Bilimkurgu Kulübü Bu Sitede Gelecek Var!
Zihin gücüyle eşyaları oradan oraya hareket ettirebilmek muazzam bir beceri olsa gerek, ama şu an için biz sıradan ölümlüler bu beceriye vakıf değiliz. Ancak yakında işler değişebilir ve bilim sayesinde telekinezi gerçekliğe dönüşebilir. Şimdilerde Çinli bir grup bilim insanı, telekineziyi gerçek kılabilmek için metamateryaller üzerinde çalışmalar yürütüyor. Metamateryaller, doğadaki malzemelerde bulunmayan özelliklere sahip olacak şekilde tasarlanan yapay malzemelerdir. Örneğin, ışık ve ses ile doğada görülmeyecek şekilde etkileşim kurabilirler.
Yakın zamandaki bu çalışmalardan önce, 2019 senesinde CTRL-labs da telekineziyi sanal ortamda mümkün kılmıştı. Fakat burada doğa üstü addedilen bir şeyi gerçeğe dönüştürmekten ziyade, insanların makineler ve sanal gerçeklikle etkileşim kurması ön plandaydı. CTRL-labs, 2015 senesinde New York’da başlatılan bir projeydi, fakat sonraki yıllarda Facebook tarafından satın alındı. CTRL-labs, nöromüsküler sinyalleri makineler tarafından algılanabilir komutlara çeviren bir bileklik tasarlamıştı. 2019’daki çalışmada ise insanların elleri ile üç boyutlu bir ortamdaki nesneleri kontrol edebilmesini mümkün kıldılar. Süreç, insanların gerçek dünyayla doğal olarak etkileşime girdikleri şekilde sanal ortamlarla da etkileşim kurmasını sağladı.
2021’de Miami Üniversitesi, insan beynini bilgisayar arayüzlerine bağlayacak bir yöntem sundu. Neuralink tarzı bilgisayar çipleri ile değil de, nöronlarla direkt olarak ilişki kuran nanopartiküller üzerinden zihin kontrol teknolojileri geliştirilebilirdi. Ancak bu çalışmaların hiçbiri ciddi sonuçlar vermedi. Şimdilerde ise Hava Kuvvetleri Mühendisliği Üniversitesi’nden Profesörler Shaobo Qu ve Jiafu Wang ile Singapur Ulusal Üniversitesi’nden Cheng-Wei Qiu önderliğindeki bir ekip, telekineziye dair yeni bir ilerleme kaydetmiş durumda. Çalışmaları, nesneleri insan zihniyle hareket ettirmek için bir şema sunan, “Remotely Mind-controlled Metasurface via Brainwaves” başlıklı bir makalede belgelendi.
İnsan beyninin, bilişsel işlevler sürecinde beyin dalgaları ürettiği uzun zamandır biliniyor. Bu nedenle araştırmacılar, bu beyin dalgalarını toplayarak ve bunları meta-yüzeyler üzerinde kullanarak, insanların meta-yüzeyleri zihinleriyle kontrol edebileceğini varsayıyor. Eğer böyle bir şey başarılabilirse, telekinezi yoluyla kontrol edilebilecek akıllı meta-yüzeylerin yaratılmasında büyük bir adım atılacak. Belki de gelecekte tıpkı telefonların WiFi ağlarına bağlanması gibi, insan zihniyle direkt olarak etkileşim içinde bulunan bir meta-materyaller dünyası ortaya çıkacak…
Peki araştırmacılar böylesine büyük bir adımı nasıl gerçekleştirdi? Bluetooth kullanarak. Araştırmacılar, Bluetooth aracılığıyla kullanıcıdan kontrol cihazına kablosuz olarak beyin dalgalarını manipüle etmeyi başardı. Nihai hedef, elektromanyetik dalgaların programlanabilir meta-yüzeylere tepkisini kontrol etmek için test deneğinin beyin dalgalarını kullanmaktı. Sonunda, kullanıcının saçılma modelini gerçekten etkili bir şekilde kontrol edebileceğini buldular. Araştırmacılar bu yeni modeli akıllı algoritmalar ile birleştirerek daha etkili ve kesin sonuçlar elde etmeyi hedefliyor. Araştırmalarla birlikte bazı sorular da kaçınılmaz. Mesela bu tür deneyler ne kadar güvenli ve ne gibi yan etkilere sebep olabilir?
Tüm bu çalışmayı özetleyecek olursak, telekinezi uygulayabilmek için en makul seçenek, beyin sinyallerini toplayabilen teknolojileri yeni yeni ortaya çıkan programlanabilir meta-yüzeyler ile birleştirmek. Bu meta-yüzeylerin fonksiyonları ve çalışma koşulları kullanıcılar tarafından ayarlanabilir. Fakat hâlihazırda mevcut olan çoğu programlanabilir meta-yüzey kablolar ile bağlı ve kullanıcılar tarafından manüel olarak kontrol edilmeli. Üstelik gerçek zamanlı da değiller. Fakat bu yazıda bahsettiğimiz araştırmacılar bu denkleme yeni bir alternatif sunmuş durumda: Uzaktan zihin gücüyle kontrol edilebilen meta-yüzey. Yani güç kaynağından DC akımı ya da sinyal jeneratörlerinden AC akımı yerine, meta-yüzeyler direkt olarak kullanıcılar tarafından beyin dalgalarıyla gerçek zamanlı ve kablosuz bir şekilde kontrol edilecek.
Kısacası, bu çalışmanın hedefi elbette ki tam anlamıyla telekinezi değil. Yani amaç masada öylece duran bir gözlüğü sırf zihin gücüyle kaldırıp başka bir yere koymak değil. Eğer bu araştırmalar giderek ivme kazanır ve etkili olduğu ispat edilirse, tıpkı akıllı telefonlar gibi son derece hayati yeni bir teknoloji ortaya çıkabilir. İnsan zihni tarafından kontrol edilebilen akıllı materyaller ve akıllı yüzeyler. Gelecekte, bu akıllı yüzeyler gerçekten de telekinezi benzeri bir şekilde insan zihni tarafından kontrol edilebilir hâle gelebilir. Böylece kendine sağlık, güvenlik, iletişim ve daha pek çok alanda son derece kullanışlı alanlarda yer edinebilir.
