2050 teknoloji

Günümüz Teknolojisiyle 2050’de Dünya

Her ne kadar birçok insan gelecekten korksa da, 2050 yılına gelindiğinde muhtemelen dünyamız bugünkünden çok daha farklı olacaktır. İklim değişikliği, artan nüfus, pandemi, doğal kaynak gibi zorluklar önümüzdeki 10 yılda tüm dünyayı meşgul edecektir.

Ancak devam eden sosyal ve ekonomik ilerlemeler, bilim ve teknolojideki tüm yenilikler düşünüldüğünde iyimser olmak için de sebeplerimiz var.

Bilgisayarlar, Yapay Zekâ ve Robotlar

Var olan bilgisayar teknolojilerinin gelişmesiyle Kuantum Bilgisayar teknolojileri yaygın hâle gelebilir. Bunun getirdiği işlemci gücüyle yapay zekâ ve robot teknolojileri de çağ atlayacaktır. Transistör benzeri yapıların yerini alacak teknolojiler sayesinde Kuantum tabanlı işlemciler yapay zekâlara, bilgisayarlara ve hatta insanlara entegre edilebilir.

Elon Musk’ın şirketi Neuralink beyne yerleştirilen işlemciler sayesinde Alzheimer ve Parkinson gibi nörolojik hastalıkları, omurilik zedelenmelerini ve körlüğü çözmeyi hedefliyor. Yakın zamanda bir maymun, beynine yerleştirilen çip sayesinde düşünce gücüyle Pong isimli oyunu oynamayı başardı. İleride insanlar da bilgisayarlarını, telefonlarını ve hatta prostetik organlarını düşünce gücüyle kontrol edebilecek duruma gelebilir. İnsanlar arası iletişim bile bu teknoloji sayesinde farklı boyutlara taşınabilir.

Amazon şirketi tarafından sadece robotların çalıştığı depolardan sonra insansız marketler de deneme aşamasına getirildi. Amazon GO sayesinde markete girip almak istediklerinizi alıp çıkabilirsiniz. Aldıklarınız hesabınızdan otomatik olarak tahsil edilecektir. Bu uygulama diğer firmalarda da yaygınlaştığında özellikle sıra bekleme derdi son bulacaktır. Mümkün olduğunca az fiziksel temasın kurtarıcı olduğu bir pandemi döneminde insansız mağazalar güvenli alışveriş noktaları hâline gelebilir.

Günümüzde kullanılan neredeyse tüm akıllı saat ve telefonlarda sağlık verilerimizi ölçebilen teknolojiler mevcut. Gelişen veri işleme gücüyle bu cihazlar hastalıkların tespit edilmesinde, teşhis konmasında hem hastalara hem de doktorlara zaman kazandırabilir. Hastanelere gitmek zorunda kalmadan uzaktan alınacak yardımlar birçok insanın hayatını değiştirecektir.

Pandemi döneminde alıştığımız uzaktan toplantılar ve görüşmeler Sanal Gerçekliğin de işin içine dahil olmasıyla 2050 yılında çok daha farklı boyutlarda olacaktır. Günümüz teknolojisiyle büyük yer kaplayan Sanal Gerçeklik gözlükleri ve diğer araçlar, gelecekte çok daha portatif ve ucuz olacaktır. Böylece herkes toplantılarına sanal gerçeklik üzerinden katılabilir, satın almak istediği kıyafetleri deneyebilir veya çeşitli turlar satın alarak sanal bir turist hâline gelebilir.

Ulaşım ve Nakliye

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, önümüzdeki 10 yılda büyük otomobil üreticilerinin tamamı otonom sürüş özelliklerine sahip araçları piyasaya sürmeye başlayacaklar. Uzmanlara göre 2035 yılına gelindiğinde araçların bir çoğu sürücüsüz olacak. Tüm dünyada 2014 yılında 320 bin elektrikli araç yollarda dolaşırken, bu sayı 2019 yılında 2 milyon 300 bine yükseldi. 2025 projeksiyonları elektrikli araçların 10 milyonunun yollarda olacağını gösteriyor. 2050 yılında klasik fosil yakıtlı araçları trafikte görmeyebiliriz. Bu durumda benzin istasyonları tarihin tozlu sayfalarında yerini almış olabilir. Evinizde, garajınızda veya yol kenarında basit bir şarj istasyonu, araçların birçoğu için yeterli olacaktır.

Tesla firması hem elektrikli hem de sürücüsüz araçlarda şimdiden iyi bir noktaya geldi. Google milyarlarca dolarlık yatırımı sadece otonom araçlar için yapmaya devam ediyor. Tahminlere göre 2030 yılına gelindiğinde tam otonom araçlar diğerlerinden daha fazla trafikte yer alacaklar. Tüm bu gelişmelerle birlikte yük taşımacılığı da insansız hâle gelecektir. Tırlar, kargo araçları ve dronlar… Günümüzde denemesi yapılan dronlarla kargo teslimatı 2050’ye gelindiğinde hayatın bir parçası olabilir. Yine geçtiğimiz günlerde Houston’daki Domino’s, Pizza teslimatlarını Nuro firmasına ait R2 isimli araçla yapmaya başladı bile. Diğer firmalar da dronlarla yemek teslimatlarını deniyorlar. Airbus gibi bazı firmalar da dron teknolojisini biraz daha ileri götürerek insan taşımacılığında kullanılması için hava taksiler geliştiriyor. İnsanlar 2050 yılında hava taksilere biniyor olabilir. Ancak Elon Musk’ın da belirttiği gibi, bu durumda sanal ve 3 boyutlu hava yolları düzenlemesi yapılmalıdır.

Boring Company ve Hyperloop firmaları da ulaşımı yer altına indirerek gelecekte insanların bir yerden bir yere gitmesini hızlandıracak çözümler üretiyorlar. Hyperloop’un kapsülleri saatte 1200 km hıza çıkarak Los Angeles ile San Francisco arasındaki mesafeyi 45 dakikada gidebilir. Özel aracınızla bu mesafe 6 saat sürecektir.

Yeni ve hızlı teknolojiler sayesinde gelecekte gökyüzünde daha az uçak görebiliriz. Hyperloop hızlı olsa da daha fazlası da yapılıyor. SpaceX şirketinin uzay yolculukları için geliştirdiği Starship roketi Elon Musk tarafından kıtalararası ulaşım için de kullanılmak isteniyor. Starship ile New York Londra arası 30 dakikada gidilebilir.

Enerji

enerji

Yenilenebilir enerji kaynakları gelişmeye devam ediyor. Şu anda dünyadaki enerji arzının yalnızca % 0,02’sini oluşturan güneş enerjisi, 2050’de dünya elektriğinin yarısını, bina ısıtmalarının yarısını ve endüstriyel ısı ve yakıtın % 15’ini sağlayabilir.  Şu anda dünya elektriğinin yalnızca% 2’sini sağlayan rüzgar enerjisi, 2050 yılına kadar dünya elektriğinin% 25’ini karşılayabilir. Bu noktada en büyük sıkıntı, mevcut rüzgâr türbinlerine ek olarak 1 milyon tane karada ve en az 100 bin tane de denizde yapılmasının gerekecek olması. Bu tarz enerji kaynaklarının maliyeti yıllar içinde azaldı ve sonunda kömür ve doğalgaza yatırım yapmaktan daha kârlı bir noktaya geldi.

Tesla’nın Solar Çatı projesi gelecekte benzerleriyle birlikte hayatımızda önemli bir noktada olabilir. Bu projeyle birlikte ürettikleri Tesla Powerwall ile güneş panellerinden elde ettikleri enerjiyi depolama çözümleri de sunuyorlar. ABD, Utah Salt Lake City’deki küçük bir şirket “dünyanın en güvenli, en güçlü rüzgar türbini” adını verdiği Powerpod üzerinde çalıştığını duyurmuştu. Bir bira fıçısı büyüklüğünde ve özellikle kentsel yerleşim alanları için tasarlanan bu türbinin normal bir rüzgâr türbininden 3 kat fazla güç üreteceği de belirtildi. Devasa boyutlarda olmayan bir rüzgâr enerjisi kaynağı 2050 yılında daha kullanışlı olabilir.

Temiz enerji ile dolu 2050 yılı için herkese spekülatif gelecek bir seçenek daha var. Füzyon Enerjisi. Günümüzde ITER isimli bir projede 35 devlet ortak olarak çalışmaya başladı. Toplamda  20 milyar dolarlık bir yatırım içeren proje, füzyon enerjisinin güç üretiminde kullanılabilirliğini test etmek üzerine yoğunlaşmış durumda. 2025 yılına kadar çalışır hâle gelmesi beklenen bu projeden 2050 yılında belki de tam kapasite faydalanabileceğiz.

Diğer yenilenebilir enerji kaynakları da gelecekte alternatif çözümler olarak karşımıza çıkabilir. Okyanuslardaki dalgalardan ve gelgitlerden faydalanan veya hayvan atıklarından faydalanan kaynaklar da önemli bir yere gelebilir.

Uzay Teknolojileri

uzay astronot mitokondri

Nasa geçtiğimiz günlerde Ay’a geri dönmek için başlattığı Artemis Projesi’nde SpaceX’in tasarlayacağı Ay’a iniş modülünü kullanacağını açıkladı. 2024 yılında Ay’a geri döndükten sonra ise planlarda Mars’a insan göndermek var. Blue Origin, Dynatics ve SpaceX gibi firmalar dâhil oldukça, uzay yarışında büyük atılımlar da gelmeye başladı. Önce tekrar tekrar kullanılabilen Falcon roketleri başarılı oldu. Şimdi de Starship’in ilk denemelerine tanıklık ediyoruz. Eğer her şey SpaceX ve Elon Musk’ın planladığı gibi giderse, 2024 yılında Mars yolculuğunu da şahit olabiliriz.

Yine Elon Musk’ın planları dâhilinde olan Mars’a koloni kurma fikri 2050 yılına geldiğimizde gerçekleşmiş olabilir ve 1 milyon kişi yeni Mars şehrinde birlikte yaşıyor olabilir.

SpaceX’in Starlink projesi de tüm dünyaya hızlı bir internet sağlama fikriyle yola çıktı ve binlerce uydu dünya yörüngesine yerleştirilecek. Günümüzde 1200 Starlink uydusu dünya çevresinde dönerken, proje tamamlandığında bu sayı 42000’e ulaşacak. Benzer şekilde Amazon’un da Kuiper isimli bir projesi bulunmakta. Bu uydular sayesinde 2050 yılına gelindiğinde dünya üzerinde herhangi bir noktada kaybolmak, telefonun çekmemesi veya internet olmaması gibi bir sorun kalmayacak.

2050 yılına gelindiğinde Blue Origin, Virgin Galactic, Lockheed Martin, Boeing ve SpaceX firmaları aracılıyla uzay yolculukları sıradan hâle gelebilir, uzay hotellerinde konaklayabilir, Ay’a veya Mars’a yerleşebiliriz.

Yiyecekler ve Biyoteknoloji

Gelecekte yeme alışkanlıklarımız şimdikinden çok farklı bir durumda olabilir. Et tüketerek ve mangal yaparak geçirdiğimiz zamanlar gençlere anlatılan hikâyelere dönüşebilir. Hayvanların sera gazı etkisi ve hayvanlardan bulaşan çeşitli hastalıklar sebebiyle et tüketimi giderek azalacaktır. Beyond Meat ve Impossible Foods gibi firmalar çıkardıkları alternatif et ürünleriyle şimdiden piyasada kendilerine yer edindiler. En ilginç yaklaşım ise “Cultured Meat”. Kesilmiş hayvanlar yerine hayvan hücrelerinde bulunan “Vitro Hücre Kültürleri” ile üretilen et. 2050 yılında lüks lokantalara gidildiğinde ahşap görünümlü plastik tabaklarda Vitro T-Bone Steak yenmesi gayet mümkün.

Günümüz insanlarının sebze ve meyve ağırlıklı diyetleri, etsiz alternatif sağlıklı beslenme programları da alışkanlıkları değiştirmeye başladı. İnsanların daha fazla yenebilir bitkiye ihtiyacı olacaktır. Bu durumda çiftlikler ve tarlalar yatay olarak büyüyemeyeceğinden dikey seralar, dikey tarlalar kurulacaktır.

Yapay organların yanı sıra günümüzde gelişmekte olan bioteknoloji ve kök hücre tedavileri sayesinde kalıtsal hastalıklara da çare bulunabilir. Covid-19 pandemisiyle birlikte belki de kurtarıcı olan mRNA teknolojileri gelecekte kanseri ortadan kaldırabilecek potansiyele sahiptir. Kalp hastalıkları ve diyabeti 2050 yılında belki de kimse bilmeyecek. Bu tarz hastalıkların ortadan kalkması sadece ilaçlarla değil, gen düzenleme teknolojileriyle de sağlanabilir. Henüz doğmamış bebeklerin genetik rahatsızlıkları DNA düzenleme teknolojisiyle sağlıklı olanlarla değiştirilir. Böylece yeni doğan çocuklar hayat boyu sağlıklı bir yaşama kavuşabilirler.

teknoloji

Sonuç olarak gelecekte neyle karşılaşacağımızı kestirmemiz çok zor, ancak var olan teknolojiler üzerinden bazı çıkarımlarda bulunabiliyoruz. İnsanlık tarihinde öyle zamanlar geliyor ki büyük bir kırılma yaşanıyor. Bundan 5 yıl önce kimse maskesiz sokağa çıkamayacak diye bir tahminde bulunulsaydı muhtemelen insanlar bunu söyleyene gülerdi. Öngörülemeyenleri bir kenara koyarsak eğer, önümüzdeki 30 yılda önemli gelişmelere şahit olabiliriz.

Herkesin ortak dileği 2050 yılına geldiğimizde çok daha iyi bir dünyada yaşamak…

Kaynaklar:

Yazar: Cem Can

Üniversite tezini robotlar üzerine vermiş bir bilgisayar mühendisi. Kılıcın yolunda ilerleyen, an itibariyle 2. Dan bir kendocu. Müzik tutkunu ve bilim kurgu hayranı. Kurduğu hayalleri yazıya dökmeye çalışan bir hayalperest."Ben bu dünyayı değiştiremeyeceğimi biliyordum; o yüzden başka dünyalara gittim." - PKD

İlginizi Çekebilir

God is an Astronaut

Uzayda Boş Boş Süzülür Gibi: God Is An Astronaut

Post-rock, 1990’ların başında ortaya çıkan ve geleneksel rock müziği aşan daha deneysel ve atmosferik bir …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin