek sabit yörüngelere ulaşmasının önünü açacaktır. Saturn V roketleri kalkış sırasında yaklaşık 3500 ton itiş gücü üretirken, Falcon Heavy de 2300 ton itiş gücü üretebiliyor. Onun bir adım ötesinde bulunan BFR ise 5350 ton itiş gücü üretecek. Falcon Heavy’nin başarısı sayesinde BFR’nin gerçek olmasına bir adım daha yaklaştık.

Maliyet

Mevcutta United Launch Alliance’a ait Delta IV roketlerinin ağır yükleri taşıma maliyeti yaklaşık olarak 350 milyon ile 400 milyon dolar arasında değişmekteyken, Saturn V’lerin zamanında ortalama uçuş maliyetleri 185 milyon ile 200 milyon dolar arasındaydı.

Elon Musk’ın yaptığı açıklamaya göre tek bir Falcon 9 roketini fırlatma maliyeti 65 milyon dolar civarındayken, Falcon Heavy’nin maliyeti 90 milyon civarında. Azalan maliyetler sayesinde daha fazla kişi veya kurum uzaya bir şeyler göndermek veya kendileri gitmek isteyebilir duruma gelecektir.

Tekrar Kullanılabilirlik

SpaceX şirketi 21 Aralık 2015 günü, Falcon 9 roketini fırlattıktan sonra tekrar Dünya’ya döndürerek dikey inişi başardı. Kuzey yarımkürede kış gündönümü ve dolayısıyla en uzun gecenin yaşandığı gün gelen bu başarıyla birlikte “tekrar kullanılabilen roketler” çağı da başlamış oldu. Bu olaydan 3 yıl sonra Falcon Heavy ile yeni bir başarıya daha imza atarak dünya üzerinde kullanılan en güçlü roket sistemine bağlanmış 3 roketini geri indirmeyi denedi. Bunlardan yanlarda bulunan 2 tanesi başarıyla inerken, merkez roket olarak adlandırılan üçüncüsü denize çakıldı. Bu durum başarısızlık gibi gözükse bile ilk deneme için hiç fena sayılmaz. Özellikle iki roketin aynı anda yere inişleri inanılmaz bir görüntü oluşturdu.

Elon Musk’ın tekrar kullanılabilirlik ile ilgili hayali ise 24 saat. Yani bir Falcon 9 roketini fırlattıktan yaklaşık olarak bir gün sonra tekrar kullanabilmek. Eğer bunu başarabilirlerse, yıllardır hayal olarak gördüğümüz bazı şeylerin gerçekleşme ihtimallerinin arttığı bir noktaya ulaşmak üzere olduğumuzu da kanıtlayacaklar.

SpaceX, ismindeki “uzay” kelimesinin hakkını veriyor. Bu aşamadan sonra “Explore” yani keşif kelimesinden gelen X harfinin de hakkını vermeye başlayacak. Bilimkurgu kitapları ve filmlerinde gördüğümüz arka arkaya kalkan roketler, uzay boşluğunda birbirileriyle yarışan mekikler şimdi gerçek olmak üzere.

Son olarak Elon Musk, biz bilimkurguseverleri de unutmadı ve Falcon Heavy ile uzaya gönderdiği Tesla Roadster aracın ön paneline “Don’t Panic” yazıp, torpido gözüne “Otostopçunun Galaksi Rehberi” kitabını ve bir adet havlu koymayı ihmal etmedi. Kırmızı renkli araç planlandığı gibi Dünya ile Mars arasında bir yörüngede dönemeyecek bile olsa –bu aşamada Mars ile asteroid kuşağı arasında bir yörüngeye oturdu – radyosunda David Bowie’nin Space Oddity şarkısı çalmaya devam ediyor.

Yazar: Cem Can

Üniversite tezini robotlar üzerine vermiş bir bilgisayar mühendisi. Kılıcın yolunda ilerleyen, an itibariyle 2. Dan bir kendocu. Müzik tutkunu ve bilim kurgu hayranı. Kurduğu hayalleri yazıya dökmeye çalışan bir hayalperest."Ben bu dünyayı değiştiremeyeceğimi biliyordum; o yüzden başka dünyalara gittim." - PKD

İlginizi Çekebilir

komplo teorileri

En Uçuk Komplo Teorileri #7

Her seferinde, “Yok daha neler!” diye devam ettirdiğimiz yazı dizimizin yedinci bölümüne ulaştık. Biz yazarken …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin