Mitokondriniz olmadan biyokimyasal fonksiyonlarınızı sürdüremezsiniz, hiçbir ökaryot sürdüremez. Fakat yeni bir araştırmaya göre mitokondrilerinden kurtulmuş ökaryotlar olabilir! Evrimsel biyolog Eugene Koonin‘in dediği gibi
“Artık mitokondrisi olmadan bile mutluca yaşayan ökaryotlar olabilir.”
Mitokondriler evrimsel olarak primordial ökaryotik hücrelerin içlerine girdikten sonra fagolizozomdan kurtulup, simbiyotik ilişki kurmayı başarmış bakteri torunlarıdır. Bunun birçok yönden anlayabiliyoruz. Örneğin, morfolojik olarak bakterilere benzemeleri dışında genomları bakteriler gibi çemberseldir. Öte yandan ökaryotik sınıflandırmanın da en önemli kriteridir sitozolde mitokondri barındırmak. Fakat uzun bir süredir mitokondrisi olmayan türler olabilir mi diye araştırılıyordu. Örneğin insanlarda bağırsakta patojenik etki yaparak ishal sebebi olan Giardia lamblia adında parazitik protozoanın mitokondrisinin olmadığı düşünülüyordu. Ardından yapılan testlerle organellerinin çok küçülmüş bir biçimde bulunduğu ve yanlış alarm olduğu açıklandı.
Şu an yeni bir araştırada evrimsel biyolog Anna Karnkowska, doktora sonrası araştırmacı ve danışmanı Vladimir Hampl, Prag’daki Charles Üniversitesi’nde Monocercomonoides cinsinden yeni bir tür kamçılı (flagellalı) protozoa üzerinde çalışıyorlar. 75 milyon bazlık genomları ve 16629 potansiyel protein kodlayan genleri ile bu cinsler bazı memelilerin bağırsaklarında parazit olarak biyolojik fonksiyonlarını sürdürüyorlar.
Yapılan çeşitli testlerin ardından genomlarında herhangi bir mitokondriyal gene (mtDNA) veya herhangi bir kardiyolipin (mitokondri iç zarında bulunan, enerji için kullanılan lipid türevi) molekülüne rastlanmadığı gösterildi. Bunun nedeni Monocercomonoides‘lerin yaşadıkları ortam nedeni ile herhangi bir stabil enerji kaynağına gereksinim duymamaları. Bulundukları ortamda besin bol; ancak mitokondrinin enerji kaynağı olan oksijen kıt. Bu yüzden bu organizma mitokondri üzerinden oksidatif fosforilasyon yerine, kendi sitoplazmasında bazı spesifik enzimler aracılığı ile besinleri enerjiye dönüştürmeyi tercih ediyor.
Fakat mitokondri sadece enerji eldesini değil, demir ve kükürt gibi protein ve vitaminler için gerekli bazı elementlerin de kullanımını sağlıyor. Görünüşe göre Monocercomonoides‘ler, bazı bakteriyel genleri lateral gen transferi sayesinde ödünç alarak bu sorunun da üstesinden gelmişler. Bu şekilde hücre membranında aynı hücresel aktiviteleri gerçekleştirebiliyorlar.
Kanada’daki Montreal Üniversitesi’nden B. Franz Lang‘ın açıklamasına göre, bu testlerine %90’u doğru. Sadece kanıtları desteklemek adında mikroskopik olarak bu organizmayı daha ayrıntılı bir biçimde analiz etmek de gerekiyor. İngiltere’deki Exeter Üniversitesi’nden evrimsel biyokimyager Mark van der Giezen‘ın sözü ile bitirelim.
“Ökaryotik yaşam, aslında textbook’ların bahsettiğinden çok daha esnek.”
Kaynaklar: