İklime Hükmedebilir miyiz?

James Rodger Fleming diyor ki, “İnsanlığın kibri evrenseldir. Hayatın her alanına hakim olmak ister.” Eğer bu konuda birinin sözüne güveneceksek bu kişi Fleming olmalı, zira kendisi 2010 yılında iklim kontrolü konusunda kitap bile yazmış biri. “Göğü Onarmak: Hava ve İklim Kontrolünün Heyecan Dolu Tarihi” adındaki, Goodreads’te 5 üzerinden 3.8 okuyucu oyuna sahip olan ve çıktığından beri eleştirmenlerden geçer not alan kitabında iklim kontrolünün geçmişinden olduğu kadar geleceğinden de bahsediyor.

Fleming kitabında günümüzde sürekli hakkında uyarılar duyduğumuz küresel ısınma konusunda ve iklim mühendislerinin nasıl imkansızı başararak iklimi kontrol altına alacağından bahsediyor. Bu fikir her ne kadar bilimkurgu filmlerinden fırlama gibi görünse de, Fleming bunun yeni bir fikir olmadığını, aslında birkaç asır geriye dayandığını iddia ediyor. O halde, gerçekten de iklimi kontrol edebilir miyiz? Gerçekten de doğa anaya hükmetmek, insanların iradesi doğrultusunda yağmur yağdırıp güneşin açmasını sağlamak mümkün mü?

İklim Kontrol Edilebilir mi?

iklim

Havayı kontrol etmek mümkün mü? Birçok insan buna ‘iklim kontrolü’ diyor ancak aslında hava kontrolü ile iklim kontrolü tamamen farklı şeyler. İnsan daima, her şeyi kontrol etmek istemiştir (Brian May’in dediği gibi, ‘her şeyi istiyorum ve hemen istiyorum!’): Dünya, denizler, gökyüzü, hatta Ay. Nice sıkıntılı süreçlere katlanarak doğayı taklit etmiş, yapay sahiller, adalar, hatta kar dağları yaratmıştır. İklimi isteğine göre düzenlemek ise öteden beri süregelen bir arzu. İlkel yağmur danslarından bulutlara yağmur ‘ekmeye’ kadar giderek gelişen bir sürü yöntem denendi; bilim insanlarının şüphelerine karşın milyon dolarlara varan yatırımlardan kaçınılmadı.

Peki küresel sıcaklıklarda son zamanlarda yaşanan aşırı dengesizliğin altında yatan sebepler neler olabilir? Karayipler’i kasıp kavuran kasırgalar ve tropikal fırtınalar gibi, Orta Asya ve Orta Doğu’nun boğuştuğu kuraklık felaketleri, Batı Afrika’nın yaşadığı son on yılın en büyük haşere istilası gibi, dünyanın dört bir yanında yaşanan onca felaketin önüne geçebilmek için yapılacak iklim müdahalelerinin parametreleri neler olmalıdır? Gezegenimizi sürekli tehdit eden küresel ısınma karşısında, ABD hükümeti tarafından desteklenen bilimsel bir topluluk Ulusal Bilim Akademisi (UBA), iklim değişikliği ile mücadele için jeomühendislik ve Dünya’nın doğal sistemlerine büyük ölçekli müdahale konularında daha fazla araştırma yapılması gerektiğini deklare etti. Çağrı kaçınılmaz olarak bu teknolojinin kullanılması gerektiğini savunanlar ile iklim kontrolü gerçek anlamda hayata geçirilirse gezegenimizin çok daha büyük bir risk altına gireceğini düşünenler arasındaki bir tartışmanın fitilini ateşledi.

İklim kontrolü, toplum için ikircikli bir konu olmaya devam edecek gibi görünüyor. Ne var ki, UBA iklime müdahale konseptini anlamamanın oluşturduğu risklerin, iklim müdahalesinin kendisinin teşkil ettiği risklerden çok daha büyük olduğunu düşünüyor ve bu tartışmalı konuda daha fazla çalışma yapılmasını tavsiye ediyor.

Jeomühendislik konsepti, hâlâ uzak geleceğe ait bir fikir gibi görünse de, bazı bilim insanları küresel ısınmanın gezegenimiz üzerinde bırakmakta olduğu ciddi hasarları önlemek adına şimdiden küçük çaplı deneyler gerçekleştirmeye başladı bile. Üzerinde araştırmalar yapılan konulardan en önemli iki tanesi, atmosferdeki karbondioksit miktarını azaltmayı hedefleyen ‘CO2 giderimi’ ile güneş ışığını Dünya yüzeyinden daha fazla yansıtarak artan sıcaklıkları düşürmeyi hedefleyen ‘güneş ışınımı yönetimi’.

ABD Vietnam’da Yağmur Yağdırdı mı?

ABD Ordusu, Güneydoğu Asya’da 1967’den 1972’ye kadar süren ve yıllık maliyeti 3 milyon dolara yaklaşan çok gizli bir operasyon yürüttü: Popeye Operasyonu. Nihai amaçları Vietnam’daki muson sezonunun uzaması ve Vietnamlı savaşçıların erzak operasyonları için kullandıkları yol olan Ho Chi Minh Patikası’nın sular altında kalması idi.

Ordu ayrıca nehir yataklarının taşmasını ve toprak kayması yaratarak bu sayede Kuzey Vietnam’da konuşlanmış olan birliklerin dağılmasını da umuyordu. İklim manipülasyonu konusundaki ilk ciddi deneme sayılabilecek bu askeri operasyonun sonuçları ise bugün dahi tam olarak net değildir.

Bulut Tohumlama Nedir, Nasıl Çalışır?

Kuraklık olan bölgelerde insanlar su bulmak için kendi istekleriyle yağmur yağdırabilir mi? ‘Bulut tohumlama’ konusunda son yıllarda gerçekleştirilen birçok deneyin sonucuna göre, insanlar gerçekten de yapay olarak yağmurun yağmasını sağlayabilir gibi duruyor. Bulut tohumlama temelde yağmur miktarının arttırılmasını sağlayan bir yöntem. Yağmur aniden hızlanan su damlalarının buz kristalleri oluşturması ile ortaya çıkar. Bir süre sonra havada asılı kalamayacak kadar ağırlaşırlar. Böylece düşmeye başlarlar ve çoğu zaman, yere düşmeden önce eriyerek sıvı hâle gelirler. İlginç olan nokta ise, en kurak bölgelerde dahi havada başka yerlerde olduğu kadar su olması. Bu su toplanabilir, kuru buz ve gümüş iyodür gibi kimyasallar kullanılarak atmosferik tohumlama ile buz kristallerine dönüştürülebilir. Bu kimyasallar nükleasyona (bir sıvı veya gazın bir kristal oluşturması sürecindeki ilk adım) yol açar ve yağmuru tetikler.

On yıllardır süren araştırmalar ve deneylere rağmen, bu gibi kontrollü deneyleri yürütmek hâlâ çok zor ve işe yarayacaklarının da bir garantisi yok. Öte yandan, jeomühendislik alanındaki gelişmeler ve yıllar boyunca sürdürülen araştırmalar sayesinde, iklimi gerçekten kontrol etme ve havaya hükmetme hedefimize hiç olmadığı kadar yakınız. Bu deneylerin gezegen için yararlı olup olmadığı, uzun vadede istenmeyen sonuçlara yol açıp açmayacağı hâlâ meçhul. Her halükarda araştırmalar devam ediyor, iklim kontrolünün üstesinden gelip gelemeyeceğimiz konusu ise daha çok tartışmaya sebep olacak gibi duruyor. Ancak kesin olan bir şey var ki, bundan olumlu bir sonuç alırsak, hem yeşil gezegenimizi hem de gelecek nesilleri birçok dertten kurtarmış olacağız.

Kaynak

Yazar: Erkam Ali Dönmez

Oyun sever, oyun oynar, oyun çevirir, oyun yapar.

İlginizi Çekebilir

iklim kurgu

İlk Bilimkurgu Yazarları İklim Değişikliğini Nasıl Hayal Etti?

Günümüzde “iklim-kurgu” adıyla anılan alt türün ortaya çıkmasından bir asır önce, pek çok erken dönem …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et