Beyinden Galaksiye: Neuralink Projesi

Çağımızın en ileri görüşlü ve cesur girişimcilerinden Elon Musk, geçtiğimiz haftalarda yeni çılgın projesinden bahsetti: Beyne elektrotlar yerleştirip insan zihnini bilgisayara bağlamak. Peki bu nasıl mümkün olacak? Beyin-bilgisayar arayüzleri,  beyin kabuğundaki nöronların elektriksel aktivitelerini algılayıp, dijital ortamda bu aktiviteyi tekrar oluşturur. EEG cihazları aracılığıyla, bilgisayar ekranındaki bir oku takip etmek 1977 kadar eski bir tarihte mümkün olmuştur. Doğrudan nöronlara bağlanan elektrotlarla beyin sinyallerini almak ise 1990’lardan beri sürekli gelişen uygulamalarla gerçekleştirilmektedir.

Beyin-bilgisayar arayüzleri konusunda öncü bir isim olan Brezilyalı sinirbilimci Miguel Nicolelis, 2012 yılında yaptığı kapsamlı bir deneyde, iki uzak laboratuvardaki farelerin beyinlerine elektrotlar yerleştirmiş, internet aracılığıyla elektrotları bağlamıştır. Bir farenin görme sinyalleri elektrotla alınıp, öteki farenin beynindeki görsel yorumlama merkezine iletilmiştir. Bu sayede fare, uzaktaki labirent görevini çözmeyi başarmıştır. Miguel Nicolelis halen fare beyinleri üzerinde çalışmalarına devam etmekte, gittikçe karmaşıklaşan beyin fonksiyonlarını dijital ortama aktarabilmenin yollarını aramaktadır.

Peki Elon Musk’ın Neuralink Projesi, mevcut beyin-bilgisayar arayüzü çalışmalarının ötesinde neler vaat ediyor? Sunumda fare ve maymunlar üzerinde çalışmalar yapıldığından bahsedildi. 2020 yılında ise ilk insanlı deneylerin başlayacağı müjdelendi. Önceki deneylerdeki elektrotlardan farklı olarak, Neuralink Projesi’ndeki beyne ulaşan kablolar neredeyse mikroskobik boyutlarda. 20 mikrometre, yani saç telinden bile ince 2 bin adet elektrotla farenin beyin korteksine ulaşmayı başardılar. Beyindeki 2 bin farklı noktadan eş zamanlı elektriksel kayıt almak, beynin dijital modellemesi açısından çok büyük bir başarı. Daha fazla nöron, beyne dair daha fazla bilginin işlenebilmesine olanak sağlıyor. Gittikçe artan miktardaki beyin sinyali verisi, daha karmaşık dijital analizler gerektiriyor. Hareket, görme, duyma gibi temel algıların ötesine geçip düşünce ve bilinç süreçlerinin elektrotlar aracılığıyla modellenebilmesi için beynin farklı bölgelerinde çok sayıda elektrot ve yüksek işlem gücü gerekiyor.

Elon Musk, ilk somut hedef olarak omurga felci yaşayan insanlarda elektrotlar yardımıyla nöronların hasar gördüğü noktalara ulaşarak kas hareketini tekrar sağlama planlarından söz etti. Mevcut beyin-bilgisayar arayüzleriyle kısıtlı da olsa beynin sinyal iletimi yapılıp kas hareketi sağlanabiliyor; beyne gönderilen derin elektriksel uyaranlarla Parkinson hastalarındaki titreme nöbetleri kontrol altına alınabiliyor.

Ancak bu daha başlangıç. Nöronların dilini çözüyor, kimyasal moleküllerin aracılığıyla oluşan sinirsel iletimi ve beynin elektriksel aktivitesini modellemeyi başarıyoruz. Beyindeki birkaç bin noktadan kayıt alarak başladık ve bu ilk adımlarımızda temel duyuları ve hareket sistemini çözmeye çalışıyoruz. Başarılı deneylerimizin sayısı arttıkça  daha fazla noktaya elektrot yerleştireceğiz. Belki bir gün, mikrometre boyutlarındaki dayanaklı elektrotlarımız, kendi nöronlarımızın yerini alacak. 700 milyon yıllık evrim, protein ve organik malzemeden ürettiği sinir sistemiyle canlılardaki bilgi iletişimini sağladı. Eğer canlılığın ve dolayısıyla nöronların dilini çözebilirsek eğer, polimer malzemelerle daha dayanıklı ve gelişmiş bir sinir sistemi üretebiliriz. Beynimize entegre olmuş yapay, polimer nöronlar neler sağlayabilir? 200 bin yıllık Homo sapiens beyninin potansiyelini nasıl geliştirebiliriz? Beyninizle internete bağlanmak ister misiniz?

Organik beyin, bütün canlı hücrelerde olduğu gibi bozulmaya ve ölmeye mahkûm. Bilincimiz ve kişiliğimize dair her şey, kafatasımız içindeki 1,5 kiloluk et parçasının ürünü. Bir gün o et parçası bozulacak ve bilincimizi kaybedeceğiz, yani öleceğiz. Elon Musk, 16 Temmuz’da 3 bin elektrotla fare beynine ulaşmayı başardığını açıkladı. İnsanda işimiz biraz daha zor, beynimizde 80 milyardan fazla elektrot var. Bilinç ve benlik dediğimiz en karmaşık zihinsel süreçler, bu 80 milyar nöronun birlikte çalışmasının ürünü. Yani insan beynini tamamen modellemek için milyarlarca elektrota ve süper-bilgisayarları dahi aşan bilgi işlem gücüne gereksinim duyuyoruz. Eğer gelecekte bir gün, bunu başarabilirsek insan zihni organik yuvasından kurtulmuş olacak. İnsan bilinci önce bilgisayar ortamına aktarılacak, sonraki durağı ise internet olacak. Belki bir gün insan zihni, radyo dalgaları aracılığıyla bütün galaksiye yayılacak. Elon Musk, teorik olarak ölümsüzlüğün ve insan beyninin evrene ulaşmasının yol haritasını açıkladı. Daha alacak çok yolumuz var, ancak bu sefer iddia büyük: Gelecekte bir gün, insan zihni organik kısıtlamalarından kurtulacak  ve bütün galaksiye yayılacak.

Gelecekte bir gün, Evren uyanacak…

Hazırlayan: Emre Yorgancıgil

Kaynakça

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

dunyayi ardinda birak

Dünyayı Ardında Bırakmak Mümkün mü?

Netflix’te yayımlanan ve en çok izlenenler listesine girerek tartışmaların odağına yerleşen Dünyayı Ardında Bırak (Leave …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et