Bir bilim insanı olarak bir konuda uzmanlaştınız. Sonra aylarca ve bazen yıllarca uğraşarak üzerinde çalıştığınız konuda bir makale yazdınız. Üstelik çok önemli sonuçlara da vardınız. Alanınızı, belki de bilim dünyasını sarsacak çok önemli buluşlar yaptığınızı düşünüyorsunuz. Alanınıza ait en prestijli dergiye makalenizi gönderdiniz. Ama o da ne! Tebrik beklerken makaleniz hakemler tarafından reddedildi. Hakemler de aslında sizinle beraber o konuda çalışan diğer bilim insanları.
Biraz züğürt tesellisi olacak ama dünyaca ünlü araştırmacıların bir kısmının da makaleleri reddedildi. Bir süre sonra Nobel alacak makalelerin hiç okunmadan geri çevrildiği bile olmuş. Gelin bu makalelerin en meşhurlarına beraberce bakalım.
1. Enrico Fermi’nin zayıf etkileşim üzerine yazdığı makale, 1933
Doğadaki dört temel kuvvetten biri olan zayıf etkileşim, Enrico Fermi tarafından 1933’te Alman dergisi Zeitschrift für Physik’te yayımlanan “Beta radyasyonu teorisi üzerine bir deneme” başlıklı makalede ilk kez tarif edildi. Ama ilk önce Nature’dan “gerçeklikten çok uzak” olduğu gerekçesiyle reddedildi. Makale, Fermi’nin 37 yaşında 1938 yılında Nobel Fizik Ödülü’nü kazandığı “Nötron ışımasıyla üretilen yeni radyoaktif elementlerin varlığının ve yavaş nötronların neden olduğu nükleer reaksiyonların bulunuşunun gösterilmesi” konulu çalışmanın temelini oluşturuyordu.
2. “Krebs döngüsü” olarak bilinecek olan, Hans Krebs’in sitrik asit döngüsü ile ilgili makalesi, 1937
İleride üniversite ders kitaplarına “chapter” olacak kadar önemli bulgular içeren bu makale de reddedildi. Makalede hiçbir sorun yoktu, ama Nature dergisinin sayfaları o kadar doluydu ki okumadan makaleyi iade ettiler. “Hayvansal dokulardaki ara metabolizma içinde sitrik asidin rolü”, o yıl Hollanda’da Enzymologia isimli dergide yayımlandı. Hans Krebs 1953’te Nobel Ödülü’nü “sitrik asit döngüsü keşfi” nedeniyle kazandı. Krebs daha sonra hatıralarında bu makaleden “Yayımladığım 50’den fazla makale içinde reddedilen veya yarı reddedilen tek makalem” diye bahsetmiştir.
3. Murray Gell-Mann’ın temel parçacıkların sınıflandırılmasına yönelik çalışması, 1953
Bu makale de yarım reddedilenlerden. Makalenin ilk başlığı ‘İzotopik Dönme ve Meraklı (Curious) Parçacıklar’ dı. Fakat editörler bu başlığı kabul etmedi. Gell-Mann’in ikinci önerisi olan ‘Tuhaf (Strange) Parçacıklar’ da kabul görmedi. Gell-Mann makalesini reddedilmekten kurtarmak için editörlerin önerisi olan ‘Yeni İstikrarsız Parçacıklar’ı kabul etti. Ve bir daha da o dergiye makale göndermedi. Gell-Mann 1969 yılında Nobel Fizik Ödülü’nü “temel parçacıkların sınıflandırılmasına ve etkileşimlerine ilişkin katkıları ve bulguları” nedeniyle aldığında çalışmasının başlığının ne olduğu önemli değildi.
4. Radyoimmünoassay tekniği, 1955
1977’de Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü’nü kazandıktan sonra Rosalyn Yalow, The Journal of Clinical Investigation’dan aldığı ret mektubunu gururla gösterecekti. Editörler, insanın insuline bağlanacak kadar küçük antikorlar üretebileceğine inanmadığı için makale reddedilmişti. Rosalyn Yalow onların yanlış olduğunu kanıtladı ve şimdi radyoimmunoassay, vücuttaki antikor seviyelerini belirlemek için kullanılan yaygın bir teknik.
5. İlk Higgs modeli, 1964
Peter Higgs, daha sonra ‘Higgs modeli’ olarak adlandırılacak modeli anlatan ikinci bir makaleyi Physics Letters’a gönderdi. Ama çalışma hızlıca yayımlanmayı hak etmediği gerekçesiyle reddedildi. Higgs Modelinin kabul görmesi biraz zaman aldı. Bu ufuk açıcı araştırması 1966’da reddedildikten sonra CERN’deki araştırmacılar ATLAS ve CMS deneylerinde Higgs bozonunun kanıtlarını bulunca, Higgs 2013’te Nobel Fizik Ödülü’nü aldı. İlk makale “Kütlesiz bozonların spontan simetri kırılımı”, o yılın ilerleyen aylarında Physics Letters’de yayımlandı.
6. Nükleer manyetik rezonans (NMR) spektroskopisi, 1966
Kimyagerler ve biyokimyacılar için inanılmaz derecede kullanışlı bir teknik olan NMR spektroskopisi, moleküllerin yapısı ve devinimleri hakkında bilgi edinmemizi sağlar. Fakat teknolojiyi özetleyen ilk makale olan “Fourier Transform Spektroskopisinin Manyetik Rezonansa Uygulanması”, o dönemde çok az ilgi gördü. Makale iki kez Journal of Chemical Physics tarafından reddedildi. Sonunda Review of Scientific Instruments’da yayımlandı. Richard Ernst, 1991’de Kimya’da Nobel Ödülü aldı.
7. Quasikristallerin keşfi, 1984
“Fizikçilerin ilgisini çekmeyeceği gerekçesiyle reddedildi.” – Dan Shechtman
Quasikristaller düzenli ama periyodik olmayan yapılar. Dan Shectman bu garip yapılardan ilk kez bahsettiği 1984 tarihli “Hızla Katılaşan Al6Mn’in Mikro yapısı” adlı makalesi Physical Review Letters tarafından metalürji araştırmacılarıyla daha alakalı olduğu için reddedildi. Makale aynı yıl Metallurgic Transactions A tarafından yayımlandı ve Shechtman 2011’de Nobel Ödülünü kazandı.
8. Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) üzerine ilk makale, 1986
Kary Mullis, “polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yönteminin keşfi”ne olan katkılarından ötürü 1993 Nobel Kimya Ödülü’nün ortaklarından biri oldu. PCR, günümüzde DNA şeritlerini çoğaltmak için laboratuarlarda kullanılan standart bir teknik. Ancak bu tekniği açıklayan ilk makale Science dergisi tarafından reddedildi. Ret sebebi konusunda yıllardır bir açıklama yok, ama üç yıl sonra PCR aynı dergi tarafından yılın molekülü ilan edildiğinde derginin editörü hala aynıydı. Kary Mullis, Nobel konuşmasında kendisine selam göndermeyi ihmal etmedi.
Umarım, bu yazıyı okuduktan sonra hayattaki ve akademik yaşamdaki başarısızlıklarınız hakkında biraz daha iyi hissediyorsunuzdur. Çünkü çoğu zaman başarısızlık, başarıya tırmanan merdivenin bir basamağıdır. Hala yeterince iyi hissetmiyorsanız, bir akademisyenin başarısızlıklarına yer verdiği CV’sine de göz atmanızda fayda olabilir.
Hazırlayan: Murat Yıldırım | Kaynak