Geleceğin Teknolojisi: Bilimkurgu Bilimin Gerçeği Olursa

2001 yılında VCR/DVD oynatıcı, Avustralya New South Wales’de en çok çalınan üçüncü üründü. 2011’e dek on sekizinci sıraya kadar düştü. Düşme eğiliminin devam ettiği kesin. Bir ürün, pazara ne kadar iyi nüfuz etmiş olursa olsun, zaman dediğimiz şey teknoloji işin içinde olduğunda oldukça güvenilmezdir. iPad’lerden yardımcı robotlara, video telefonlardan otonom arabalara; günümüz teknolojisinin çoğu, hayata geçmeden çok daha önce bilimkurgu tarafından başarıyla öngörülmüştür.

Örneğin, video kaset kaydediciyi (VCR) ele alalım. Bu ürünün ilk örnekleri 1950’li yıllarda üretilmiştir. İlk ticari olarak başarılı hali 1956’da piyasaya sürülmüştür. The Ampex VRX-1000, elli bin Amerikan doları fiyatına sahipti ve sadece büyük televizyon kanallarında çalışabiliyordu. Teknoloji hızla gelişti ve 2002 yılına dek Avustralya’daki hanelerin yüzde doksanı en az bir tane VCR ürününe sahip oldu. Ancak bundan bir asır önce, benzer bir cihaz H.G. Wells tarafından tasvir edilmişti.

Wells’in 1899 tarihli distopik romanı “Efendi Uyanıyor“da, Graham adlı uykusuzluk çeken, şanssız bir İngiliz mercek altına alınır. Viktorya Londra’sında uyku hapı içen Graham beklediğinden çok daha derin bir uykuya dalar ve 2100 senesinde uyanır. Graham uyandığında kendini bir tür video kütüphanesinde bulur. Burada, “garip bir silindir” olan ve üstünde ekran bulunan bir tür fütüristik VCR ile karşılaşır. Romanda bunu ayrıntılı bir şekilde tasvir eder. H.G. Wells de, Jules Verne ve Hugo Gernsback gibi gelecek teknolojisi üzerine okurlarına bir dolu şey sunmuştur.

Dünyalar Savaşı” ve “Zaman Makinesi” gibi romanlarıyla Wells; biyolojik savaşlar, lazerler, otomatik kapılar gibi saymakls bitmeyecek birçok şeyi tahmin etmiştir. Bir yazardan daha çok bir yayıncı olan Gernsback ise, makine çevirisi ve işitme cihazları üzerine 1911 yılında kalem oynatmıştır. Oysa işitme cihazları bundan tam altmış altı yıl sonra hayatımıza girebilmiştir.

jules verne

Bilimkurgunun asıl babası sayılabilecek Jules Verne, görüntülü telefon ve şok tabancası fikrini ortaya koyan, uzay yolculuğu sırasında sıfır yerçekimini tahmin eden ilk kişidir. Ancak bilimkurgunun ortaya attıkları her zaman gerçekleşmemiştir. Örneğin, Wells’in yerçekimi karşıtı metalleri veya Verne’in devasa bir topla bir insanı Ay’a fırlatması gibi. Modern bilimkurgu yazarları hedefi daha yakından vurabilmişlerdir.

William Gibson‘ın 1984 tarihli “Neuromancer” romanı, “siber alem” terimini popüler hale getirdi. İngiliz bilimkurgu yazarı Arthur C Clarke, bu romandan yirmi yıl önce yeterince gelişmiş bir teknolojinin büyüden ayırt edilemeyeceğini açıklamıştı.

Stanley Kubrick‘in Clarke’la beraber çalışarak ortaya koyduğu 1961 tarihli “2001: Bir Uzay Destanı” filmi günümüz teknolojisinin standartlarını yıllar öncesinden belirledi. Dijital tabletten gazete okumak, yapay zeka aracılığıyla günlük ihtiyaçlarınız için makinelerle iletişime geçebilmek gibi.

Arthur C Clarke’ın öngördüğü başka bir “büyü” ise otonom arabalar. 1976 yılında yayımlanan “İmparator Dünya” romanında, otopilot sürüşün yaygınlaştığı ve halka açık yollarda arabaların insanlar tarafından sürülmesinin bir yüzyıldır yasak olduğu bir geleceği gözler önüne seriyordu.

Hazırlayan: Ruhşen Doğan Nar | Kaynak

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

mars express

Mars’ta Dedektiflik Hikâyesi: Mars Express

Jérémie Périn’in ilk uzun metraj animasyonu Mars Express, bilimkurgu ile animasyonun mükemmel bir harmanı. Yalnızca …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin