NASA, bu sene yeniden Mars’ta sıvı su bulduğunu açıkladı. Zira NASA, böyle bir haberi zaten 2000’lerin başında yayınlamıştı. Daha sonra 2007’de THEMIS uzay aracı tarafından görüntülenen Warrego Valles adında 188 km’lik antik göllerin keşfi açıklandı. Fakat bildiğiniz gibi bunlar kurumuştu. 4 sene önce ise Newton Krateri‘nde mevsimsel sıcaklık değişimlerine bağlı olarak olası tuzlu sıvı suyun uydu görüntüleri elde edilmişti. Ancak bu keşfi 100% doğrulamak için sıvının kimyasal derişimini analiz etmek gerekiyor. Ne tesadüftür ki Mars’ta dolanan Curiosity adında bir kimya laboratuvarı var. Hatta olay yerinden tam olarak 50 km uzaklıkta. Ayrıca 40.25 km ile Dünya dışında en fazla yol katteden rover Opportunity de Mars’ta. Peki neden gidip sıvı suyu incelemiyorlar?
1967’de imzalanan Dış Uzay Antlaşması gereği incelemeleri yasak da ondan. Neden mi? Çünkü Curiosity, Dünya’dan Mars’taki olay yerine gitmek için toplam 225 milyon km yol kattetmiş olacak. Dünya’dan ayrılırken sterilizasyon işleminden geçse bile hiç duş almadan geçirdiği bu seyahat sırasında, yüzlerce çeşit mikroorganizma ile donanmış olabilir. Zaten olası bir sıvı suyun analizini yapacak seviyede steril değildi.
İmzalanan antlaşmadaki bir maddeye göre; “dış uzaydaki herhangi bir su kaynağının yanına gönderilen bir robot veya insanın su kaynağına yaklaşması, Dünya’dan getirdiği canlı formlar bulaştırabilme olasılığı gereği yasaktır.”

Şu an Mars’ta bulunan Curiosity ve Opportunity‘nin su kaynağına yaklaşmaları tamamen yasak. Aslında sıcaklık ve radyasyon seviyesini arttırarak sterilizasyon işlemini daha etkili bir hale getirmek mümkün. Böylece çok dayanıklı mikroorganizmalar bile yok edilebilir. Fakat aynı zamanda roverın devreleri ve elektronik sistemi de zarar görmüş olur.
Peki çözüm nedir? Bildiğiniz gibi NASA, 2030’ların başında Mars’a insanlı uçuş yapmayı planlıyor. Böylece belki de bazı astronotlar dünya dışı sıvı suyu kendi gözleri ile görebilecek. Ya da 3D yazıcılar ile robotlar yapan roverlar gönderilip az bir riskle inceleme yapılabilir. Ayrıca bu aralar NASA’nın bütçesinin baya sıkıntıda olduğunu da hatırlatmaya gerek yoktur herhalde.
İnsanlar, 1957’de fırlatılan ilk yapay uydu Sputnik 1‘den bu yana uzaya yaklaşık 6.600 uydu gönderdi. Öte yandan boyutları 1 cm’den küçük ve büyük yüzbinlerce obje de gezegenin yörüngesinde dolanıyor. Bu cisimlerin hiçbiri de 100% steril sayılmaz. Bu açıdan baktığınızda belki de dünya dışına yaşam tohumlarını biz ekiyoruzdur, kim bilir?