1965 yazında Mars’ın yüzeyini gösteren ilk görseller bu gezegenin kraterlerle dolu bir çöl olduğuna işaret ediyordu. Görsellere göre burada ne su ne de yaşam bulunabilirdi. Halbuki yıllar sonra görüntü teknolojileri geliştikçe Mars yüzeyinin daha detaylı fotoğraflarına erişim sağlandı. Mars’ın yüzeyinde geçmişten kalan nehir yatakları, göl havzaları hatta ve hatta buzullar keşfedildi. Mars yüzeyinde suyun olduğu kanıtlandı, lakin su donmuş haldeydi. Peki ya yüzeyin altı? Dünya’da buz tabakasının altındaki suyun sıvı halde varlığını koruyabileceği biliniyor, peki aynısı Mars’ta da olamaz mı?
Mars’ta bir zamanlar denizlerin ve okyanusların olduğu düşünülüyor. Buna dair güçlü kanıtlar var. Nehir yataklarında keşfedilen mineraller ve nehir yataklarının oluşum biçimi buna delalet ediyor. Yüzeyde bir zamanlar deniz varsa bu, yer altında da su birikintileri oluşabileceği anlamına geliyor. Hatta bu birikintiler bugüne kadar varlığını korumuş da olabilir. Bunlardan biri 2018 senesinde keşfedildi. Birikinti Güney Kutbu’ndaki buzulların altında bulunmuştu. Elbette, orada sıvı halde su bulunduğuna dair herhangi somut bir kanıt yok. Yani bir sondaj aleti ile Mars yüzeyi kazılıp yer altında kalan o su birikintisine ulaşılmadı henüz. Fakat buzulun üzerinden geri seken sinyaller hemen altta bir yer altı göleti olabileceğine dair sağlam deliller sunuyor.
Geçtiğimiz günlerde Mars’ta üç yer altı göletinin daha varlığı tespit edildi. Roma Üniversitesi’nden Elena Pettinelli, 2018’de keşfedilen yer altı su havzasını tanımladıklarını hatta üç havza daha keşfettiklerini söylemişti. Söz gelimi göller 75.000 kilometrekarelik bir alana dağılmış halde. En büyük göl, tam ortada, otuz kilometre genişliğinde. Diğer daha küçük göller ise bu merkezi gölün etrafında. Onlar da birkaç kilometre genişliğinde.
Mars’ta sıvı halde su bulunduğunu bilmek oldukça heyecan verici. Hatta orada bir çeşit yaşam olabileceğine dair umut veriyor. Fakat sözgelimi yer altı gölleri büyük ihtimalle oldukça soğuk ve tuzludur. Su belki de o kadar tuzlu ki donmasını bile engelliyor. Eğer su aşırı tuzluysa bizim bildiğimiz türden bir yaşam oluşamaz ya da hayatta kalamaz. Gerçi yaşam elbet bir yolunu bulur derler. Bu fazlasıyla zorlu şartlara uyum sağlamış halofilik bakteriler şu an Mars’ın tuzlu yer altı göllerinde yaşamını sürdürüyor olabilir.
Halofil, Yunanca’dan gelen bir kelime. Anlamı “tuz seven”. Adından da anlaşılacağı üzerine yüksek tuz konsantrasyonlarında gelişen organizmaları tanımlıyor. Bu tarz organizmalar ekstremofil sınıfına girer, yani yaşam için ekstrem koşullara ihtiyaç duyan varlıklar. Jüpiter’in uydusu Europa’da ya da cüce gezegen Ceres’te aşırı derecede tuzlu yer altı okyanusları olduğu tahmin ediliyor. Halofilik organizmalar bu gökcisimlerinde de kendine yer bulmuş olabilir.
Mars’a dönecek olursak belki de kızıl gezegendeki yaşam yer altına çekilince bu aşırı tuzlu ortamda devam edememiş, aksine o su birikintilerinin içinde bir çeşit fosile dönüşmüştür. Deniz suyunun beş katı oranında tuza sahip bir göl hâlâ yaşam barındırabilir, fakat bu oran yirmi kata yaklaşınca yaşam artık mümkün değildir. Üstelik Mars’ın yer altı göllerine dair henüz somut bir kanıt elimizde yok. Yine de kızıl gezegende yer altı göllerinin varlığı çok büyük bir olasılık ve orada yaşamla karşılaşma ihtimali de azımsanmayacak kadar yüksek.
Hazırlayan: Tuğrul Sultanzade