Internet of Things

Kusursuz Yaşam: Nesnelerin İnterneti

Geçen gün internetten tiyatro bileti almıştım. Elektronik biletim G-mail hesabıma gönderildi. Hemen ardından, telefonum uyarı verdi. G-mail’ime gelen bilet, Google takvimimde etkinlik olarak kaydedilmiş ve tiyatrodan 2 saat önce alarmla uyarılacakmışım. Beni düşündüğün için teşekkürler Google…

Son yıllarda hızla gelişen “Nesnelerin İnterneti (Internet of Things, IoT) kavramı, çok daha fazlasını vaat ediyor. En basit açıklamasıyla IoT; akıllı telefon, laptop, mutfak aletleri, buzdolabı, çamaşır makinesi, klimalar gibi elektronik aletlerin wi-fi ya da mobil internet üzerinden birbirleriyle bağlantı halinde olması anlamına geliyor. Sadece kişisel elektronik eşyalar değil, akıllı binalar ve sürücüsüz araçlar da IoT’un bir parçası. Sensör aracılıyla fiziksel uyaranları algılayan makineler, çevredeki değişimleri belirliyor. Fiziksel değişikliklere göre tanımlanmış olan programlar devreye giriyor ve makineler tepki veriyor. Makineler algıladıkları durumları kodluyor ve kendi IoT Ağı içinde bulunan diğer makinelerle paylaşıyor. Bu sefer aynı algı-tepki süreci diğer makineler için de işliyor ve bu sistem Ağ’daki bütün makineler için seri biçimde gerçekleşiyor.

Lot

Henüz günlük hayatımızda yeteri kadar yaygınlaşmamış olsa da, IoT uygulamalarına somut örnekler vermek mümkün. Sabah uyanıyorum, perdelerim güneş ışığını algılıyor ve hava aydınlandıkça yavaş yavaş açılıyor. Kahvaltı için mutfağa geçiyorum, sensörler uyandığımı algıladığı için kahvem hazırlanmış bile. Giysi dolabımı açıyorum, bir ses hava durumunu anlatıyor ve giymemi önerdiği kıyafetler en ön rafa getiriliyor.

Nihayet evden çıktım, sürücüsüz arabamın arka koltuğuna geçiyorum. İşimin adresi sisteme kayıtlı, araba yol boyunca dizilen sensörlerden geri-bildirim alarak sorunsuz bir şekilde hedefine ulaşıyor. İşe geldim, masama oturuyorum. Dünden kalan işler ve bitirilmesi gerekenler sırayla önüme diziliyor. İş yerindeki elektronik asistanım beni dikkatle gözlemlemiş. Gün boyunca hangi saatlerde, ne kadar verimli çalıştığımı biliyor. Buna göre seçtiği en uygun işten başlamamı öneriyor, beklenmedik gecikmelerde beni uyarıyor.

Lot 2

İş çıkışı alışverişe gidiyorum. En çok tercih ettiğim zincir mağazanın IoT sistemi beni tanıyor, hangi rafa gidersem gideyim önceden tercih ettiğim ürünler önüme çıkıyor. Sistem, yeni çıkan ürünler hakkında beni bilgilendiriyor. Önceki alışverişlerimi o kadar iyi analiz etmiş ki öneri listesindeki bütün ürünler ilgimi çekiyor. Derimde, kalp ve damarlarımda sensörler var. Gün boyunca ne kadar hareket ettiğim, ne kadar yemek yediğim hesaplanıyor. Ne kadar enerjiye ihtiyacım varsa, yemeğe oturmadan önce bana bildiriliyor. Spor yapıyorum, belirlenen sınırlardan fazla enerji harcarsam sensörler beni uyarıyor.

Kalp ritmim dikkatle izleniyor, anormal bir durumdan haberim oluyor. Eğer sensör sağlığımı tehdit edecek düzeyde bir durum saptarsa, doğrudan ambulans da çağırabilir. Örneklerini verdiğim IoT sistemlerinin hepsini mevcut teknolojimizle hayata geçirmek mümkün. IoT’un günlük hayatımızda adım adım yaygınlaşacağı tahmin ediliyor. 2020 yılına kadar IoT ağındaki elektronik aletlerin toplam sayısının 20 milyara ulaşabileceği düşünülüyor.

lot 3

Ülkemizde daha çok lüks rezidans reklamlarında duyduğumuz “akıllı ev” sistemleri birçok gelişmiş ülkede yaygınlaşmaya başladı. Evler hava durumunu izliyor, iç ortamdaki sıcaklığı istenilen düzeyde tutacak kadar enerji harcıyor. Kullanılmayan odadaki ışıklar kapanıyor. Evdeki karbondioksit düzeyi arttığı zaman, camlar açılıyor ya da havalandırma devreye giriyor, evin havası tazeleniyor. Birçok yeni bina, artık enerjiyi en iyi şekilde kullanacak akıllı IoT sistemlerine sahip olacak şekilde inşa ediliyor.

Akıllı ev-bina uygulamasından da geniş kapsamlı olan “Akıllı şehir” kavramı, son yıllarda gündeme geliyor. Şehirler artık sakinlerini izliyor, onların hayatını kolaylaştırmak için düzenlemeler yapıyor. Amsterdam’da gittikçe yaygınlaşan sensörlü sokak lambaları, yaya trafiğine göre açılacak lamba sayısını belirliyor. Barcelona’da IoT trafik sıkışıklığına karşı önlem alıyor, trafik ışıklarının yeşil-kırmızı yanma süreleri anlık olarak değiştiriliyor. Otobüslerin rotaları trafikte takılmayacak şekilde tekrar düzenleniyor.

lot4

Kaliforniya, Santa Cruz’da IoT, şehrin geçmişteki suç ve adli olay kayıtlarını inceliyor. Adli olay gerçekleşme riski yüksek yerlere kamera ve sensörler yerleştiriliyor, emniyet tedbirleri artırılıyor. Stockholm’de trafik durumu IoT tarafından dikkatle izleniyor, şehir merkezindeki boş park yerleri saptanarak sürücülere bildiriliyor. Kar ve yağmur yağışında trafiğin en çok etkilendiği noktalar belirleniyor, sorun büyümeden önlemler alınıyor.

IoT dediğimiz ağ, makinelerimizi sarmaya başlıyor. Elektronik aletlerimizle olan uzun ve güçlü ilişkimiz, bizi de bu ağın bir parçası haline getiriyor, Çevrim-içi hale geliyoruz. Sosyal bir varlık olduğumuzdan dolayı doğamız gereği diğer insanlarla etkileşim içindeyiz, şimdi de makinelerle tanışıyoruz. Çevrim-içiyiz; makineler bizi izliyor, gözlemliyor, bizi takip ediyor.  Biz unutuyoruz, onlar hatırlatıyor. Biz hata yapıyoruz, onlar düzeltiyor. Hayatımızı kolaylaştırıyorlar adeta, sorumluluklarımızı azaltıyorlar.

lot 5

Peki günlük hayatımızı kolaylaştıran bu kadar sistem varken, biz ne yapıyoruz? Düşünecek daha az sorun, yapılacak daha az ev işi varken, bize ne kalıyor? Hayatımız daha mı anlamlı hale geliyor? Yeni kapılar mı açıyoruz varoluşumuza, yeni zevkler mi keşfediyoruz her gün? Bütün bu serbest zamanlara karşın, daha mı çok ressam, yazar, filozof yetişti 21. yüzyılda?

Anahtarı evde unutup kapıda kalmak da hayatın bir parçası olmalı…Otobüsten yanlış durakta inip yağmur altında yürümek…İnternet paketim bitmiş, Google Maps’i açamıyorum, arkadaşımın evini bulamadan saatlerce yürüyorum, arka sokakları keşfediyorum. Trafiğe takılıp tiyatroya yetişememenin verdiği sıkıntı paha biçilemez. Uyuyakalıp işe geç giderken bahane düşünmek mesela…Gezideyken telefonum bozulsa da hiç selfie çekemesem, etrafı sadece kendi gözlerimle izlemenin var mı bir anlamı? Makineler bizi izliyor, beklenmedik durumlarda uyarıyor. Hata yapmak istiyorum, sonra da hatalarımdan bir şeyler öğrenmek. Ama makineler izin vermiyor, sanki bütün koca evrende her şey yolundaymış gibi, kusursuz bir biçimde yaşamaya zorluyor bizi…

Hazırlayan: Emre Yorgancıgil

Ek Okumalar

  • Gelecek Dosyaları, Richard Watson, Yakamoz Yayınları-2010
  • Forbes
  • Wired

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

Geleceğin Metaverse’leri

Zaman su gibi akıp geçiyor. “Metaverse” sözcüğü, 2021 yılında Facebook’un ismini Meta olarak değiştirmesiyle popüler …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et